MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

OSMAN EMMİ'NİN İKİ GÜNÜ - MANZUM HİKÂYE -
Muhlis Cavlak

OSMAN EMMİ'NİN İKİ GÜNÜ - MANZUM HİKÂYE -


OSMAN EMMÝ’NÝN ÝKÝ GÜNÜ
--------MANZUM HÝKÂYE------

Kýþlar serttir doðuda acýmasýz ve uzun.
Zaten bilmeyen yok ki kýþý meþhur doðunun.
Ama þehirlerden çok kýþ köylerde þiddetli,
Geçit vermeyen karlý daðlar daha heybetli.

Daðlarýn arasýnda küçük bir köy Güzelyer.
Kýþtan yana nasipli, diðerlerine benzer.
Karlar kerpiç evlerin damlarýna ulaþmýþ.
Köylüler küreklerle evden eve yol açmýþ.
- - - - -
Köyün orta yerinde bir küçük kahvesi var.
Hele kýþ günlerinde yer yoktur, dolar, taþar.
Kimi iskambil oynar, kimisi sohbet eder.
Sobanýn etrafýnda ýsýnýr, çay içerler...

—Hele bana bir çay ver.”
.....................................—He Osman Emmi , “çay bir.”
Osman Emmi kahveye ikindileri gelir.
Köylüye sözü geçer, oldukça da sevilir.
Yazýn ailesiyle tarlasýnda didinir,
Toplar götürür satar, kýþ için biriktirir.
—Merhaba Osman Emmi.
……………………….................—Merhaba cümlenize.
Çay söyleyin getirsin, siz de çay içsenize.
Hava bugün çok soðuk ben üþüdüm gelirken.
Dedi aksakalýndaki karlarý temizlerken.
Þapkasýný çýkardý, o sýrada çay geldi.
Civardaki köylüler hep kýtlama içerdi.
Bardaðýn yarýsýný boþalttý tabaðýna,
Soðutmaya çalýþtý üfürerek çayýna,
Tabaktan yavaþ yavaþ içmek de adetiydi.
Köylülerden birisi durmadý lafa girdi.
—Hele bir anlat emmi.
………………………........... — Size ne anlatayým.
Bugün vaktim yok oðul, üþütmüþüm hastayým.
―Neyi istersen emmi, vakit de geçer biraz.
Ýçinden “alýþtýrdýk, gençleri kýrmak olmaz”.
―Hani leyleðin ömrü lâklâkla geçer derler.
Bu hususta insanlar leylekleri geçerler.
Ben sizin çaðýnýzda ava giderdim kýþýn.
Siz de ancak kahvede sandalyeye yapýþýn.
―Neler avlardýn emmi?
……………………............…―Þansýma, ne rastlarsa.
Her zaman olmaz tabii hava iyi olursa.
Onlara güzel geçen bir avýný anlattý.
Vakit akþam olmuþtu, kahveci lüksü yaktý.
Yeleðine köstekli cep saatine baktý,
―Eh artýk gitme vakti, deyip yerinden kalktý.
- - - - -
Hava yumuþamýþtý hafif kar yaðýyordu.
Evine geldiðinde kapýda biraz durdu.
Dinlenip nefeslendi, evin yolu yokuþtu.
Hýzlý yürüdüðünden azýcýk yorulmuþtu.
Karabaþ, görür görmez etrafýnda dolandý.
Kuyruðunu salladý, havlayýp yaltaklandý.
Ona pek aldýrmadý evin köpeðiydi bu.
Ýri, alaca renkli pek yamandý doðrusu.
Odaya girdiðinde oðlu yerinden kalktý.
Oturduðu minderi babasýna býraktý.
Kemal onun oðluydu, on dokuz yaþýndaydý.
Kýþýn evde oturur, yazýn tarlasýndaydý.
―Vakit dar oldu oðul anan hâlâ gelmedi.
Cevriye nasýl acep?
……………………...…. –Kimse haber vermedi.
Oðlu sobayý yaktý.
…………………..........―Hiç ahýra gittin mi?
―......
…..........―Hele bir uðrayýp bak.
…………………………….............…Namaz aklýna geldi.
