- 1557 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK’LE HASBIHAL -2-
ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ.
Tarih yazmak, Tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir hal alır.
Tarih hayal mahsülü olamaz. Tarih yazarken gerçek olayları bulmaya çalışmalıyız. Eğer bunları bulamazsak, meçhuliyeti ve bu noktada bilgisizliğimizi itiraf etmekten çekinmeyelim. Biz daima hakikati arayan ve buldukça, ve bulduğumuza inandıkça ifadeye cüret gösteren insanlarız. (1)
Tarih’i yapan akıl, mantık, muhakeme değil; belki bunlardan ziyade hissiyattır. Düşmanlarımızın hakkımızda uzun asırlarla tekasüf eden hissiyatını, yalnız bugünkü hadiseler ile silebileceğimizi zannetmek, hakikati ifade etmek olmaz…..Mustafa Kemal [ 15 Mart 1923 ]
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
Atatürk ile hasbıhalimize devam ediyoruz.
-Aziz Atatürk’üm Ben de sana senin zamanında olduğu gibi Paşa’m diye hitap edebilir miyim?
-Sevgili Sami… 1934 yılında Soyadı Kanunu ile birlikte Ağa, Paşa, Bey, Molla, Seyyid, Derviş, Gibi pek çok unvanı kaldırdık ya millet yine de vazgeçemedi bunlardan. Bana ‘’Paşa’m’’ demeye devam ettiler. Ağalar ağa, beyler bey olarak kaldı. Eh sen de de madem ‘’Paşa’m…’’
- Paşam , bu devşirme Osmanlı Sadrazamları Anadolu’da hep Türk katliamı yapmışlar. Mesela Fatih’in sadrazamı Rum Mehmet Paşa eziyet ettiği hatta öldürdüğü Türklere ‘’ Sizden atalarımın öcünü alıyorum ‘’ demiş. Kuyucu Murat Paşa bir sürü vatan evladını Türk oldukları için öldürmüş.
-Peki bunu söyleyenlere Vezirköprülü bir Türk olan Köprülü Mehmet Paşa’nın Anadolu’da 300.000 civarında Türk’ü niçin öldürdüğünü sordun mu? Türk olan bir sadrazam yine Türk olan Anadolu halkını Türk oldukları için mi öldürmüş?...
Tarihin çeşitli dönemlerinde devlet idaresinde olanlar içerisinde hainler elbette olmuştur. 622 yıl süren dünyanın en uzun ömürlü devletlerinden biri olan Osmanlı’dan bahsediyoruz. Yüzlerce sadrazam içinde elbette icraatları hainlik boyutlarında olanlar olacaktır. Aynı şey Cumhuriyet dönemi için de söz konusu değil midir?
-Aslında siz de sevmezmişsiniz Osmanlı’yı.
-Onu diyenler halt etmiş. Bak ben ne demişim. İyi oku: ‘’Alemdar Mustafa Paşa ile Mustafa Reşit Paşa’yı severim, fakat Alemdar’ın biraz kültürü olsa idi Cumhuriyet ilân ederdi. Mustafa Reşit Paşa’nın biraz kültürü, Alemdar’ın kudreti birleştirilseydi, ben tarihe başka bir vazife ile girerdim.’’ (Enver Behnan Şapolyo, Atatürk ve Millî Mücadele Tarihi, S. 532 )
-Yani Paşa’m şimdi siz bu otuz altı Padişah ve yüzlerce sadrazamın Anadolu’daki Türk Devletlerini birer birer ortadan kaldırdıktan sonra Anadolu’nun Türk halkını esir ve köle gibi kullanıp kendileri ise çul çadırlardan mermer saraylara geçmediler mi diyorsunuz?
-Yahu bu insanlar nasıl oluyor da güya bana ithaf edilen bir kitapta bunları söyleyebiliyorlar? Peki ben sana bir şey sorayım. Türk milleti tarihi boyunca hiç esir yaşamış mıdır?
