Akan suya anlatýlan rüyalardý dileklerin gerçekleþmesi
hep sende olan bir ben/di belki bekleyen ödünçlüðüm
firari zaman çýkýp gelene kadar
ve
hani aþinadýr insan insana
aþk aþka...
Rüya ufukta aþkla bekliyordu lila masalýyla...
/
Kadýn;
uykulu gözlerini çýkardý önce sabahýn erken bir saati
tan göðsünü açmaya hazýrken güne
geceden kalma alevli hasret sývadý kollarýný
rüzgar iþveyle savururken eteklerini
aheste aheste çekti Nene Hatunlu nefesini
yirmi beþ düðüm attý sesine/yeminine
kasvetli saçlarýný çözdü kadýn tek tek çýkardý kara tokalarýný
saçlarýndan bir tutam kesip sakladý eski bir roman arasýna
kurumuþ menekþeyle yan yana yatýrdý
eprimiþ bir melodi sepeledi aralarýna
bulut tünemeden kirpiklerine
sývazladý zardan zarif yüzünü göl suyunda
yýkadý aklandý...
narin bileklerinden damlalar süzüldü
boynundan göðüslerine
serinledi serpildi düþleri
eski bir fistan gibi giydiði hüznü
soyundu astý vestiyere
güneþli gece elbisesini ayýrdý naftalininden
sandýktan çýkarýp ak pabuçlarýný ve inciden kolyesini
tazelenen gönlüyle bezendi
silkeledi kambur düþleri
gün görmedik bir yüzle baktý aþka
sonbahar yapraðý saçlarýný taradý
çam kokulu tokalar takýp
hayatý selamladý...
önce yabanýl kaldý benliðine
sonra saklý ormanýn büyüsüyle
denizin aþkýyla yürümeye baþladý sahiline
her dalgakýran her kum tanesi tanýdýk
uzandý güneþin kollarýna mendirekte
ýssýz teni ýsýndý, suskun yüreði ve kýrgýn elleri
ve günebakan saçlarýný baðladý iskeleye…
acýnýn nasýrlý sözlerini sakladý kara heybeye
hilali bir tabyaya yýðdý içini
dik yokuþlardan çýktý bilinmez sokaklardan geçti
gözlerinde ufku yakaladý
yeni elbisesinin yakasýna taktý
bahtý ilikledi sevince
üstü baþý salt aþk...
cümle kapýsýný araladý geçti eþiðinden dünya evinin
halkasýna dualý i mgeler baðladý
gülümseyerek yürüdü mabedine...
gölgesinde gördüðü kendisi gibi aþktý
aþinaydý aksine…