ilk doðumunda
yavrusunu kaybetmiþ bir annenin feryadý kadar acýydý
benden gidiþin
ellerimle yokladýðým sabahlara kaç dua ektiðimi
ve her defasýnda kaç solgun baþak topladýðýmý bilmiyorum
tarifin
yüzümde lekeli saatler
beynimde üvey zamanlar doðuracak kadar sancýlýydý
bu yüzdendir þimdi
seni tutamayan parmaklarýmdan bir kangren bayramý yaratýyorum
hoþgeldin çocuk!
nasýldý gözlerinin rengi
teninin kokusu nasýldý kim bilir
hayata yarý pencereden bakacak kadar ürkektin belki
sanki hiç bitmeyecek bir cümlenin özeti
ya da yazýlmayý bekleyen notalarýn gizli sözleriydik
önce birbirimizden gözlerimizi
sonra kalbimizin içinden sözlerimizi çektik
oysa içime sevap diye çektiðim sonsuz ibadetimdin
(kapýlarýný asla çalmayacak cesaret saatinde umut intiharý
cevaplarý alýnmayacak bir sorguda suskunluk anahtarýydýn)
aklýný yitirmiþ tüm yalnýzlýklarýmda özlemim
ve sana uyanamayan bütün saatlerimde içime çektiðimdin
daha önce binlerce kez öptüðüm çocuklarýma benziyordun
hangi karanlýða ýþýk vereceksin bilmiyorum
vahiy bekleyen bir peygamber sabýrsýzlýðýydý seni bekleyiþim
kaç denizde boðuldum
kaç yýldýz yerinden kayarken öldüm saymýyorum
say ki hiç tanýmadýðým harfler mezarlýðýndayým
ve senin için yalnýzlýða aç sabahlar besliyorum
gitme bir daha çocuk!
sen gidince ben kýblemi kaybediyorum
örtündüðüm herþey beni yavaþ yavaþ öldürüyor
bütün aynalarda kendimi çýplak görüyorum
hala ilk kez gözlerinde inancýna durduðum cennette bekliyorum
hadi gel!
senin kadar içimdeki Tanrý’yý da özledim
Faik DANIÞMAN