Çocuklarımız Sorumluluk İçinde Özgür Yaşasın
Çağımızın baş döndürücü bir tarzda kat ettiği gelişmelerle birlikte, birçok açıdan hayatımız kolaylaştığı gibi, bilgiye ulaşma yolları da gün be gün kolaylaşıyor.
Her ne kadar ülkemizde eğitim-öğretim dendiği zaman öncelikli olarak okullar akla gelse de, aslında ortaöğretimde öğrencinin ve velinin işini kolaylaştıracak açık öğretim/yaygın eğitim aracılığıyla eğitim-öğretimini sürdürmesinin birçok açıdan kayda değer faydalar içerdiği kanaatindeyim.
İsterseniz bunları maddeler halinde paylaşalım:
1. Haftanın beş mesai günü katı bir disiplin anlayışı içinde okula gitmekten kurtulurlar.
2. Öğretmen vasfını kaybetmiş ya da öğretmen vasfını taşımayan kimi eğitim personelinin kahrını çekmek zorunda kalmazlar.
3. Daha rahat ve özgür yaşama imkânı bulurlar; okulun önünde sıraya girmek, rahat hazır-ol, kılık-kıyafet kontrolü ve benzeri gibi her gün tekrar edilen rutin faaliyetlerden kurtulurlar.
4. Cumartesi, pazar ya da hafta içinde ikişer yarım gün herhangi bir dershanede cüzi bir ücret karşılığı (700-800 TL gibi) daha aktif ve verimli bir ders alabilirler.
5. Kılık kıyafetle ilgili bir sorunu olan öğrenci daha rahat yaşama imkânı bulur. Okul kıyafeti, örtü sorunu; etek miydi pantolon muydu ,şu renk, bu renk elbise gibi zorunlu bir yaşamın pençesinde yaşamaktan kurtulur.
6. Milli Eğitimin okullarında da hafta sonu kursları açılarak bu öğrenciler yetiştirilebilir. Hem öğretmen yasal bir yöntemle ek ders ücretini alır hem de okulun yükü hafifler. Hafta sonu da okul kullanıldığından dolayı sınıf mevcutlarında bir düşüş yaşanır.
7. Milli Eğitim Bakanlığının bütçesinin yükü hafifler. Bu yaygın etiğimin % 20 oranında gerçekleştiğini düşünelim, neredeyse 50 bin öğretmene tekabül eder. Aslında bu öğrencilere katkı sağlayarak açık öğretimi daha cazip hale getirmeliyiz. Doğrusu 5 dönemde mezun olabilme imkânı, bir nevi mükâfattır.
8. Sınıf mevcutları bu vesileyle azalacağı için örgün eğitimde de daha rahat eğitim öğretim yapılır.
9. Öğrenci yağmur, çamur demeden her mesai günü okula gidip gelme gibi bir sıkıntı yaşamaz.
10. Öğrencinin devam-devamsızlık sorunu gibi bir sorunu olmaz.
11. Ayrıca başarılı öğrenciler beş dönemde yani 2,5 yılda, toplam 144 krediyi tamamlayarak daha erken hayata atılabilirler.
12. Yakın zamanda orta öğretim de zorunlu hale gelirse ilköğretimi bitiren nitelikli, niteliksiz her öğrencinin orta öğretime devam edecek olması nedeniyle, yüksek öğrenimi hedefleyen çalışkan öğrencilerin örgün eğitimde işi zorlaşır. Dolayısıyla açık lise önemli bir fırsattır.
13-Sınavdan sınava değil, kendi hür iradesiyle bir sorumluluk anlayışı içinde ders çalışmayı prensip ederek; ben yaptım, ben başardım diye kendine olan öz güveni pekişir.
İnanın bir eğitimci olarak yaygın eğitim, bana o kadar cazip geliyor ki, sanki faydalarını yazmakla bitiremeyeceğim gibime geliyor. Ama her nedense Bakanlık bu konuda kayda değer bir tanıtımı bir türlü yapamadı.
