Bir y/az hikâyesi;
babamýn gidiþiydi yokluk
yorgunluk annemdi biraz
göðsümün tam da ortasýnda
nefesimde aðýrlaþan hayat…
çatýsýnda havai bulutlar gezen
yýldýzlarý kayan gökyüzünde dilekti umutlar
karpuzdan fenerlerle yüzümüzde ýþýldayan
kocaman þehirdik kalabalýktýk bir zamanlar
iki küçük alyanstý baðlýlýk yýllar öncesinden
ve hiç eskimeyen
bahçesinde akþam sefalarý açan…
gözlerimde parlayan neþe
çocukluk armaðanýydý
beþ taþa býraktýðýmýz kahkahalarda
...
yaðmurlar çoðalalý parklarda
oniki yaþýmý sakladýðým salýncaklardandýr
dilimdeki ki pas!
körebeli günlerden kaldý
kirpiklerimdeki beyaz bað
çözmeye cesaret edemediðim karanlýk
ve oyun oynamayý býraktýðým yarýnlar.
saymazsak gizli kaçamaklarý
bezden bebeklere saklamasaydým grileri
hiç uzamazdý kadýn saçlarým
tutunamazdý kaderin örgülerine
buruk bir þarkýda yanmasaydý yürek
nereden öðrenirdik yoksa insan olmayý…
ne vakit gün aðarsa güneþe uyar yüzüm
arsýz yazlý tenim yeniden giyinir kuþanýr
sokaklara sevmek için çýkar çocuk adýmlarým
rüzgâra býrakýp sonbahar saçlarýmý
bir yaz hikâyesi yazar parmaklarým
alýngan sýcaklarda ýsýnýr güzlü baþým…
ve;
gümüþ bir kolye taþýyorsa
deniz yanýmý
çýpasýný çok uzaklara attýðým
zamana baðladýðým mavi kurdeledir anýlar
terli alnýmda taþýdýðým.
saatleri yeniden kurmaksa yaþamak
yeni denizlere
yeniden yelken açar kollarým…