-Bildiğim kadarıyla hayır. Hatta siz de belirtmişsiniz Nutuk’unuzda ‘’Türk Milleti esir yaşamaktansa ölsün daha iyi ‘’ diyerek.
-Eee o halde nasıl olmuş da tam 477 sene esaret altında yaşamış bu millet.…Madem esaret altında yaşamayı o kadar seviyordu İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan’ın suyu mu çıkmıştı? Hazır 1918 de işgal edilmişti ülke..Seç beğen al birinin esareti altında yaşa. İşimizin adı neydi de sadece Çanakkale’de İki yüz elli bin şehit verdik? Bak ben ne diyorum: "Türk Milleti yüzyıllardan beri hür ve müstakil yaşamış ve istiklâli, yaşamak için şart saymış bir kavmin kahraman evlatlarından ibarettir. Bu millet istiklalsiz yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır.’’ Hal ve durum bu olduğuna göre nasıl olmuş da tam 477 sene Hrıstiyan padişahların , hristiyan sadrazamlarına boyun eğmişler?
-Paşam askeri güç tamamen Padişahların elinde…Zavallı halk boyun eğmeyip de ne yapsın?
-Askeri güç derken?
-Yani Padişahların yabancı kökenli insanlardan devşirdikleri ve adına kapıkulu dedikleri tamamı hristiyan çocuklarından oluşan ordudan bahsediyorum.
-Hımmmmm…Kapıkulu…Yani Çoğunluğu yeniçeri olan askerler…Ne kadar bunların sayıları?
-En kalabalık oldukları dönemde bile yetmiş bini geçmemiş.
-Tüm Osmanlı Ordusu bu yetmiş bin kişiden mi ibaret?
-Hayır bir buçuk milyon civarında sipahi var ki bunların hepsi öz be öz Türk’türler
-O zaman bir buçuk milyon öz be öz Türk olan sipahi, Yetmiş bin hristiyan çocuğu olan kapıkulu askerinden mi çekiniyor istiklallerini elde etmek için? Bu nasıl bir mantıksal garabettir. Bunlar Türk Milleti’ni zeka özürlü korkaklar mı sanıyorlar? Yahu Sami sen niçin onlara Kür- Şad’ı anlatmıyorsun?
-Anlatıyorum Paşa’m…Anlatıyorum da bu sefer de ırkçı- faşist oluyorum.
-Aldırmayacaksın. Bana bile neler dediler…Neyse…Bak ben ne demişim: "Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.’’ Söyle bana 477 yıl esaret altında yaşamaya rıza gösteren bir millet için ben bu sözleri söyler miydim?
-Hayır paşam söylemezdiniz ama Osmanlılar neredeyse hiç Türk kelimesini ağızlarına almamışlar, hatta Türk kelimesini kaba vahşi, idrakten, anlayıştan yoksun insan anlamında kullanmışlar. Örnekleri de var: Osmanlılar için Türk’ün sözlük anlamı "etrak-i bi idrak"(anlayış yoksunu,cahil türk)dü. Hırvat kökenli devşirme sadrazam Kuyucu Murat Paşa, Güney Doğu Anadolu’da 70.000 Kızılbaş Alevi Türkmeni öldürmüş ya da diri diri kuyulara doldurmuştur.Aman dileyen Anadolu insanına Kuyucu’nun yanıtı ’Vurun şu pis Türk’ün başını’ olmuştur. Osmanlı Sarayının devşirme yazarlarından Hafız Ahmet Çelebi’nin 1499 yılında yazdığı şiirin bir kıtası şöyledir:
SAKIN TÜRK’Ü İNSAN SANMA
BİR AN BİLE OLSA TÜRKLE OLMA
TÜRK ELİNE ŞEKER ALSA,O ŞEKER ZEHİR OLUR
TÜRK’ÜN BAŞINI KESERKEN SAKIN GAM YEME
BABAN BİLE OLSA TÜRK’Ü ÖLDÜR
Fatih Sultan Mehmet’in Sadrazamı Mehmet Paşa, Rum çocuğu bir devşirmeydi.Bu nedenle kendisi Rum Mehmet Paşa olarak anılırdı.Osmanlı’nın Karaman seferindeki kıyımın ve talanın durdurulması için padişaha yalvarmaya gelen yaşlı Türklere Rum Mehmet Paşa şu yanıtı verir. ’NİCE SIZLARSINIZ AKILSIZ TÜRKLER!VATANIMIN,IRKIMIN ÖCÜNÜ SİZLERDEN, KARAMAN ÜLKESİNDE ALMAYA MUVAFFAK OLDUM’
-Koçi Bey Risalesini okudun mu? Sami?
