sana gelmek için
cenneti bir bilmeyen geceye sordum
yapboz düþüncelerde birleþti adresim
hasret hecelerinin daðlarýnda
seni aradým
günün karanlýk uðultularýnda
eþkiya düþün adýmlarý
tutuldukça yüreðimin yokuþlarýna
terli korkularýmda güneþ günahýmdý
yorgun sabahlar sýzlanan kardelenlerle
hiç hüznünü göstermeyen baharlara gitti
koyu takvimlerden düþtü
gözlerime yaðmalanan
kayboluþlar...
biliyorum az önce gölgeleri vardý beni dinleyen
eyvah
aydýnlýðý soyacak duvarlarýma çarpan karanlýklar
gece gözlerini giydirecek kýrda gelinciklere
unutulucak bahçe yataklarýnda gövdeleri yeþillerin
sýðýnacak masallarýn mor aðýzlý gemilerine
uyanan dalgalar
mayalanmýþ bir gürültü kopacak kýyýlara
vermek istemesem de ellerimi/
yaþayacaðým
saçlarýmda kök salmýþ
eski zaman
doðumlarý
diren ateþin dilinde kurþun yüklü umutlar
bak
dön ve bak geriye
kentler küçük küçük taþýnýyor gözlerime
yaðmur bulutu çalýnmýþ türkülerle tenime yaðýyor
aþýyor uçurumlarý altýn yüzlü çocuklar
sizi susana kadar uyutsam
ihanetler...
ne çok anlamadýðým suçlar büyüyor ýþýl ýþýl avuçlarýma
kulaklarýma gidip gelirken rüzgarlar öldürüyorum kendimi
nasýl avutsam kendimi mühürlü kýyametler
taþlar gibi yýkýlýrken sevda
yaþama...
kývrýlmýþ dilimin ucunda ezber kelimelerim
nar aðaçlarýnýn dallarýnda kekeme
masum bakan parçalarý ay saatlerinde
sana geliyorum
ve...
sana gelmek için
cenneti bir bilmeyen geceye sordum
yapboz düþüncelerde birleþti adresim
hasret hecelerinin daðlarýnda
seni aradým
ulaþamadým
kalbimde selama durdu tüm fýrtýnalar