(Ben sende ben(d)im/ hiç olmasanda bende,
Yine de sadece sana “seni seviyorum” demek, çoktu yüreðimde…)
—e harfi ne de çok yakýþýrdý sana,
Sanki senin için konulmuþtu alfabeye.
Yüzündeki gamze girdaptan çalýnmaydý,
En çok denizciler kýskanýrdý sensiz fýrtýnalarý bile…
(yani öyle bir …-ki, umudumdun.)
Sýnýrlý bir ömürdü yaþadýðýmýz-kandýðýmýz,
Yýpranýrken bile karabasanlar çökerdi de,
Susardýk! Ýçimizde apansýzýn çýkan çatýþmalara,
“biz” aitliðiyle karþý koyardýk! Severdik…
(yaþamak ve ölmek- artýk ne istiyorsan…)
Kim bilir belki koptuk yaþam denen ipten
En yüksek uçurumlarý beðendik ömrümüze
Ölmek deðildi bizi korkutan, sevmek varken,
Tek derdimiz daha fazla sevgili olmaktý!
(bana gülümsediðinde çiçekler çardý, gözlerinde.)
(aslýnda her þey bahaneydi, biliyor musun?
-e harfide/ sesini özlemiþtim… Belki ararsýn.)