“Ýnsanlar: "Ýnandýk! demeleriyle býrakýlýp da imtihan edilmeyeceklerini mi sandýlar? Andolsun ki, Biz onlardan öncekileri ne fitnelerle imtihan ettik. Yine Allah, elbette doðruluk gösterenleri bilecek ve elbette yalancýlarý da bilecektir. Yoksa kötülük yapanlar, bizden savuþup kurtulacaklarýný mý sandýlar? Ne fena hüküm veriyorlar! Her kim Allah’a kavuþmayý arzu ederse, elbette Allah’ýn belirlediði ecel muhakkak gelecektir ve O, iþitir, bilir.” Sûre-i Ankebut, 2, 3, 4 ve 5
uzandým usul usul aðyârdan kalanlara
ihtimâl soruyorum hükmü zâyi derinden
yüzüm çalgý çaðanak bakýþlarým kapkara
ne kadar umut varsa emzirip duruyorum
volkan dudaklarýndan nevbahar gözlerinden
selâmýmdan kaçýyor kýrk senelik mâbedim
her yetim ihlâsýmda güvercinler çaðlýyor
sen ne zaman geldin de ‘ben gitme n’olur’ dedim
sabýr taþý çatlatan payidar mirasýmda
pencerem feryat figan kapýlarým aðlýyor
bakýp da saða sola davranmadým cebeme
yerli yerinde saklým gölgem gövde basarken
çingene çehrelerden sakýndýðým kebeme
hangi yamalar düþer þimdi nerede aklým
kurtlar daraðacýna imânýmý asarken
yerinde duramýyor baþladýðýmda mahfil
rücû’en cezbelerde tütsüleniyor toprak
temaþa serilmiþ de sükuta erdem zembil
deliller topluyorum sessizce izbelerde
avuçlarýmda mýsram gözyaþým yaprak yaprak
alfabem üryân sebep divâným aþk betiði
þaþýrýp kalýyorum düþmüyorum kat’îyyen
göðsümde çapraz yalým nihâlistan yitiði
sen nefes arayýnca nefes mi alýyorum
nefesimsin nefesim sevdiðim ebediyyen
altýþubatikibinon – gaziantep
hakan ilhan kurt