ince pýrýl pýrýl derelerin güneþli ýrmaklarýnda yýkanamaz oldu büyüdü de çocuklar daðlara çýktý kaynak açmaya gerildi bereketli topraðýn
ne’n kaldý Anadolu’m kurutuldu tütünün, pamuðun, zeytinin kýyýlarýný yaban eller kapladý sürmüþler insanýný kendi köyünden onlarýn denizler, daðlar, tarlalar halk göçmen mi yoksa yurdunda neye el atsa onun deðil!
nerde yaþýyoruz bu belli deðil emir nereden baþ nerden?
iyi güdüluyoruz biz koyunlar saða sola kayýyor kimimiz kimimiz elinde sopa kardeþini dövüyor vurup öldürüyor kimi dalýyoruz meyveli bahçelere çalýlarda kalýyor yünümüz!
eski Anadolu deðil bu Anadolu gözü tok, karný doygun odalarda toplanýp dertler eðiren gözü pek yiðitlerin oyun kurduðu birbirine maniler yazan sevgiyle segiren yürek!
toprak kokulu bir elmayý paylaþan!
deðil Anadolu TV baþýnda mýhlanan halk bilmiyor dýþarda neler oluyor nasýl yayýlýyor bu koyunlar kim çeviriyor onlarý doðru gittiði yoldan