EYLÜL
Biz ne zaman içlensek,
Eylüle çýkardý yolumuz.
Bütün yalýnlýðýyla uzaklarý kucaklayýp.
Güneþi giyinen çocuklar olurduk,
Zamandý, mekândý,
Bugündü, yarýndý,
Hiç bir þeyi tanýmlamaya kalkmadan,
Mutluluða dokunurduk.
Ve ardýndan kendimize bile tutunamayýp,
Sonbaharýn döktüðü ilk yaprak olurduk.
Biz,
Soðuk iklimlerin çocuklarýydýk efendim.
Eli, yüzü kirli ama ruhu temiz insanlardýk,
Yolu Allah sofrasýna çýkanlardýk yani,
Bayramlýk ayakkabýsýný baþucuna koyup,
Erken uyuyan çocuklardýk biz.
Eylül geldi sonra,
Kahverengi mevsimler,
Güz gömlekli hüzünler.
Bir söðüdün yapraðý gibi,
Koparýldý halatlarýmýz düþ ‘ten.
Savrulduk sonra zamanýn hakir boþluðunda.
Dedim ya;
Biz soðuk iklimlerin çocuklarýydýk efendim.
Sýðmadý adýmlarýmýz süslü kaldýrýmlara,
Sizin olsun o çok sevdiðiniz arabalar, yatlar, katlar…
Kekik kokulu bulutlar bize yeterdi.
Sizin olsun o süslü mevsimler,
Bize Eylül yeterdi.
Kanayanlarýn türküsüdür Eylül.
Yok;
Hiçbir acýyý da almýyor artýk içimiz,
Sizin olsun bütün hazlar, tarzlar.
Bize Eylül yeterdi.
20.09.2017
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.