Dünyaya bir kere daha gelmeyecekler okusun!
Ayrı olup hasret çeken sevdalılara sesleniyorum; Fiziki ayrılıkları gönül ayrılığına dönüştürmeyin. Elini tutup gözüne bakamayabilirsiniz, sarılıp öpemeyebilirsiniz lakin mesafelerin engel olamayacağı şeyleri ihmal etmeyin.
Ne bileyim mesela sevdiğinize duygularınızı ifade etmekten çekinmeyin, bıkar mı acaba diye düşünmeyin. Bıkarsa bıksın. Sevgiden dahi bıkan, maymun iştahlı biriyle ne işiniz olabilir ki!
Zaman zaman küçük hediyelerle sürpriz yapın. Önemli olan hediyenin maddi değeri değil manevi değeridir, ona verdiğiniz önemi gösterir. Ucuz diye küçümser mi diye düşünmeyin. Küçümserse küçümsesin. Onu düşünüyor olmanız yerine maddiyata değer veren biriyle ne işiniz olabilir ki!
Teknolojinin nimetlerinden yararlanın. Her fırsatta arayın, konuşun, yazışın. İnternet sayesinde size maddi külfete neden olmadan görüşüp yazışmanız mümkünse yapın. Çeşitli bahanelerle sizinle görüşmekten, yazışmaktan kaçıyorsa kaçsın. Haklı bir sebep olmaksızın sizden uzak duran biriyle ne işiniz olabilir ki!
Sevdiğinize söylediğiniz şeylerde samimi olun ve sözlerinizin arkasında durun. O durmuyor mu? Durmasın… Hep ben sözümde duruyorum ama o durmuyor demeyin. Söze gelince mangalda kül bırakmayan ama icraata gelince hiçbir şey yapmayan biriyle ne işiniz olabilir ki!
Sevginizi sonuna kadar gösterin ve gönül kapınızı ardına kadar açın. Sizi “çantada keklik” olarak görüp değer vermeyecek diye korkmayın. Öyle görüyorsa ve bu yüzden size verdiği değer azalıyorsa azalsın. Sevginizin değerini anlamayan biriyle ne işiniz olabilir ki!
Elinizden geliyorsa sevdiğinize şiirler yazın, karakalem portresini çizin veya kendi yaptığınız bir şeyi hediye edin. Ressam, şair veya el işi sanatçısı değilsiniz, kitlelere yaptıklarınızı, yazdıklarınızı beğendirmek zorunda değilsiniz. Güzel yapamam, yazamam diye vazgeçmeyin. Önemli olan sevdiğiniz için bir şeyler yapmanız veya yazmanızdır. Yazdığınız şiire, yaptığınız karakalem resme veya el işi hediyeye şöyle bir bakıp ilgisiz mi kalıyor, kalırsa kalsın. Kendisi bir şeyler üretmediği halde onun için ürettiklerinize değer vermeyen biriyle ne işiniz olabilir ki!
Sevdiğiniz insandan hiçbir şey saklamayın. Sizi seviyorsa olduğunuz gibi kabul edecektir. Acaba beni küçümser mi diye düşünmeyin. Küçümserse küçümsesin. Sizi olduğunuz gibi kabul etmek yerine, değiştirmeye çalışan, kendi istediği gibi biri yapmak isteyen biriyle ne işiniz olabilir ki!.
Sevdiğiniz için yaptıklarınızın yanında onun uğruna vazgeçebildiğiniz şeylerde önemlidir. Verdiğiniz değerin mihenk taşıdır fedakârlık. Hep ben yapıyorum o yapmıyor diye düşünmeyin. Yapmazsa yapmasın. Gerektiğinde sizin için fedakârlık yapmayan biriyle ne işiniz olabilir ki!
Sevda ne ölçüye gelir ne tartıya, kanunu kuralı yoktur. Olsa zaten bunun adı sevda olmazdı. Kendisi söz konusu olunca kanun kural tanımayan ama siz söz konusu olunca her türlü kuralı size zorlayan biri varsa vazgeçmeyin. Sömürüldüğünüzü, aldatıldığınızı düşünmeyin. Bırakın sömürsün, bırakın aldatsın. Sizi sömüren, aldatan biriyle ne işiniz olabilir ki!
Bu örnekleri istediğiniz kadar artırabilirsiniz. Önemli olan hangi tarafta olduğunuzdur. Yani sevdasını yaşayan ve yaşatan, sevdiği için fedakârlık yapan, onun için bir şeyler üreten, arayan, soran, özleyen, önemseyen bir insan mısınız yoksa tam tersi bir insan mı?
Sevgisini yaşayan ve yaşatan biriyseniz hiç korkmayın. Sevgiyle yaşanmayan bir ömür boşuna harcanmış zaman birimidir sadece. Ömre değer katan, hayat sınıfına yükselten şey sevgi ve duygulardır.
Siz ömrünüzü güzel bir hayata çevirin, yaşadığınız acıları da bu hayatın bedeli olarak kabul edin. Bırakın menfaati için hayatını ot gibi yaşayanlar üzülsün. Gözü doymayanların gözünü bir avuç toprağın doyuracağını ve dünyaya bir kere geldiğinizi unutmayın.
Sevgiyle kalın.
Fahrettin Petriçli