Bir eğitimci-yazar olarak bu konuyu ele almayı bir borç bildim. Bildiğimiz ve inandığımız her doğruyu, özellikle eğitim-öğretim alanında vatandaşlarımızla paylaşmakla yükümlüyüz.
Bu yaklaşım çerçevesinde yapılacak bir değerlendirme eğitim öğretim açısında sosyal/toplumsal bir değer taşıdığı kanaatindeyim.
Bu konuda Bakanlık yetkililerinin dünyadaki benzer uygulamalardan da esinlenerek bir çözüm üretmelerini bekliyorum. Memleket açısından daha yararlı olabileceği kanaatini taşıyorum.
Eğitim öğretimin paydaşları olan öğretmen, öğrenci ve velilerimize hayırlı tatiller diliyorum.
Öğrencimizin getirdiği karne öncelikle biz öğretmenler ve velilerimizin karnesidir; daha geniş bir ifadeyle eğitim bakanlığımızın başarı ölçütüdür. Dolayısıyla öğrencileri birinci derecede sorumlu olarak görme gibi bir lüksümüz olmadığını unutmayalım.
Saygılarımla
YORUMLAR
Yazınızı dikkatle okudum. Eğitimci olduğunuzu düşünüyorum böyle bir alanda fikir beyan ettiğinize göre. Kaldı ki farklı alanlardan da fikir beyan edilebilir elbette ki. Ancak siz de takdir edersiniz ki her alan kendi uzmanları tarafından oluru neyse ona dair bir standart oluşturmaya çalışır.
Hazı bu cümleyui söylemişken eğitimdeki mevcut uygulamaların da hâlâ çok doğru oturtulduğunu düşünmüyorum. Çünkü bizim ülkemizde yazık ki eğitime bakış açısı oldukça sığ ve hâlâ politik.
Konuyu fazla dağıtmadan yazınıza dönmek istiyordum. Öneriniz üzerine madde madde -kendi doğrularınıza yönelik- faydalarını yazmışsınız. İsterdim ki bu tip makale türü bir yazı daha kapsamlı ele alınsın. Mesela artılarının yanında eksileri de sunulsun. Hatta yazan kişi önce artı ve eksilerini kendisi ölçüp öyle kaleme alsın. Sizin bunu yaptığınızı varsayıyorum. Yine de makalenizde ne tür olumsuzluklarla karşılaşılacağına da yer vermeliydiniz.
Ben önerinize karşıyım. Çünkü öğrencilerin sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum. İlk ya da ortaöğretim fark etmez öğrenci bireysel ve sosyal gelişimini en sağlıklı olarak grup içinde gerçekleştirir. Okul gerek kuralları gerek ödül ceza uygulamaları gerkse ulaşım koşulları açısından toplumun küçük bir maketidir. Öğrenci bu maket yaşam üzerinde topluma hazır hale gelir. Maddeleri tek tek ele almayı çok isterdim ancak bölünüp yarım bırakabilirim endişesiyle genel olarak değerlendiriyorum.
Her kurumda ve hatta hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da pürüzler olacaktır. Önemli olan steril bir ortam hazırlayayım derken bir fanusa girmek değil pürüzleri giderme yolları seçmektir. Bu da kaliteyi artırarak mümkündür.
Çok kapsamlı ele alınacak vesaatlerce konuşulacak bir konu. Ama bakış açınıza katılmadığımı belirtmek isterim.
Selamlarımla.
exani
Öncelikle yazımı hem okuduğunuz hem de yorumladığınız için çok teşekkür ederim.Dikkat buyurursanız ben yaygın eğitimi özellikle lise süreci için tavsiye etmişim aslında Anadolu ve fen liselerinde nisbeten eğitim öğretim kalitesi var ancak genel liselerde öğrenci kayıp oluyor.
Diplomasını eline alan okula geliyor dolayısyla 9.sınıflarda ciddi bir sıkıntı yaşanıyor.
.................................
Selam ve sevgilerimle