Abdest aldý ve kendi seccadesini serdi.
Namazýnýn sonunda oðlu içeri girdi.
―Bir þey var mý?
…………........…—Yok
…………………….......... ―Oðul benim dememle olmaz,
Ahýra kendinden git, artýk ilgilen biraz.
Ahýrda iki atla birkaç koyunu vardý.
Ýlkbaharda atlarý arabaya koþardý.
Kasabaya, tarlaya onunla gider, gelir,
Kasabadan tarladan yüklerini getirir.
―Anan gecikti oðul sen getir sofrayý ser,
Ben epeyce acýktým o da geldiðinde yer.
Yemeðin üzerine bir de çay demlediler.
Minder dizdi yastýða baþýný koydu yattý.
Oðlu yatmadan önce sobaya tezek attý.
- - - -
Vakit ilerlemiþti oda soðuk sessizdi.
Zeynep Ana odadan hýzla içeri girdi.
Kemal’in anasýydý ufak tefek kadýndý.
Evde tarlada olsun durmazdý, çalýþýrdý.
Ýki çocuðu vardý Kemal ile Cevriye.
Cevriye evlenmiþti þimdi ise hamile.
Sancýlandýðý için onu çaðýrmýþlardý.
Gittiði zaman orda Gülizar ebe vardý.
―Hele bir kalksan herif.
……………………............…―Ne oldu Zeynep nedir?
―Kýzýn durumu kötü.
……………………...........….―Gidip ebeyi getir.
―Gülizar Bacý’yý mý? Kaynanasý getirmiþ.
“Bu çok tehlikeli beceremem ben” demiþ.
“Acele kasabaya götürün ki kurtulsun.”
―Þimdi mi?
……………......―He ya þimdi.
…………………….............……―Sabret bir sabah olsun.
―Ben sabrederim ama kýz sabredebilir mi?
Saatini cebinden çýkardý Osman Emmi;
―Saat bir olmuþ zaten bu havada gidilmez.
Kýz ata bindirilmez, araba da yürümez.
Sen hele telaþlanma git ebeye yardým et,
Bulunur bir çaresi Allah büyüktür elbet.
Kendisi ve karýsý bir çýktýlar dýþarý.
Þiddetli rüzgâr vardý savuruyordu karý,
“Bu havada imkânsýz kimse yola çýkamaz,
Ýnsan boðulur gider izi tozu bulunmaz.”
Odaya girdi tekrar.
………………….............―Oðul sen sobayý yak,
Herhalde ikimize nasip deðildir yatmak.
- - - -
Karýsý geldiðinde gözleri kýzarmýþtý.
Zaten ufak tefekti daha da ufalmýþtý.
―Ne etsek acep herif?
……………........................Osman Emmi suskundu,
Karýsýnýn bu hali ona epey dokundu.
―Baba Þeref Dayý’nýn kýzaðý var bilirsin.
Gidip ona diyelim, o bacýmý götürsün.
―Git söyle oðul ama aklým kesmiyor benim.
Bu havada gidemez kendim gibi eminim.
Uyandýr ve ona de ki babamýn selamý var,
Bacým çok hastalandý yol ayrýmýna kadar,
Kýzaðýyla götürsün, parasý neyse alsýn.
Dikkatli ol giderken seni köpek tutmasýn.
Kemal fýrladý gitti Karabaþ da peþinde,
Koþarak kýzakçýnýn evine geldiðinde,
Durdu, kapýya vurdu, önce kimse çýkmadý.
Tekrar sertçe vurunca pencere aydýnlandý.
―Kim o?
………..........―Benim ben Kemal hele aç Þeref Dayý.
Elinde feneriyle gelip açtý kapýyý.
―Hayýrdýr Kemal nedir?
…………………...............…. ―Babam çok selam etti.
Babasýnýn sözünü aynen ona nakletti.
―Senin canýn sað olsun gözüm yok ki parada,
Gecenin bu vaktinde hem de böyle havada,
Yola çýkýlýr mý hiç? Bunu baban da bilir.
Kasabaya giderken köyünü de yitirir.
