- 915 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANNENIN GOZYASI
[ kalin
Bir sonbahar gunu yagmur yagdi.
Esen ruzgardan bir sag ve bir sola savrulan sararmis kuru yapraklar Dimitrovcenin bahcesini orttu.
Dimitrovce sararmis yapraklarla ortulu olan bahcesine bir catlamis comlek birakti.
Yaz geldi; yangin cikti annesinin ona yaptigi yuvada.
Anne serce yavrusunu alevlerden kurtarana kadar bir kurum dustu ve yakti kucuk sercenin sol kanadini.
Kucuk serenin cani cok yanmisti,ciglik atti ve kendinden gecti.
Kendine geldiginde, yeni bir yuvada bulundugunu gordu, annesi egmis basini oturuyordu onun uzerinde.
Kucuk serce ilk once kanadini kaldirmayi denedi ama kimildatamadi, cunku sol kanadi yanmis ve kurumustu.
Dimitrovcenin bahcesinde agaclar cicek acti, uzum taneleri karardi.
Kuslarin Guney’e ucma zamani gelmisti, onlar elektrik tellerin uzerinde toplandilar ve yola cikmak icin hazirlik yapiyorlardi.
Elektrik telleri sayili tespihe donusmustu.
Bir sabah anne serce indirdi ozurlu yavrusunu Dimitovcenin bahcesinde duran comleyin yanina ve dedi:
- Canim evladim, biz bugun Guney’e ucacagiz, sen ucamiyorsun, onun icin ben bu bahcede duran bu comleyin icine yumusak tugler yerlestirdim, sen bu comleyin icinde kalacaksin. Aciktiginda disariya cik ve bir seyler ye, bak - Dimitrovcenin bahcesi meyveyle dolu.
- Tesekur ederim annecigim, beni dusundugun icin!- dedi kucuk ozurlu serce ve gozyaslarini gizlemek icin egdi basini annesinin koynuna ve sustu...
Hepsi ucup gittiler Guney’e.
Kucuk serce icin uzuntu dolu gunler basladi. O tek basina kalmisti.
Yagmur yagdi; kucuk serce agir renkli comleyinden disariya uzatti basini bakmak icin, bir yagmur damlasi kucuk sercenin bulundugu comleyin onunde ki bir cicegin yapragina dustu.
Yagmur damlasi derin nefes aldi ve dedi: ’Ah, ne kadar yorgunum!’
Kucuk serce ona sordu: ’Nerden geliyorsun?"
’Denizden geliyorum - dedi yagmur damlasi, denizden geliyorum, ben orada dogdum ve buraya gelene kadar uzun yolculuk yaptim. Ben yagmur damlasi degilim - ben bir gozyasiyim.
Kucuk serce cok sasirdi ve sordu.
- Gozyasi mi?
- Evet, annenin, dedi yagmur damlasi ve basladi hayat hikayesini anlatmaya.
- On gun once bir yorgun ve yasli serce kondu buyuk deniz vapurunun serenine, ben o uzgun ve yasli sercenin sol tarafinda duruyordum. O degilde sanki deniz agliyordu. Ruzgar sert esiyordu. O basladi sert esen ruzgarla konusmaya.
- Ruzgar kardes, eyer yolun Bulgaristan’dan gecerse benim kucuk yavru serceme ugra ve ona deki: " Kendini bahcede dolasan kara kediden korusun, ben yola cikmadan once onu uyarmayi unuttum, sen soyle ona, yuregimin uzuntuden kurudugunu.....
Ruzgar ona sordu: - Nerde o senin kucuk ozurlu sercen?
Serce cevap verdi: - Dimitrovcenin bahcesinde, etrafi mor ciceklerle dolu olan bir comleyin icinde biraktim onu.
Bu sozleri soyleyince yasli serce, ben onun yanindan uzaklastim. Ruzgar beni kaptigi gibi buraya getirdi.
Dokuz gun yolculuk yaptim, cok yorgunum, coook, biraz yatip uyumak istiyorum.
Kucuk ozurlu sercenin yuregi daraldi, hemen ayaga kalkti, azini acti ve anne gozyasini icti.
Tesekur ederim canim annecigim! - dedi kucuk serce.
Tuylerin uzerine yatti ve uyudu, annesinin kanatlarindaymis gibi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.