-Okumuştum Öğrencilik yıllarımda ama unuttum şimdi içinde ne yazdığını filan. Yanlış hatırlamıyorsam IV Murat zamanında devletin giderek kötüye gittiğini gören Padişahın -yapılması gereken hal çareleri -ile ilgili yazdırdığı bir eserdi.
-Evet..Aşağı yukarı öyle…Orada geçen bir anlatım vardır : Fatih Sultan Mehmet Yeni çeri askerini selamlar. Yeniçerilerden biri de Fatih’in selamına ‘’ Ve Aleyküm Selam Muhammed Beşe’’ ( Allahın selamı üzerine olsun Büyük ağabey Muhammed, ) diye karşılık verir. Bunun Üzerine Fatih ‘’Bu nasıl selam almaktır bu çocuklara niçin doğru düzgün Türkçe öğretilmez ‘’ diye çıkışır Mahmud Paşa’ya. Görüldüğü gibi Türklük ve Türkçe aşağılanmıyor. Tam tersine Türkçe öğrenmek şart koşuluyor. Etrak-ı Bi idrak yani akılsız, idrakten yoksun Türkler ifadesine gelince: Bu gün de ‘’ Dağdaki çobanla benim oyum bir mi? ‘’ diyen insanlarımız yok mu? Siz bunlara kızıyorsunuz. Hatta küfür de ediyorsunuz ama ‘’Sen Türk değilsin ‘’ demiyorsunuz değil mi? Aynı şey o dönemlerde de vardı… Hatta sadece Etrak-ı bi idrak denmiyordu. [ O dangalakların söylemediklerini biz söyleyeyim ] Cemaat-ı Kallaş: (Kalleşler cemaatı, ), Erkad-ı bi akl-u din: ( Akılsız ve dinsiz kürtler), Etrak-ı nâ pak : Pis Türkler, Kızılbaş-ı evbaş, Şeytan kulu…Bütün bunlar da deniyordu. Fakat bunlar Türk’e denmiyordu…İlk zamanlarda avam görülen bu gün hala hor bakılan köylü, cahil göçebe insanlara deniliyordu. Sonraları ise Anadolu’da Celali isyanlarına karışanlara ve nihayet en çok da isyancı Kızılbaş Alevilere söylenen bir ifadedir. Yani ‘’Türkler akıl ve idrakten uzak insanlardır’’ denmiyor. Bir türlü yerleşik düzene sokamadığı göçebelere, devletine isyan eden celaliye ve yine devletine isyan eden Alevilere diyor …’’İşte bunlar da Türk’ün akılsız olanıdır’’ deniliyor. Yani daha da anlaşılır bir şekilde söyleyelim. Devlet ile sorunları olanlara ya da devletin kendisi için sorun olarak gördüklerine ‘’ Türk’ün akılsız olan kısmı deniliyor ‘’ [ Prof Dr. Osman Akgündüz- Sorularla Osmanlı ]
Bu açıklama bana nedense bu milletin önemli bir kısmına ‘’ Bidon kafalı, ahtapot beyinli, balık hafızalı, aptal ‘’ diyenleri hatırlatıyor. Aynı şeyleri kendileri de söyledikleri halde şimdi kalkmış Osmanlı Türk’e ve Türklüğe hakaret etti diyebiliyorlar utanmadan sıkılmadan.
