- 792 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞANTIMDAN FIKRALAR-11
Zambo Kâğıtları
Merhum dedem kumar gibi kötü alışkanlıklardan hep uzak durmamızı isterdi. Ancak ister sakızlardan çıkan artist resimleri olsun, ister başka türlü kâğıt desteleri, ona göre hepsi kumar malzemesiydi. Bir gün çocukların sakızlardan biriktirdiği artist resimlerini (zambo kâğıtları) gizlice cebine koyuyor ve dışarı çıktığında evin hemen karşısında olan mezarlıkta bir yere atıyor. Sonra kahveye uğrayıp bir çay içiyor. Ancak para ödemek istediğinde cebinde para olmadığını fark ediyor. Biraz düşününce anımsıyor ki, zambo kâğıtlarıyla birlikte paralarını da atmış. Allahtan paralarını zambo kâğıtlarıyla birlikte attığı yerde buluyor dedem.
Tuplaçın da tuplaçın
Kartondan yaptığımız tombalaları oynarken merhum dedem geliyor eve. Tabi ki ona göre bu da bir kumar. Hemen kalkıyoruz masadan. Dedem farkında değil ama masanın üzerinde tombala kâğıtları duruyor. Beşikte bulunan bebeği severken şarkı söyler gibi şu şekilde sesleniyorum;
“Tuplaçın da tuplaçın, Eyol dumbabalayı tuplaçın” (Toplasın da toplasın, Erol tombalaları toplasın)
Kardeşim Erol sözlerimi iyi analiz ediyor ve tombalaları dedeme fark ettirmeden toplayıp kaldırıyor.
Yazu Rakamı
Zaman zaman kartondan iskambil kâğıtları yapar, bunlarla pişti, kaptı kaçtı, papaz kaçtı oynardık. Bir gün ağabeyim evde yokken bir akrabamız (teyzekızı) bize geliyor. Ağabeyimin çekmecesini açıp baktığında
“Kumar kâğıtlarına bak!” diye yüksek sesle söyleniyor.
O sırada orada bulunan merhum dedem derhal; “bakayım” diyerek o tarafa yöneliyor. Teyzekızı yaptığı hatayı hemen anladığından “Mahsus dedim!” diyorsa da dedemi inandıramıyor ve dedem çekmeceyi açıyor. Ancak olaya derhal annem müdahale ediyor;
“Ne kumarı? Bunlar yazu rakamı ya! Bunlardan bakıp rakamları defterine yazıyor, ders çalışıyor.” Şeklinde garip bir açıklama yapıyor annem.
Tabi ki dedem de inanıyor bu açıklamaya.
Kapısında 4 Tane Köpek
Bir akrabamızı ziyarete gitmiştik. Gittiğimizde evlerinin kapısında 4 tane köpek yatıyordu. Başka ziyaretçiler de vardı. Ziyaret sonrası “yine bekleriz” istekleri de oldu tabi ki. Biz hadi biliyoruz ama diğer ziyaretçiler çok zor bulmuşlardı evi. Onlara evi tarif edip dururlarken ben de bir ipucu vermiştim;
“Kapısında 4 tane köpek yatan ev.”
Umarım aradıkları zaman da o 4 tane köpek orada olur (!) …
Bu Ne Diyo!
Çok muzipti küçük kardeşim.
Mezarlık kenarında bir evde oturduğumuz sıralarda bir ölünün defin işlemi yapılıyor… Tabi ki defin işlemleri süredursun, hoca okuyor ve daire şeklinde yerleşmiş 4-5 kişi hocayı dinliyor. Küçük kardeşim de (4-5 yaşlarında) tam ortalarına oturmuş o da dinliyor. Beni görünce hemen bana sesleniyor;
“Abi, bak bu ne diyo!”
Bunu söylerken uzattığı parmağı neredeyse hocanın burnuna dokunacak…
Para Kaybeden Var Mı?
Bize öyle öğrettiler sübyan mekteplerinde. Hırsızlık çok büyük günahtır. Sokakta para bulursak 3 kere “Para kaybeden var mı?” diye sesleneceğiz ve cevap veren olmazsa ancak yerdeki parayı alacağız.
Yerde 50 TL buluyorum Ankara’da ilk işe başladığım zamanlar. Oldukça sessiz bir şekilde, 3 kere;
“Para kaybeden var mı?” diye sesleniyorum.
