Hiçbir düþ taþlardan çalýnmadý
yontulmadý rüyalar riyayla
göðsünde kutsalý taþýyanlar
hiç taþ atmadý gönlünde pak su akanlara
meneviþlenmedi göllerin yüzünde yasak çiçekler
göðsünde süslediði inançtan baþka
açmadý baþka baharlara…
yüzümüzü sürdüðümüz duvardan ne çok dua döküldü
ekmek ve þarapla kutsanan aþktan
ve ne çok gammazlandý tutsak ruhlarda
skalasý bozuk kalplerden yükselen seslerle
aforozlandý bestelenmiþ þiirler…
gökyüzü fenerini yakmýþtý çoktan
sabahý överken kuþ sesleri öykülenirdi
ikiz ruhlarda eridikçe mumlar
tenlerinde oynaþan kurgu bir rüyanýn raksýnda
doldurdu açlýklarýný sorgusuz elleriyle tanrýlar
vadilerindeki mor geceli zambaklarla
zaman çarþafýnda uyudular sere serpe…
gecenin yataðýnda geri verildi tenlerin beyazlýðý
þafak sökerken ayak izlerinde
düþlerin tam ortasýna vurdu þimþekler
uyandý sevda aðacý yanarak
dallarýnda sýçradý ýþýk seli umutla
ve üstü örtülü bir rüyayý açtýlar yavaþça
ayaklarý yalýn, tenleri üryan
saçlarýnda sim kýrýntýlarý
yola düþtü umut yolcularý
bir tanrýçanýn gezinirken parmaklarý lirde
döküldü o muhteþem eser
her notasý ilahi bir ses
her söz i mge seli
güneþin doðduðu yöne süzüldü arya
sahabesi Tanrý’dan izin alarak.
sadakat hiç hýrsýzlamadý el baðýndan bir salkým düþ
topraklý canýmýzý kendimiz suladýk umutlarýmýzla
bu gidiþ hangi uðurlamadýr
her yön göç izi insanda
çekerken yýllar aynalardan yüzümüzün ufkunu
olmasa da ardýmýzdan el sallayanýmýz
her gidiþ yeni merhabalara yolcu
her son ilk durak
her durak son nefese eþ…