Gül kokuþlu sevda yanýðý
Yaðmurla karýþýk önümüze serilen
Kýþkýrtýlmýþ gök yankýsý
En beyaz, en olmadýk ebem kuþaðý
Okunulasý bir romandýk tozlu raflarda saklý
Aþkla baþlayýp ayrýlýkla tüketilen
Sonuna dek okunacak kadar
Sürükleyici olamadýk
Gecelere çaput baðladým
Dilek aðacý yaptým gördüðüm her parýltýyý
Sezdiðim her daðýnýklýðý aþk bildim
Vefasýz, gül beyazý bir kalbi
Nereye kadar taþýyabilirdim
Ben böyle severken seni
Aðýrýma gidiyor bilmelisin
Bu vurdumduymaz hallerin
Bana göre deðil
Gel dedim Çarþamba’nýn azizliði bir yana
Ben Perþembe de beklerim Cuma da
Kumar oynamak huyum deðil
Zar tutmayý da beceremedim hiç
Ne oldu da berabere bittik
Bilemedim
Elma dersem çýk, armut dersem çýk
Ne dersem aldýrma çýk -git- artýk içimden
Kayb-olasý umut!
Sen ne zaman sevsen
Geldiðim yer hep boþluk
Yar’dan bozma, yar kalasý, yar arasý sonsuzluk
Ben ne zaman sevsem
Ýki ucu keskin ’yalnýz mutsuzluk’
ve akis ve akis ve akis -ayrýntýlarda- aldýðým her soluk
fulya/nisan2011