Merdivenler kýzýla boyanmýþtý, camlar simsiyahtý!
Bir sokak kadýný içerlenmiþti-yedi nolu odada-
Yýpranmýþtý hayalleri, bedeni gibi sergideydi!
Sanki kaybedilmiþ savaþ sonrasý esaret gibi…
Merdivenden gelen ayak sesleri ölüm notasýydý
Daha yirmili yaþlarýndayken kalmýþtý yanýnda mutluluðu,
Yüzünde evlenmek üzere olan genç bir kýzýn edasý varken,
Zaman çoktan geçmiþti-ömründen- geriye hiçbir þey kalmýþtý…
Oysa haftalardýr ayný þarkýyý mýrýldanýyordu.
Ýki gün sonra tabutu hayaliyle topraða gömülürken,
Ýlk duayý sessizce fýsýldayarak ederken gördü kendini
Suç çaresizlikteydi! Toplum o kadar da iyimser deðildi!
“yazar hiçbir þey demez aslýnda, sadece harf çizer kitaplara;
ama çok düþünür-günah neye benzer- hücreler neden ölür?”