bahar gamzelerinin tahtýnda
ve yaðmur en ince sesiyle yaðýyor
ellerimden geçtim bileklerim zaten talan...
rüzgar koyu, yaðmurla dans ediyor sanki
penceremin menteþesi gýcýrdýyor
sabah ezanlarý artýk duyulmuyor
anlayacaðýn yoksun diye kuþlar bile sitem ediyorlar
saçma sesler çýkartýyorlar
nerde o eski cývýltýlar?
hani sen takýlýr kalýrdýn ya,
"neresini seviyorsun þu hayvanlarýn?
baksana beynimizi didikliyorlar" diye
inan ki
senden sonra anladým;
baharý, kuþlarý, hayvanlarý, insanlarý
hatta hayvanlaþmýþ insanlarý!
neden sevdiðimi...
sen varsýn diyeymiþ
sen gülünce kuþlarýn sesi ritim yapardý yüreðimde
gidince anladým...
/
firari bir bestenin
yarým yamalak bir notasý gibiyim þimdi
"yüzümden düþen bin parça" derler ya
her parçam sen kokuyor
bölük pörçük adýný sayýklýyorum
yerlerde yüreðim
seni arýyorum
gerçi biliyorum yanlýþ yerlere bakýyorum
bunca zaman gönlümün gökyüzünde,
gök kuþaðýnýn kýrmýzýsýnda
kuþlarýn kanadýnýn beyazýnda
tanrýnýn en yaslý siyahýnda sakladým seni...
þimdi
yani sen yokken
býraktýðýn uçurumlardan kendimi nasýl alacam ki geri?
ki hala aklýmda
seni geri alýp; bu memleketten gitme vaveylasý...
Hüseyin Özkaymak
27 Mart 2011
Ayvalýýk
Uzak Kadýn’a...