‘hâb görmez çeþmimiz endîþe-i aðyârdan,
pâsbânýz genc-i esrâr-ý mahabbet bekleriz.’ Fûzulî
elini üzerimden, çekme sakýn gülizâr!
çalýnýr bakýþlarým yeddiemin meyânda;
kudemânýn zârýný, yakar bir figânýzâr
ve çýrpar dudaðýmý uçurum çiçekleri.
hilkatimle nûruna uzandýðým beyânda,
kurulurlar soframa aðustos böcekleri...
kamçýlar kalýn bir bent, tâkatsiz çataðýmý;
vadiler küser bana, hasýmlaþýr suyuma.
çekme sakýn elini taþýrýr yataðýmý,
üç mum titreði ýþýk ve bir lâhza sarmaþýk!
abanýr cengihârýk, söz dinlemez huyuma;
masmavi gözyaþýmda, tövbe bozar her âþýk!
çarpar nöbetlerimi kutsayan nûrucemâl;
imdâda fýrsat vermez, söndürür kandilini.
hýzýr-ilyas rüþtünde, hýçkýrýr cümle mahâl:
‘emritekvînî hakký ruhum ruhuna rücû!’
sözgelimi bir vakit çektiðinde elini
hangi uzlet bastýrýr, zýyandaki hurûcu?
gözlerini doðrultur, kuzgunlar mahremime;
ýpýslak namlu terki ve bir çentikli mermi!
boþanýr yaðmur gibi bozgunlar mahremime;
insâfýnda pinekler, her bûsesi yarýnýn.
hicâbým hicâbýmý, þaþkýnlýða gömer mi?
bana kalýr mý küfü, volkan dudaklarýnýn?
kuþluk vakti kimsesiz, kuþlar tüysüz tüneksiz;
eski bir takvim koklar, satýrlarda berceste.
çekme elini sakýn, yüzüm bensiz beneksiz;
sararýp solar yoksa, aþkýn bedî icrasý.
cevþen dilli coðrâfyam tükenir ceste ceste,
bozulur ihtiþamýn gül atlaslý mecrâsý!
düþer kalýrým sonra barkýna, beþiðine;
öz anamdan pâyidâr özlemle baþucuna.
vuslatýn eþiðinden firâkýn eþiðine,
durunca hicrânýma titrer erbâbýnazar...
al yüzümü þefkâtle sýmsýký avucuna
çekme sakýn elini üzerimden gülizâr!
yirmiyedi ocak ikibinon – gaziantep
hakan ilhan kurt