içinin aynasý derin bir yaradýr gözlerin
baksam dilimin izi bir leke býrakýr
dokunsam bir sevaba bin günah
kýyametim olur ah’ýn
semavi deðil sevi’ye inancým
döne döne yanarým
aceleci bakýþlarda mahþer
dudak kývrýmýnda mavzer olur arzularým
çýk içimden Esma!
dýþýmla bir deðilim…
alnýna sýzsam iblis’i olurum riyasýz sevdalarýn
mavi ýþýðýna kara çalar gölgeler
kutsal sularýný emer kurak duygularým
susuz
uykusuz
sevgisiz mevsimlerde hasret dolar kucaðýn
dolduramadýðým boþluklarýna sarýlýr ellerin
yapma..!
yüzüne dönen her kýblegahta ibadet bulur kalbim
ve limanda el sallayan bir gözyaþý ardým
sevme beni Esma!
sevilecek adam deðilim
gözlerinin incilerini içer savruk yaðmurlarým
toplayamaz gururdan serseri avuçlarým
þakaðýna bir mermi diler her amin ertesi sancýlarýn
bilmediðin yol haritalarýnda
içini ýsýtmayan yabancý kentlerde uyursun
terleyen ayazlarda üþür yalnýzlýðýn
koynuna ateþten seviþmeler toplarsýn
yanarsýn
kanarsýn
hiçbir ölüm rahatlatmaz kalbini
öldür beni Esma!
sana can verecek deðilim
Ahh! Esma
türküsü yasak bir dilin tülbentidir yüreðin
þavka vursam ýþýða
içime çeksem zemzeme benzersin
bilmezsin…
gözlerimin uysallýðý benzemez bildiðin baharlara
firarisiyim sicili bozuk düþlerimin
pusuya yatar pul göðsü sevmelerim
bir damla denizde boðulur sevinçlerin
aðzýmdan çýkacak yalan bir söze çocuk kalýrsýn
bekleme beni Esma!
ardýnda zaman heba edilecek biri deðilim
zahir deðil ömrüm
ahir zaman eþkýyasýyým
hiçbir aðýr gecede yatýya kalmaz sevmelerim
süngüsü kalbimde saplý kýzgýn Tanrý’nýn
filiz vermez lanetlenmiþ topraðým
okþadýðýn her baþakta mühür kalýr postal izlerim
bilme..!
günleri sayýlý kelebek ömrüyüm
kopar kanatlarýmý Esma!
bu halimle seni taþýyacak deðilim
þiir; Faik DANIÞMAN
seslendiren; Mustafa ZORLA