Her Eylül ayný acýydý aslýnda…
Tenhasýnda kaybolduðum gülüþün
Yakasýndan tutunalý çok oldu,
Ayrýlýða…
Ýçimi dindiren yaðmurlar ve sesinde boðulduðum Martýlar
Terk etmiþ
Düþümün þehrini.
Bilmezdi ellerim, kaç parmakta kendini özleyeceðini
- Sahi kim daha çok severdi bu aþkta? -
Ben unuttum
Siz hatýrlatýn onlara.
Cehennem kesiði dudaklarýndan
Arþa yürüdüðüm kalbimin uçurumunda sallayýn beni
Ölmek yine en iyisi.
Girdabýnda kaybolduðum gözlerini önemsemiyorum
Kaç beden kaybý geçirmiþti ömrün
Palyaçolar aðlarken gülümse onlara.
Ve kaç bucak kaçar ayaklarýn
Peþinden gelemezken.
Þefkat kokan sözlerine sýðýnmýþken
Hangi gece kara kedi gibi girer aramýza
Yýllardýr unuttuðum þeyleri
Ne olur bir yudumda anlatma bana.
Aklým çoktan yerle bir etmiþ kendini…
Sen hatýrlamadýklarým kýyýsýnda gülümserken
Kara gözlerinin arasýyla sýrýtma ardýmda
Bilirsin yok yere kahkaha atar içim
Ve hiç umulmadýk bir zamanda
Týpký o an gibi küs düþerim aþk’a…
Bilir misin sen
Anlattým mý sahi
Korkaðýn tekiyim ben
Kýrýldýkça kýrýldým,
Küstükçe küstüm çocuk yanýma.
Büyümeye heves içimi kendi ellerimle bastým
Sonra kim sarýlsa kaçtým
Hangi þehir
Hangi mavi
Hangi eylül varsa…
Üþürdüm bir aksam üstü
Sesim titrek, tüylerim diken diken…
Dokunma saçlarýma
- Gidersen bir gün (bu defa) dayanamam –
Zên. //ÜçEylül2016