Nef’î’nin, Siham-ý Kazâ’sýný okuduðu zaman Hünkâr, Yýldýrým düþtü bahçesine sarayýn. “Sebebi bu kitaptýr” dedi. “Bu kitapta uðursuzluk var.”
Çaðrýldý huzura Þair o an, Hiciv yazmasý yasaklandý ebedi. Bir cümle sözlü ferman…
Aðýr sözlerine, hicivlerine hedef olanlar, Sevindiler…
Ve sürgün yeri Edirne. Hünkâr’ýn da bir seferde yolu oraya düþtü. Zaten Þair boþ durmamýþ onu kasidelerle övmüþtü. Affa mazhar oldu yine… ………………………………
Bir gün hoþ hâldeyken Nef’î’ye, Sarayýn gece eðlencesinde, Yine yazýp yazmadýðýný sordu Hünkâr. Þair, anlamadý maksadý, Çoktan unutmuþtu fermaný. “Özünde serkeþlik de var ya !.” Bir hiciv yazmýþtý Vezir Bayram Paþa’ya, Boþ bulundu, Okudu…
Hiddetlendi Sultan Murad. Nef’î’yi Paþa’ya verdi. O da Boynueðri Mehmet Aða’ya Ve çaðrýldý cellat! Odunlukta hayatý sona erdi.
O gece, o eðlence, Þiir, kaside ustasýnýn hayat imtihanýymýþ meðer. Ama ölçülü olabilseydi hicivlerinde, Ve yaþayýp, yazmasýna izin verilseydi eðer, Ne o canýndan olurdu. Ne de Anadolu, “Sivri dilli” Hayyâm’ýndan…
Sosyal Medyada Paylaşın:
Muhlis Cavlak Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.