Þimdiden gitse dahi ayrýmda bekleyecek,
Bu saatte makine nerden bulup binecek.
Gelirim isterseniz sabahleyin erkenden,
Bu karda bu tipide bir yere gidemem ben.
Tam geriye dönerken aklýna geldi durdu,
Kemal sýnamak için Þeref Dayý’ya sordu.
―Kýzaðý verir misin bizim bir atý koþsam?
―Gidemezsiniz oðlum, sana nasýl anlatsam,
Git bir babana danýþ “he” derse kurban olsun.
Ben kýzakta deðilim niye anlamýyorsun?
Babasý bekliyordu bahçenin kapýsýnda,
Kemal olan biteni anlattý en sonunda,
Epey zaman düþündü, karar verdi çaresiz,
―Demek kýzaðý verdi öyleyse biz gideriz.
Git atýn birini koþ, bir de terkiye baðla,
Sende boþ durma Zeynep Cevriye’yi hazýrla.
- - - -
Dýþarý çýktýðýnda iyice giyinmiþti.
Çok beklemedi oðlu kýzaðý getirmiþti.
Zeynep Ana kýzaða çabucak yatak serdi.
Kýzak þimdi tek atlý karyolaya benzedi.
―Feneri gaz doldurun, battaniyeyi alýn,
Çifteyi unutmayýn noksan bir þey kalmasýn.
―Baba pilli feneri getirdim lazým olur.
―Ýyi koy orda dursun yem torbasýný doldur.
Evde olan kadýnlar kýzýný giydirdiler.
Koltuðuna girerek kýzaða bindirdiler.
Oðlu da giyinmiþti binmeye geldiðinde,
Babasý;
……….―Sen nereye, kim kalýyor ki evde?
―Memet eniþte var ya evi o bekleyecek.
Ben gelmesem kýzaðý kim geri getirecek?
―Ben geri getiririm.
…………………...............― Kadýnlar makinede,
Nasýl yalnýz giderler, peki ya hastanede,
Ne yaparlar, gelirsem sen onlarla gidersin.
Kýzakla ben dönerim orda yardým edersin.
Hesap etti nihayet o da ona hak verdi.
“Peki” dedi isteksiz Kemal kýzaða bindi.
Kamçýsýný salladý kýzak yerinden kaydý.
Hava oldukça soðuk þiddetli tipi vardý.
Gazlý el fenerini aldý yanýna koydu.
Bu tipili havada yolu bulmak çok zordu.
Zeynep Ana kýzýnýn baþucuna oturmuþ,
Ayaðýný, elini yorgan altýna sokmuþ,
Gülizâr ebe, Kemal arka taraftaydýlar,
Cevriye yataktaydý, köyden uzaklaþtýlar.
Kasabanýn yolunu ezbere biliyordu.
Ama tipi þiddetli yol hiç seçilmiyordu.
Arada bir kýzaðý durdurup iniyordu,
Feneriyle çevrede iþaret arýyordu.
Yolun üzerindeki bütün taþlar, dereler,
Ona unutmadýðý birer iþarettiler.
- - - - - -
Kýzak yola çýkalý epey zaman geçmiþti.
Kar yaðýyordu ama tipi hafiflemiþti.
Zeynep Ana baþýndan atkýsýný açarak,
Temizleyip örtüyor karlarýný çýrparak,
Hasta hiç rahat deðil etrafýna bakarak,
Yorganýnýn altýnda kývrýlýp açýlarak,
Nerdeyse baðýracak kendini zor tutuyor,
Babasýnýn yanýnda belli ki utanýyor.
Kemal arka tarafta aklý bacýsýndaydý.
“Keþke onlarýn evi kasabada olsaydý.
Belki de kurtulmuþtu” diye düþündü bir an,
Köyünü hatýrladý bakmak için uzaktan,
Geriye döndüðünde kýzaðýn arkasýnda,
Bir karartý görünce seslendi babasýna:
―Baba bu herhal kurttur.
………………….............…….―Uzakta mý nerede?
―Terkiye baðlý atýn epeyce gerisinde.
―Kaç tane?
………….......―Bir.
……………...........…―Ýyi bak kurtlar pek yalnýz gezmez.