-Peki Atam? Osmanlı Padişahları niçin Türk kelimesini kullanmaktan hep kaçındılar bunun yerine Osmanlı’yı kullandılar?
-O zaman ben sana bir soru sorayım: Türkler kaç devlet kurdular tarih boyunca?
-On altı?
-Hayır çocuk. O on altı, imparatorluktur…Devlet olarak iki yüzün üzerinde… [ Prof Dr. İbrahim Kafesoğlu 254 olarak belirtmiştir] Bu devletler içinde Türk adıyla kurulan kaç tane vardır?
-Türkiye Cumhuriyetini saymazsak bir tane…O da Göktürkler…Hatta onun bile suyunu çıkardılar..Kimilerine göre Kök- Türk Devleti, Kimilerine göre Ökük-Türk Devletidir onun adı.
-O kadar önemli değil..Kurulan bu devletler hep kurucularının adlarıyla anıldı ya da kuruldukları bölgelerin adlarıyla anıldılar Gazneliler, Harzemşahlar gibi. Ve de hiç birisinin halkı kendini ifade ederken ben Türk’üm demedi. Türk olduklarını hep biliyorlardı ama kendilerine ‘’Selçukluyum, Gazneli’yim, Karahanlı’yım, Karaman’lıyım demediler mi? Eğer ben Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra saltanatı devam ettirseydim- ki Halkımızın buna pek de itirazı olmazdı- yeni kurulan devlete de kendi adımı verseydim. Devlet-i Âl-i Osman Yerine Devleti- Âl-i Kemal’i kursaydım ya da Devlet-i Âl-i Atatürk’ü… Bu gün ‘’ ben Osmanlı değilim Türk’üm’’ diye yırtınanlar o zaman yine ‘’ Ben Osmanlı Değilim Türk’üm mü diyeceklerdi yoksa ben Osmanlı değilim ‘’ Kemalî’yim ya da ‘’Atatürkî’yim mi diyeceklerdi. Hal böyle olunca Devletine Osmanlı diyenin millet olarak kendisini Osmanlı görmesinden ve Osmanlı olarak ifade etmesinden daha doğal ne olabilir? Bu gün nasıl ki adı Türkiye olan bir devletin içinde yaşayan ve kendini Türk olarak ifade eden Kürt, Çerkez, Laz, Pomak, Boşnak, Azeri, Acem, Arap, Rum, Ermeni, Yahudi ve daha nicelerinin hepsine birden Türk diyorsak aynı şekilde Osmanlı Devleti zamanında da bu unsurların hepsine birden Osmanlı Demişiz. Dolayısıyla Türk=Osmanlı, Osmanlı=Türk, bu Karamanlı için de böyle, Selçuklu için de böye, Gaznel, Karahanlı, Harzemşah, Akkoyunlu, Özbek, Kırgız ve daha niceleri için de böyledir. Bu gün Bir Özbek’e ‘’Sen Türk değilsin’’ diyemeyeceğin gibi geçmişteki Osmanlı’ya da ‘’ sen Türk değilsin ‘’ diyemezsin…Hele de Osmanlı’ya hiç diyemezsin. Niçin diyemezsin biliyor musun?
-Niçin Atam?
-Şu sözümü iyi oku o zaman: "Evvela, millete tarihini, asil bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu göstermeliyiz.’’ … Eğer biz 477 sene Türk olmayan bir hanedana kölelik yapmış isek asil bir millet olmaktan nasıl bahsedebiliriz? Nasıl deriz ‘’bütün medeniyetlerin anası biziz’’ diye…1299 dan 1922 ye kadar gerek Anadolu’da, gerekse Avrupa’da her ne yapılmışsa medeniyet adına hepsini Osmanlılar yaptı…Osmanlılar Türk değilse o zaman Türk’ün medeniyeti nerede? Hem sormak lazım bu andavallılara Hristiyan Fatih (!) Niçin Ayasofya’yı camiye çevirdi? Bir hristiyan papazın kızı olan Roksalan’dan ( Hürrem Sultan ) doğan II. Selim niçin Edirne’de dünyanın en muhteşem eseri olan Selimiye Camii’ni yaptırdı da hiç olmazsa küçücük bir kilisecik yaptırmadı bir yerlere?
