yüzü çizilmiþ lekeli bir sokaktýr þimdi içim
karanlýðý yýrtan naralarýyla birazdan
kendini paralayan sözler geçecek üzerimden
üfleyerek kapatacak lambalarýný dilim
demli bir yaþ akacak kalemimin ucundan
ve özlem ýslaklýðý mendiller düþecek gözlerimden
saçlarýný kirpiklerimle taradýðým
sevgiliye dair kelimeler
ve dizlerini karnýna çekmiþ
hüzünlü cümleler
ardýmdan aðlamasýn!
ellerimi baþýmda kavuþturmuþ
satýr arasý bir ötenaziye duruyorum
giyotine býrakýyorum can hýçkýrýðý parmaklarýmý
sipere yatmýþ kurþun asker telaþýndan
kendimi vuruyorum
beni kimse anlamasýn!
eyy! yazýlmayan öyküm
ve incilerini nakaratýnda taþýyan türküm
sesi gür
vicdaný hür
adýmlarýný nergislerin ayak bileðinden koparan þiirlerim
ruhumla bedenim arasýnda tek aynasýnýz
kervan yükü dert yüklediðim sayfalarým
hoþçakalýn!
þimdi çýplak bir gecede kirli bir ay suretine astýðým
kendim kadar yalnýzsýnýz!
tren katarlarýyla el sallayýp giderken harfler
erdemin muhtýrasýnda can çekiþiyor satýrlarým
gün tenini
gece rengini
baþým gövdesinden diz(e)lerini kaybediyor
duyulmayan bir göçük altýnda ‘imdat’ sesi avazým
önce solduðumu
sonra öldüðümü anlatýyor ah’larým
ve geride kýrýk bir cam endiþesi kadar ýssýzlýðým yankýlanýyor
belki ;
dilencisi olurum sonra mahçup bir baðýþlanmanýn
hatta bir aðaç dikerim ömrüm yeterse
dal büyür
kalem olur
ve belki sayfayla öpüþür yeniden severse
-þimdi her þey biraz yarýn-
-ve her þey biraz yarým-
hoþça kal çocuk hüznüm
doðmayan yüzüm
hoþça kal sevgilim
hoþça kal þiir!
Faik Danýþman