Gerçi fazla da olsa bize zarar veremez.
―Açsa ata saldýrýr.
……………….............. “Kýzaða baðlý atlar,
Kurtlar çok aç olmasa onlara yaklaþmazlar.
Ama hissederlerse hayvanlar da huylanýr.
Ne kýzaðýn dengesi ne de düzeni kalýr.”
Böyle düþündü sonra:
………………..................―Zeynep sen tut dizgini.
Yerinden kalktý baba arka tarafa geldi.
―Pilli feneri sen al çifteyi uzat bana,
Feneri üstüne tut ben yak deyince sana,
O zaman yakacaksýn, þimdi hazýrda bekle.
Niþan aldý dikkatle Osman Emmi tetikte.
Kemal terkideki atý uzunca baðlamýþtý.
Hedefi gizliyordu, karýsýna çýkýþtý.
―Hele biraz dur yahu.
…………………… .............Kýzaðýn durmasýyla,
―Yak dedi. Kemal feneri yaktý, yakmasýyla,
Çiftenin namlusuna sarýlmasý bir oldu.
―Dur baba ateþ etme Karabaþ, Karabaþ bu.
Babasýný kýzdýrdý oðlunun bu telaþý.
―Ben de gördüm kurt deðil tanýdým Karabaþ’ý.
Çifteye atlanýr mý? Ya birden ateþ alsa.
Adam olmayacaksýn sen yaþýn elli de olsa.
Yerine geçti tekrar kýzak yola koyuldu.
Karabaþ da kýzaðýn ardýndan geliyordu.
- - - -
Kýzak artýk Büyükdað eteðine gelmiþti.
Babasý durdurarak aþaðýya inmiþti.
―Sen de in itele ki kýzak aðýr olmasýn,
Bu yokuþ oldukça dik hayvan pek zorlanmasýn.
―Baba eðer istersen atý deðiþtirelim.
―Oðul hele az sabret yokuþu bitirelim.
Yokuþ bittiði zaman oðlu atý deðiþti.
Üzerine çul attý epeyce terlemiþti.
Daðda yollar dönemeç daðda yollar çok dardý.
Kýþ günlerinde kýzak ancak yola sýðardý.
Kar yaðmýyordu artýk ve tipi de dinmiþti.
Hava biraz açýlmýþ yol hafif belirmiþti.
Kýzaðýn yolcularý epey rahatlamýþtý.
Yol ayrýmýna zaten çok az yolu kalmýþtý.
Köpeðin havlamasý ortalýðý çýnlattý.
Hasta dahil herkesi yerlerinden oynattý.
Daðda sel sularýnýn oyduðu yere doðru,
Yönelmiþ var gücüyle durmadan havlýyordu.
Kemal endiþelendi köpeðini çaðýrdý.
Köpek sesi duyunca fiþek gibi fýrladý.
Hýzla sel yataðýnýn içerisine daldý.
―Baba kýzaðý durdur kurtlarý gördü köpek.
Kýzak daha durmadan Kemal yere inerek,
Bir elinde feneri öbür elinde tüfek,
Sel yataðýna doðru sessizce yürüyerek,
Yaklaþýnca girmeden feneri yaktýðýnda,
Ýki kurt gördü orda fenerin ýþýðýnda.
Kurtlar büyük bir hýzla kaçtýlar daða doðru.
Kemal seslendi ama Karabaþ bu durur mu?
O da bütün hýzýyla kurtlarýn arkasýndan,
Daða doðru koþarken Kemal çýktý oyuktan.
Babasý sinirlendi baðýrarak kýzaktan:
―Ulan biz neye geldik, hasta hayýnda mýyýz?
Yoksa köpek, tüfekle kurdun avýnda mýyýz?
Kemal üzgün, isteksiz kýzaða doðru geldi.
Karabaþ tekrar acý havlayýnca ürperdi.
Bu havlamaktan çok çýðlýða benziyordu.
Sesi çaðýrýr gibi sanki yalvarýyordu.
Hýzla geriye döndü oyuða girdi durdu.
Feneri yaktý ama bir þey görünmüyordu.
