bütün hissettiklerimi
bir kadýnýn gölgesinde
intihara sürüklemeden önce;
tüm renkler beyazdý
ve tüm sesler ince...
alfabe kirli kalsýn diye konuþmazdým,
kaçýrýrdým gözlerimi kalbimden,
müezzinler iltifat ederdi sabaha karþý,
mutluydum ufak tefek cümlelerimle...
düþünsene bir kere Allah aþkýna,
insan kaç kez intihar ederken
baþarýlý olabilir hayatta?
gölgen o denli siyahtý ki
kalp ritimlerim her seferinde
yakamaz yapardý çaresizce,
bir kaderin elinden öpüp
baþýma koyar gibi,
sarýlmýþtým gölgene,
günlük güneþlik kadrajlarýn
damar içlerimdeydi her nefeste,
sonrasýnda mý?
arsýz bir kabusu
ýssýz bir geminin dümenine yapýþtýrýp
rotaný, hatta rotamý kaybettim,
tüm mürekkeplerim,
beyaz kaðýda, kalýn siyah harflerle,
sabýr ve acý olarak müjdelendi...
daha sonra,
bir bankanýn müþteri potansiyeli gibi,
iflas bayraðýmýn gölgesine,
hem manav Ahmet,
hemde fabrikatör Timur gizlendi...
her þey kayboldu kýsaca
týpký þimdilerdeki sen gibi...
sanki Ýsrafil aldý eline düdüðünü
senden sonra...
ne kadar çok benziyorsun kýyamete deðil mi?
biliyor musun,
artýk tüm renklerim siyah...
týpký gölgen gibi...
02.11.2010
Ayvalýk