MERHABA HİSAR
Bugün Cuma nasýlsa, þöyle bir açýlayým,
Bir câmiye de varýp namazýmý kýlayým,
Erken gitmek iyidir, ön saftan yer bulayým,
Sonra Çýýnaraltý’nda bir hoþ nefes alayým.
Çýkarken, baktým ceplerime bir yüz lira var,
Bugün idare eder, ya olmayan ne yapar?
Allah yardýmcý olsun, þu an çoðu aç yatar,
Mehtâbý gezsem yeter, uzaklar beni yorar.
Tam kapýyý çekerken baktým, hava karýþýk,
Þemsiyemi alayým gerçi biraz kýrýþýk,
Acep almasam mý ki, eli yüzü bulaþýk,
Hele bugünlük kalsýn, olmalýsýn alýþýk.
Daha iki saat var cumânýn zamanýna,
Dönüverdim gitmekten ünlü Çýnaraltý’na,
Daha geldim geleli hiç varmadým yanýna,
Tarihlerin sembolü Rumelihýsarý’na.
Deniz kokan caddeyi daha dönmeden Hisar,
Göründü heybetiyle, sanki göðü o tutar...
Yere basan ayaklar derinlerde bir duvar,
Yaþayan bir canlý o, onda ne haberler var.
Üvey evlât gibi atýlmýþ dýþarý toplar,
Etrafýnda kurumuþ sararmýþ solmuþ otlar,
Çocuklar eðlenirler, kâh biner kâh hoplarlar,
Çocuklarla beraber çocuklaþmýþ þu toplar...
Ýlk kez böyle yakýndan görmüþtüm kapýsýný,
Gözlerim hayli süzdü, demirden yapýsýný,
Geçmiþ...yemiþti ondan en büyük sopasýný,
Dimdik Hâkk’a bakarken, gösterdi tapmasýný.
Bir gerçektir, deðil taþ, her parçasý bir âzâ,
O taþ görünen beden, içi sýr dolu kezâ,
Asýrlar yarýþ etti, o ulaþtý sonsuza,
-Ulu Allah’ým verme ne tür olsa da kazâ.
Ýçeri giriyordum, ‘bilet alýn’ dediler,
Çýkarýp verdim hemen, ne güzel söylediler,
Kendi kendime güldüm; ‘muhafýzlar nerdeler?’,
Bir elliye sallan gir, atalar böyleydiler.
Göðsünde yüzlercesi, binlercesi dolaþtý,
Kimisi çýlgýn, sarhoþ, kör nefesler dalaþtý,
Yýl bin dört yüz elli üç, Ýslam’la kucaklaþtý,
Onunla þu Ýstanbul birdenbire aklaþtý.
Ýçini görüyorum, hep basamak basamak,
Nöbet tutan þu burçlar, sanki bir yumak yumak,
Okyanuslar içildi, yetmedi yine kanmak,
Kuleler görevliydi, rüzgârla selâm salmak...
Neden þimdi bir rüzgâr buralarda esmiyor,
Burçlarýn arasýndan hiç kimse el etmiyor,
Küskün müydü zamana, kuleler titremiyor,
Yorulmuþ yaþlý gibi nefesi mi yetmiyor?
Gözlerim birdenbire burçlarýn arasýna,
Hayli takýldý kaldý, bakmadý arkasýna,
Kulaklarým hasretti o büyük narasýna,
O aydýnlýk verendi gözlerin karasýna.
Bakýyorum da etraf yüzlerce dolu insan,
Kimi bakarkör gibi, kimi hiç yakýþmayan,
Her milletten insanlar bakýyor ayan beyan,
Ulu Hisar, her zaman dinleyeceksin ezan...
O burçlar, o kuleler, bütün surlar ve duvar,
Koskocaman þu Hisar, sanki oturmuþ aðlar...
Acep bir seslensem mi, ne kadar dostlarý var?
Öyle ya, ne baðýrsam, baðýrmak neye yarar.
Duyulur mu boþlukta, atýlsa da kahkaha,
N e çýkar, elin tutmaz, çýkýlsa da sabaha,
Oturmuþtum bir taþa, yorgundum senden daha,
Kalem elimde kýlýç, defter oldu bir saha...
Birden þu yanýmdaki kaleye girenleri,
Görünce kalktým hemen, onlar mý sevenleri?
-Þahâne, iþte eser...iltifat edenleri,
Çok beklersin ey Hisar, kendini bilenleri.
Ýnliyor musun yoksa basýlan her ayakta?
Baðlý mý þu köþeler, sanki her gün dayakta,
-Öyle ya geçmiþte ne, -Biz zamana uyakta...
Çýkmasý ne kolaydýr, bir aþaðý kayakta...
Yukarý kývrým kývrým çýkýyor taþ merdiven,
Her köþesi birer göz, hep gizlice gözleyen,
-Üzülme sen ey Hisar, varmýþ seni özleyen,
Seni yine her zaman, korur, bize sözleyen.
Biliyorum sana çok evliyâ selâm verdi,
Altýndaki dostlarýn senin için can verdi,
Baykuþlar yuvasýný tâ çoktan bozuverdi,
Seven yine seninle, sevmeyen hep boþ verdi.
Son basamaða geldim, durdum biran yerimde,
-Demek çýkmak da varmýþ, þu benim kaderimde,
Seni görmeden gitmem, artýk her seferimde,
Bir bir anlatacaðým, bütün memleketimde.
Çýktým, baþým eðerek, daracýk bir kapýdan,
Göðe bakan pencere, ancak böyle yapýdan,
Hem de güneþ kapýsý, bakmaz asla batýdan,
Ufak saygýsýzlýkta olan, mutlak sapýtan...
Göklere dayalý bir merdivenden mi çýktým?..
Bir an bir rüyâ sandým, kendimi öyle sýktým...
Ki, çýkar çýkmaz daha, heyecandan yýkýktým,
-Bu yorgunlukta nedir, yedi kat göðe mi çýktým?
Dolaþtým yavaþ yavaþ üstünde hep gururla,
Gökte uçar gibiydim bir bir yaptýðým turla,
Ulaþmýþtým semâya birlikte ay -yýldýzla,
Þehitlerin elinde gülümseyen bayrakla.
Etrafýnda birleþmiþ þu surlar halka halka,
Kopmayan bir zincirdir, içindeki tüm halka,
Aþaðýda insanlar, bir çocuk...düþe kalka,
Yeþil örtü içinde, seyreder Karþýyaka.
Mavi Boðaz’a inmiþ, sanki su içmek ister,
Anadoluhisarý görür görmez el eder,
Bir haber mi geldi, rüzgâr birdenbire eser,
Bakýyorum da Hisar, þimdi yüzün ne güler...
Ey rüzgâr durmadan es, sen beni de güldürdün,
Þuramda alevlenmiþ bir yangýný söndürdün,
Þu dost iki Hisarý âþýklara döndürdün,
Gelmiþ cumâ vaktini sen aklýma düþürdün.
Baktým saate, ezan nerdeyse okunacak,
-Ey Hisar, Ay -Yýldýz durmadan dalgalanacak,
Þu dost Eþrefî’ye de rüzgâr selâm sunacak,
Hoþça kal deðil Hisar, hep "MERHABA" kalacak.
(1982 ÝSTANBUL)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.