Biraz daha yürüdü kayalýkta ilerde,
Kurtlarý gördü orda Karabaþ’ý da yerde.
Birkaç kere üst üste köpeðine seslendi.
Karabaþ aksayarak Kemal’e doðru geldi.
Avlarýný kaçýrmak istemeyen aç kurtlar.
Iþýða aldýrmadan köpeðe saldýrdýlar.
Kemal sabredemezdi doðrulttu tüfeðini,
Niþan aldý namluya yasladý fenerini,
Ateþ edince tüfek daðý da seslendirdi,
Anladý ki vurmuþtu kurdun biri devrildi.
Diðer kurda çevirdi ateþ etmeden birden,
Bir gürültü baþladý Büyükdað tepesinden,
Daha ne olduðunu anlamamýþtý bile,
Çýð yakaladý onu kaçamadan bir yere.
“Eyvah!” dedi babasý lafý aðzýnda kaldý.
Dað gibi kar yýðýný gelip yolu kapladý.
Kýzaktan birkaç kere “Kemal” diye seslendi.
Boþuna beklediler hiçbir cevap gelmedi.
O zaman kýzaktakiler aþaðý atladýlar,
Daðýldýlar etrafa Kemal’i aradýlar.
Babasý daha sonra kýzaktan kürek aldý,
Oðlunu bulmak için kar yýðýnýna daldý.
Zeynep Ana yýðýna elleriyle giriþti.
Allah’ým bu ne kötü ne yapýlmaz bir iþti.
Bir makine gibiydi þimdi ihtiyar kollar.
Düzensizce etrafa savruluyordu karlar.
Osman Emmi sabýrsýz durmadan yer deðiþti.
Koskoca kar yýðýný hiç de eksilmemiþti.
- - - -
Ortalýk aydýnlandý artýk sabah olmuþtu.
Küreðine yaslandý oldukça yorulmuþtu.
Bir kar yýðýnýna baktý, bir savurduðu kara,
―Bu böyle olmaz Zeynep atla hemen kýzaða,
Zaten hava açýldý, ayrýma çok az yol var,
Ebeyle, Cevriye’yi ordan doktora yollar,
Geriye dönersin al, para da ver onlara.
Fazla bekleme sakýn kýz elden gider sonra.
Ben terkideki atla tekrar köye döneyim.
Yalnýz bitmez bu yýðýn kürekli getireyim.
Ebeye tembih et ki Kemal’i de söylesin.
Kasabadan buraya bize yardým göndersin.
Terkiye baðlý atý konuþurken çözmüþtü.
Karýsý gönülsüzce kýzaða bindi sürdü.
Hayatýnda ilk defa sürüyordu kýzaðý,
Dönemeçli yollarý bitirdi sonra daðý,
Geride býrakarak ana yola kavuþtu.
Yola çýkmadan hemen kýzaðý durdurmuþtu.
Yürüyüp yavaþ yavaþ yola çýktý bekledi.
Ýzler yoktu demek ki “makineler gelmedi”.
- - - -
Osman Emmi ovada dörtnala gidiyordu.
Aklý kýzakta, çýðda, yolda düþünüyordu.
‘Çok büyük hata yaptým, onu getirmeseydim.
Þeref’e kulak verip sabahý bekleseydim.
Hiç bu kadar karanlýk olmamýþtý sabahým.
Elbet sana ayandýr sen yardým et Allah’ým.’
Köpekler karþýladý daha köye girmeden.
Doðru evine geldi atýnýn üzerinden:
“Memet” diye baðýrdý Memet dýþarý çýktý.
―Bana bir tüfek bul tez.
………………………..............…Eniþtesi þaþýrdý.
Hiçbir þey soramadan koþarak eve girdi.
Tüfeðini getirdi, Osman Emmi ’ye verdi.
―Hayýrdýr baba nedir?
…………………............. ―Kemal çýðýn altýnda.
Sen de bir kürek al gel. Durmadý daha orda.
Köyün orta yerine kahveye doðru geldi.
Bir iki el üst üste tüfeði ateþledi.
Silah sesini duyan oraya doðru koþtu.
Kahvenin önü epey kalabalýk olmuþtu.