-Peki Fatih Sultan Mehmet’in Kendisine Kayser-i Rum demesine ne diyeceksiniz…Adam açık açık kendisini Bizans İmparatoru ilan etmiş. Türk olmaktan daha çok Rum olmayı tercih etmiş.
-Kendi döneminde Avrupa’da Grand Turco ( Büyük Türk ) Olarak tanınan Fatih’in Türk olup olmadığını üstelik de Türklerle tartışmak ne kadar utanç verici bir durum. Fatih kendisine Kayser-i Rum dediği için Rum oluyorsa Mevlana Celaleddin-i Rumi de bu Rumi’lik dolayısıyla Rum olmaz mı? Biz Anadolu’da Kurtuluş mücadelemizi sürdürürken karşımızdaki en önemli zararlı faaliyetlerden biri de Rumların Kurdukları Mavri Mira Cemiyeti’nin faaliyetleri değil miydi? Bu cenmiyetin amacı Bizans İmparatorluğunu yeniden canlandırmak değil miydi? Evveliyatında Mora’da kurulan ve 1829 da Yunanistan’ın bağımsızlığını kazandıran Etniki Eterya cemiyetinin amacı Bizans’ı yeniden kurmak değil miydi? Fatih Sultan Mehmet kendisine Kayser-i Rum diyerek Bizans’ın yeniden dirilme umutlarının önüne geçmek istemiştir. ‘’ Eğer bir Bizans’tan bahsedecekseniz bilin ki onun hükümdarı ben’im ‘’ demiştir. Eski kaynaklarda Erz-i Rum, Erzen-ir Rum ya da Arz-ı Rum olarak olan geçen Erzurum bir Rum şehri midir? Osmanlı Devletinde Rum kelimesi çoğu kez Anadolu manasında kullanılmıştır.
- Ya bak şimdi aklıma geldi. Bir de padişah anneleri vardı. Asıl hır gür oradan çıkıyor.
-Haydi o da yarına kalsın. Okuyucuyu çok yormayalım.
-Baş üstüne Ata’m. Yarına kalsın madem.
YORUMLAR
sami biberoğulları
Selam ve saygılar benden.
hocam çok güzel bir hasbıhalde buldum kendimi eğrisiyle doğrusuyla yaşanan ne varsa okuyorum sayfanızdan türklük adına teşekkür ederim efendim saygılarımla selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sami biberoğulları
Bu yazıları uzun araştırmalar sonunda yazdığım için malesef ben sizleri okuma konusunda biraz pasif kalıyorum. Bu durumdan dolayı özürlerimin kabülü ile selam ve sevgilerimi sunıuyorum.
bekir odaci
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
Tarih asla çarpıtılmamalıdır..
Gerçekler gizlenmemelidir..
Gerçekler siyasi rejim oyunlarına ve idarecilerin tek yanlı beyanlarına feda edilmemelidir..
Anadolu'da efsane gibi anlatılan Büyük Selçuklu İmaparatoluğunun sessiz sedasız çöküşündeki birçok gerçek de gizleniyor insanlardan...Bu çöküşte 1280 li yıllar civarında yaşayan birçok efsane ismin,Mevlana-Yunus Emer -Nasreddin Hoca vs.. etkileri var mıdır...Nasıl bir düşünce çatışmaları ile 1299 larda yeni bir imparatorluğun temelini oluşturan gelişmeler yaşanmıştır...Bizlere öğretilen hiç bir gerçek yok bu konuda...Devam öğretmenim devam konu çok.. :))
sami biberoğulları
Ben bildiklerimi, bulduklarımı aktarmaya çalışıyorum..Dediğin gibi yazacaş şey çok. Hele de artık internet ortamında her kesin istediğ, daha doğrusu işine gelen konularda işine gelen yazıları bulabileceği bir dünyada işimiz gerçekten de çok zor.