Kimse cevap vermediği için de parayı zimmetime geçiriyorum.
Tabi ki bu espri olsun diye anlatış şeklim. Hiçbir zaman seslenmemiştim. O işlek sokakta sahibini nerede bulacağız? Yine de bu haram parayı yemekten çekinmiştim. Onunla yiyecek alıp yemek yerine kitap alıp okumuştum.
Bilmem, bu mantık ne derece doğru!
İii De Paya Neyde?
Bir reklamdan esinlenmedir. Küçük oğlum mutfak boşluğundan benim talimatım üzere kirvesine sesleniyor…
“Kiiiveeee”
“Efendim”
“Sana çukulata alayım mı?”
Çocuğun birkaç defa ısrarına dayanamayıp;
“Al!” diye cevaplıyor kirve…
“İii de paya neyde?” diye sesleniyor oğlum.
Kirvemiz anlatır durur bunu…
Kim “Bırt” Yaptı?
Öğretmen sınıfa girdiğinde o malum kokuyu duyar ve anaokulu öğrencilerine seslenir.
“Bakın çocuklar, biriniz ‘bırt’ yapmış. Kim yaptıysa söylesin. Kızmayacağım.”
Bir süre sessizlikten sonra Doğuhan isimli o muzip çocuk ayağa kalkarak öğretmene şunu söyler;
“Öğretmenim, kimseden ses çıkmadı. Demek ki onlar yapmamış. O zaman siz yapmışsınız demektir”
Yazılıda Sorsaydım.
Ortaokul sıralarıydı; Tarih öğretmeni bir arkadaşımızı sözlüye kaldırıyor. Hititlere ilişkin soruyu arkadaşımız anlatırken sık sık duraklıyor fakat duraklama anlarını “Eeee!” nidalarıyla dolduruyor.
Öğretmen ona şunu soruyor;
“Oğlum, bu soruyu sözlüde değil de yazılıda sorsaydım da cevapta böyle bol bol ‘Eee! ’ yazacak mıydın?”
(devam edecek)
Kadir Tozlu
YORUMLAR
Habu fıkra işini Karadenizliden başkası yazmaz?... baktım; İstanbul yazıyor künyende... fotoğrafına bakıca *Beşikdüzlü gibi düşündüm.
Kendinden emîn olan insan, kendi hayâtından ziyâdece bahseder... şüpheye yer yok; bizde de...
Sağolasın, iyi ki, yazdın.
Selâm ederim.
kadiryeter Merkez İlçe- *TRABZON.
superbaba
Yorum için teşekkürler...
Sayfama onur verdiniz...
kadiryeter
Tanırsınız ya; hatırlatmış olayım:
Yusuf Mısırlıoğlu AŞIKÇEPNİ
http://www.edebiyatdefteri.com/profil/2325/asik-cepni.html
Dedenize Allah rahmet eylesin yine güzel anektotlar
bizde abimle babamlar dan gizli iskambil oyunu oynardık kız kardeşim babamlara ispiyonlar söylemeye giderdi
baba ablamlar papaz oynuyor derdi.
saygılar
superbaba
Biz onları kitaplarımızın içine koyarak okurduk.
Tabi ki yakalanmamız engellenemezdi.
Yorum için teşekkürler.
Dedeniz nur göllerinde yatsın, ya o paralar kaybolsa idi, seyreyle düğünü.Mantıksa mükemmel, kitaba verilen para sizin deyilse bile onunla bilgi aldınız ve bize sunuyorsunuz, helal olmuştur inşallah.
Kıymetli kardeşim Rabbim daim yüzünüzü güldürsün.Saygımla.
superbaba
Haram olan bir mal ister mideye insin ister başka amaçla kullanılsın farketmez.
Kul hakları için Allah'ın affına sığınırım.
Yorum için teşekkürler...
Nazlıgelin
İnşallah Rabbim affetmiştir, deyilmi ki ızdırap veriyor.
Beni ihya ettiniz ya sağlıklı bin yaşayın.Seçkiye teşekkür ederim.
Saygılarımla.
efendim sayenizde tebessüm etmeye devam ediyoruz ftkralarınız gayet güzel bizde bu güzelliklerden yararlanıyoruz kalemine yüreğine sağlık saygılarıma selamlar
superbaba
Yorum içinm teşekkürler.