Baðýrarak konuþtu, sesi aðlar gibiydi.
“Büyükdað’da Kemal’in üzerine çýð geldi.
Ben kurtaramadým onu acele köye geldim.
Siz bilirsiz kardaþlar ölmeden yetiþelim.”
Daha sözü bitmeden topluluk daðýlmýþtý.
Biraz sonra kürekli atlýlar toplanmýþtý.
- - - - - -
Zeynep Ana ayrýmda çok fazla beklemedi.
Önce uzaktan sesi sonra makine geldi.
Geçmesin diye yolun ortasýnda durmuþtu.
Þoför çarpmamak için güçlükle durdurmuþtu.
―Kenara çekilsene belâ mý olacaksýn?
Az daha arabanýn altýnda kalacaktýn.
Þoförü kýzdýrmýþtý, çekinerek yaklaþtý.
―Kusura bakma kardaþ acýdan aklým þaþtý.
Benim kýzým çok hasta kasabaya gidecek,
Eðer sen götürmezsen bil ki burda ölecek.
Seni Allah gönderdi Hýzýr gibi yetiþtin.
―Kýzaktaki hasta mý?
……………………...........―He kardaþ.
……………………………...........….―Eh bindirin.
- - - - - -
Osman Emmi en önde kürekliler arkada,
Bir yarýþ baþlamýþtý karlý ýssýz ovada.
Gayeleri yýðýna bir an evvel varmaktý.
Bir ümit yarýþýydý bir hayat kurtarmaktý.
Çýða vardýklarýnda anasý oradaydý.
Etrafýnda dolanýp sessiz aðlamaktaydý.
Köylüler gelir gelmez küreklerle daldýlar.
Kimi yolun üstünde kimi oyuktaydýlar.
Çýðýn yeri þimdi bir kar harmaný olmuþtu.
Zeynep Ana orada boþ bir kürek bulmuþtu.
Ufacýk vücuduyla arada kaybolmuþtu.
Çýðda kar azaldýkça umutlar büyümüþtü.
Ve birisi Kemal’in ayaðýný görmüþtü.
Seslenince yanýna toplandýlar köylüler,
Hemen üzerindeki karý temizlediler,
Anasýyla babasý kapandýlar üstüne,
Býrakmadý köylüler baktýlar nefesine.
Kimisi “ölmüþ” dedi kimisi de “bayýlmýþ”.
“Biraz sýcak tutulsa belki de ayýlýr”mýþ.
Köylülerden birisi: “Kýzaða bindirelim,
Üstünü iyi örtüp doktora gönderelim.”
En uygun fikir buydu hepsi kabul ettiler,
O kaskatý vücuda battaniye örttüler,
Osman Emmi yerinde arkada Zeynep Ana,
Kýzak yola koyuldu, tekrar yol ayrýmýna.
Eniþte ve babasý atla geliyorlardý.
Diðer atlýlar ise köye dönüyorlardý.
Baba yol ayrýmýnda makine beklemeden,
Kasabaya çevirdi atýn baþýný hemen,
Peþinde iki atlý fazla ilerlemeden,
Bir kamyon görünmüþtü eniþte el kaldýrdý.
Kamyon kenarda durdu, kýzaðý yanaþtýrdý.
Yataðý yorganýyla üzerine taþýndý.
Hep beraber Kemal’i kamyona bindirdiler.
Sonra da kendileri çýktýlar teker teker.
Eniþtenin babasý aþaðýda kalmýþtý.
Osman Emmi kamyonun üzerinden baðýrdý;
“Sen kýzakla atlarý al getir kasabaya.
Köye dönmeyesin ha köy uzaktýr buraya.”
- - - - - - -
Yollar hýzla tükendi kamyonun üzerinde.
Kasabaya girdiler, hastanenin önünde,
Memet öne yürüdü sertçe kasaya vurdu,
Þoförün aklýndaydý, kamyon orada durdu.
Atlayýp indi hemen ve koþtu hastaneye.
Bir hemþire rastladý, ”Bacým nerede sedye?
Köyden hasta getirdik, dýþarda makinede.”
- - - -
Doktor:
……….―Neyi var bunun? Çabuk anlatýn bana.
