gidiyorum
susturulduðum neyim varsa asýyorum kör aðaca
ve sonra bir solukla uçuruyorum kayalara masalýmý
bahar ruhumun zemininde aþýnýyor
düþüyor mavi ürperti sessizliðe
sýðýþamýyorum baþka bir görüntünün
aynasýna...
baþý ezildi sevdanýn
öksüz kalan gençliðimin intiharýydýn sen
son adýmým son yolcum topraðýn teninde
þehrin ýþýklarýna dolanýnca
topal kaldým dünlerin getirdiði aydýnlýða
onca bulut arasýndan sen en çok bana gülerdin
ölülerse yalnýzca karanlýða...
hüzün içti kýzlýðým
dudaklarýmda badem badem yara damlalar akýtýrken siyah
gönlüm her mevsim son/bahar oldu ertelenen yaþam/a
yamalarýný sakladým aþkýn yüklü yalnýzlýða
oysa yüzümde bir yüz/dü silüetin
akþam oldu sustu sevinci gözlerimin
karanlýðýn son durak demlerinde
acýma inat uçuruver Eylül yangnýmý
bana bir gülüver
gidiyorsun
tarihlere kar yaðýyor ilk öpüþleri gibi sevdanýn
cemrelerimle büyüyen aralýk akþamlarýnda hiçbir yatak güzel deðil
yankýlar baþýmda aðrý
uyuyamýyorum
inse gölgeler soluðumdan
kusursuz mevsim olacaðým
-ölüm bestesi çalýnýyor
gel ecelin koynunda uyuyalým-
alacakaranlýkta gurbet oluyor içim
güller aðlýyor arkamda
ya orkidelerim boynunu büküyor çukur bir tasa
kekeme sözcüklerim üþüyor heybetimde
yok ellerim ayaklarým
kötü düþüncelerim...
ölüm var uyandýrýlmayý bekleyen sadece