Selam ve sevgilerimle.
Lise de okurken ilk dönem ikici dönemin nisanına kadar yunan tarihini okutanlar utansın.Ondan sonra bayramlar tatil nereden öğrenecek bu insanlar.Ya romanlardan veya kötü düşünceli adamlardan.
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Tarihçilerin işi zor vesselam. Görmedikleri duymadıkları birşeyler hakkında beyanat vermek...Doğru kaynak bulabilmek. Kimin doğru olduğunu tayin etmek. İnsanları fikrine göre değil, gerçeklere göre bilgilendirmek. Bizlerin de işi zor, kafamızı çorbaya döndürdüler. İlkokulda hain diye öğrettikleri adamın, kahraman olduğunu anlattılar üniversitede. Herkesin bir kaynağı var hesapta. Ama doğrusunu yalnızca Allah biliyor.
Saygılar.
sami biberoğulları
Sizlerin işiniz biraz daha kolay. Neticede '' ben tarihçi miyim? Nereden bileyim'' deyip işin içinden sıyrılabilirsiniz. Ama bizim durumö öyle değil. İll de her şeyi bileceksin..O zaman da başlıyoruz araştırmaya..Sonuç: O öyle demiş, bu böyle demiş bizim de kafamız allak bullak oluyor.
Sonuçta '' Bırak her kes neye inanırsa öyle kalsın '' demek zorunda kalıyoruz. İnanın bana birileri çıkıp da kendi doğrularını kabul ettirmek için adeta arının deliğine çöp sokarcasına uğraşıp durmasa ne araştıracağım ne de tek kelime yazacağım. Çünkü değişen bir şey olmuyor.
Her kes kafasında bir şablon oluşturmuş zaten. Kırk yıllık Kani Olmuyor Yani...Benimki içimi dökmek o kadar.
Selam ve sevgilerimle.
Aynur Engindeniz
Saygılar tekrar.
sen yaz hocam....sayende çok güzellikler öğreniyoruz...bu cografyanın hainide çoktur....vatan sevdalısıda...saygılar
sami biberoğulları
Dangalaklardan da dangalaklıklardan da bıktım usandım artık...Biri çokıyor Osmanlılık adına Atatürk'e küfür ediyore, bir başkası Atatürkçülük adına Osmanlı'ya küfür ediyor. Velhasılı kelam uğraşak ib... Oldukça fazla...Allah yardımcımız olsun.
Selam ve sevgilerimle.
ÇOK GÜZELDİ BU TOPRAKLARDA YAŞIYORSA VE BU BAYRAĞIN ALTINDA BİRLEŞİYORSA TÜRKTÜR OSAMNLIDA TÜRKTÜR
TEŞEKÜRLER
SEVGİLER SELAMLAR
sami biberoğulları
Elbette öyledir...Bunu anlatmaya çalışıyoruz ne zamandır. Hem ne var biliyor musun?_ Böyle nesilleri geri götürdüğümüzde bırak Adem'i Hz. Muhammede'e varmadan kim bilir hangi Ermani, Rus, Alman ya da İngilize çıkacaktır atamız değil mi? Ve daha da inebilsek Hz. Ademde birleşeceğiz hepimiz. O halde bu kavga niye...
Haaa ama unutuyorum...Bizler zaten nereden nasıl geldiği belli olmsayan bir takım hücrelerin evrim geçirerek insana dönüşmesi suratiyle oluşmuştuk değil mi. Yani Hz. Adem diye bir adam da yoktu.
Amipiz amippppp
Selam ve sevgiler.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
birde mesajlarınıı okusanız