―Beyim daðda çýð geldi, oðlum kaldý altýnda.
―Sabahleyin dediler yoksa bu o çocuk mu?
―O.
…… ―Demek dozerle jip geldi size kavuþtu.
―Biz ordayken gelmedi, gelirken geçmiþ belki.
Muayene ederken:
…………………................ ― Anladým baba peki,
Þimdi dýþarý çýkýn siz orada bekleyin,
Burada konuþarak beni meþgul etmeyin.
Hepsi salona çýktý kapýda oturdular.
Orada birisine Cevriye’yi sordular.
Baba yalnýz kalmýþtý kapýda çok bekledi.
Daha sonra karýsý onun yanýna geldi.
―Kýzýmýz doðmuþ herif gördüm bir oðlu olmuþ.
―Ya, dedi kayýtsýzca “Demek ki kýz kurtulmuþ.”
Sevinemedi bile acý ile burkuldu.
Þimdi dede olmuþtu hâlbuki torunuydu.
Bunlarý düþünürken doktor içerden çýktý,
Kapýda mütereddit bekleyenlere baktý,
Osman Emmi ’ye döndü, “Baba benle gel.” dedi.
Bir odaya girdiler, sandalyeyi gösterdi,
—Yorgunsun otur baba.
……………………................. ―Ýyiyim sað ol beyim.
Oðlum kurtulacak mý meraktayým bileyim?
―Biraz metin ol baba merakýný anladým.
Oðlun gelmeden ölmüþ, hiçbir þey yapamadým.
Sanki birden baþýna kaynar sular döküldü.
Dimdik baþý eðildi, “Demek ki Kemal öldü.”
Çýktý oradan hemen diðer odaya girdi.
Ana çoktan duymuþtu oðlunun üstündeydi.
Kemal’in odasýnda bir vaveyla kopmuþtu.
Osman Emmi anayý omuzundan tutmuþtu.
Artýk onu susturmak elbette nafileydi.
Yarabbi acý anlar acep nasýl geçseydi.
Oðluna sarýlarak o da alnýndan öptü.
Sonra istemeyerek çekti yüzünü örttü.
Bir sandalye koydular karyolanýn yanýna,
Otururken oðlunun eli avuçlarýnda,
Zeynep Ana odanýn ortasýna çömelmiþ,
Durmadan aðlýyordu, hali bitmiþ tükenmiþ…
Eniþtenin babasý durumu kavramýþtý.
Girer girmez onlarý teselliye çalýþtý.
- - - -
―Kýzak kapýda mý?
…………………….........…―Yok getirip hana çektim.
―Bir getirsen.
…………….........―Þimdi mi?
………………………................―He biz köye gidelim.
―Þimdi gidemezsiniz sabredin sabah olsun.
Hava karardý zaten hayvanlar da çok yorgun.
Ýstersen biraz düþün hele acele etme.
―Kimi, ne düþünmesi? Lazým deðil sen gelme.
―Beni yanlýþ anladýn, sizin için söyledim.
Elbette kasabaya kalmak için gelmedim.
Ben hana gidiyorum kýzaðý getirirken,
Hazýrlanýn çýkalým gelince beklemeden.
Biraz sonra kýzakla gelip kapýda durdu.
Terkideki at baðlý feneri yanýyordu.

“Ne niyetle gelmiþti bu ne biçim gidiþti.
Bu kýzaðý bu oðlan kendisi getirmiþti.
Üstelik ýsrar etmiþ isteyerek binmiþti.
Þimdi içinde cansýz götürmek ne zor iþti.”
Evladýnýn acýsý içini daðlýyordu.
Uzun yýllardan sonra ilk defa aðlýyordu.

Acýyla yüklü kýzak buz kesmiþ yolcularý.
Feryat geceyi deler rüzgâr savurur karý.

Umurlarýnda deðil ne soðuk ne de ayaz.
Ve hiçbir þey onlarýn derdine derman olmaz.

“Kemal bizimle yine zaman dursun gitmesin.
Sonunda ayrýlýk var bu gece hiç bitmesin.”

Aralýk/ 1979




Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.