Yakutiye nazlý bir gelindi, Çifte Minareli Medrese açmýþ avuçlarýný, Dua dua gülümsüyordu; Her taþýnda Selçuklunun imzasý, Osmanlý’nýn mührü vardý!
Hissetmiþtim her sokaðýnda, her köþesinde, Nene Hatun’un varlýðýný, yüceliðini, analýðýný, Asýrlarý saatlere gizlemiþtim, Bakýrcýlar Çarþýsý’nda gezerken. Kýnalý bir yumruk gibi burçlarýn; Titretirdi gönlümü, sabah erkenden!
Lavaþ ekmeðine sarýp yediðim, Örme peynirini nasýl özledim! Umudum, lezzetim, benliðim; Sende buldu mayasýný, özünü, Geçip giden gençliðim!
Lala Paþa Camiinde Sinan vardý; Ayaz Paþa’da Hafýz Osman.. Geçtiðimde Kongre Meydaný’ndan Yüreðe keserdi bünyem; Sevgi sevgi gülümser, umut umut çarpardý.
Dedem anlatýrdý küçüklüðümde; Nice kara zamanlarý görmüþtü, Moskof’un ve Ermeni’nin elinden; Ýþgal yýllarýnýn acý hatýrasýdýr; uzun havalarýn, Yürek yakan aðýtlarýn: “Kýþlalar doldu bugün, doldu boþaldý bugün, Gel gardaþ barýþalým, ayrýlýk oldu bugün!”
……... Ey maziden süzülüp gelen þehir; Tarihlere ýþýk tutan Erzurum; Seni anlatmaktan aciz lugatim, Sözler yetmez, biliyorum; Bir ucundan, bir ucuna, Her yerini özlüyorum!
Sen gök kubbemizin kilit taþýsýn, Biz borçluyuz vatana ve bayraða. Vatansa Erzurum’a!
Halil GÜLÞEN
Sosyal Medyada Paylaşın:
Halil Gülşen Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.