- 2146 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beðeni
PADÝÞAH I nci ÝBRAHÝM’in DRAMI
PADÝÞAH I nci ÝBRAHÝM’in DRAMI
Mahpeyker Kösem Sultan isimli, Bosna’lý Rum Papaz’ýn kýzý, Anastasya’dan doðan ,4üncü Murat, on bir yaþýnda Osmanlý Taht’ýna çýkmýþtý.
Gerçek yönetim ise, Rum kýzý Anastasya ve O’nu sürekli hediyelere boðan, bazen de, Sadrazam Arnavut Kemankeþ Kara Ali Paþa gibi, boðularak öldürtülen, Enderun dönmelerine aitti.
Dördüncü Murat’ýn ,yirmi yedi yaþýnda ,içki masasýnda (nedeni bilinmez) fenalaþarak aniden ölmesi üzerine (zehirlenme deðildir herhal) ,yirmi beþ yaþýna kadar ,bir kapalý odada tutulan ve nedense ,diðer üç kardeþi gözünün önünde boðulmasýna raðmen ,O’na dokunulmayan Ýbrahim, Osmanlý Taht’ýna anasý Anastasya eliyle çýkarýlmýþtý.
Anastasya, Dördüncü Murat’ýn da annesiydi. Baþlangýçta ,on bir yaþýnda ,tahta çýkan Dördüncü Murat adýna, Koca Osmanlý’yý idare etmiþ, sonralarý oðlunun gazabýna uðrayarak, saraydan uzaklaþtýrýlmýþtý.
Birinci Ýbrahim ,yirmi beþ yýl kapalý tutulduðu demir kafesten ,ilk defa çýkarak dünyayý daha yeni görecekti. O’na, on dört yaþýnda, henüz yeni buluð çaðýna girmiþ, bir Rus kýzý hediye etmiþti Anastasya. Bu kýz, ilk gecelerden hamile kalacak ve Dördüncü Mehmet’i doðuracaktý. Nadya ismini, hemen Hatice Turhan Sultan olarak ,deðiþtirip Müslüman Arap ismi takacaklardý.
Artýk, bu Rus kýzýnýn da, Sultan olarak koca Osmanlý’da sesi sýk sýk duyulacak, gün gelip katl fermaný bile verebilecekti. Doðurduðu çocuk Avcý Mehmet ismi adý altýnda henüz altý yaþýndayken ,tahta çýkacaktý.
Seçilen ikinci cariye, esir bir Sýrp kýzýydý. Katrin ismini, Süleyman’ý doðurduðunda, Saliha Dilaþup Sultan olarak deðiþtirdiler. Bu kadýnýn oðlu da, Avcý Mehmet’ten sonra ,Ýkinci Süleyman olarak tahta çýkacaktý.
Sarayda ,þimdi de Koca Osmanlý’nýn ,bitmeyen dertleri bir tarafa kaldýrýlmýþ, Valide Anastasya ile Rus kýzý Nadya ve Sýrp kýzý Katrin’in ,sinsi oyunlarý taht etrafýndaki, çelme takmanýn serbest olduðu, çirkin danslarý baþlamýþtý. Bu taht bu Ýmparatorluk (yanlýþ anlaþýlmasýn) , Türk’ün kurduðu, Türk’ün canýný, malýný, kanýný verdiði ,öz sermayesi, Türk’ün evlatlarýnýn savaþarak ölmesi üzerine olan, bir Ýmparatorluktu.
Kösem Sultan oðlunu ,Nadya’dan uzak tutmak için, sürekli yeni, taze kýzlarý oðluna gönderiyor, O’nun karýsý ile fazla birlikte olmasýný, dolayýsýyla Nadya’nýn tehlike olan nüfusunu kýrmaya çalýþýyordu. Son kozu, Polonya’lý esir cariye Eva’ydý. Böyle güzel görülmemiþti, Osmanlý Sarayý’nda. O da ,bir oðlan doðurdu.Adýný ,Ahmet koydular, sonradan tahta çýkacak olan bu çocuðun. Anasýnýn ismi de, Hatice Muazzez Sultan olmuþtu.
Yirmi beþ sene kapalý çelik bir odada tutulan, gözünün önünde üç kardeþi boðulan Birinci Ýbrahim, her saniye ölüm korkusuyla yaþayarak, zýr deli olup çýkmýþtý. Usül, erkân tanýmaz, sinir krizleri geçirdiðinde hak, hukuk bilmezdi.
Rüþvet bütün ülkeyi kasýp kavuruyor, devlet birkaç kadýnýn elinde, delice kanunlarla canlar alýnarak baský ve haksýzlýklarla , ite kaka gidiyordu. Þimdi bir de Maryam isminde , bir Ermeni kadýn, yüz kýrk kiloluk vücudu ve komik görüntüsüyle etkilemiþti Ýbrahim’i. Bu kadýn da, bir panayýr soytarýsýydý. Onunla, telli duvaklý evlenmiþti sonunda. Adýný da ,Birinci Ýbrahim kendisi koydu. Þekerpare Hümaþah Sultan (Telli Haseki derler halk arasýnda) Ýki oðlan da O’ndan oldu. Selim ve Murat.
Hazine boþaldýkça eyaletler ,bütün bütün soysuz devþirmelere peþkeþ çekildikçe, Ýbrahim’in aðzý daha da bozulmuþ, deliliði artmýþ, etrafýný kýrýp geçirmeye baþlamýþtý. Sadrazam Mehmet Paþa’ya “Bre, karpuz götlü pezevenk” diye baþlayan mektubu ilginçtir. (Topkapý arþivi Evrak no:7012)
Rus kýzý Nadya ile Rum Papaz’ýn kýzý Anastasya’nýn arasý nüfus kullanma yüzünden epey gergindi. Ýbrahim yataðýna en çok aldýðý Nadya’dan taraf olarak Valide Mahpeyker Kösem Sultan’ý etkisiz kýlmaya çalýþýyordu.
Bu arada her gün pek çok cariye ile yatan, bu yüzden devlet iþlerine vakit bile ayýramayan sembolik padiþahýn cinsel gücü de tükenmiþti. Olayý büyü yapýldýðýna baðlayan Padiþah sarayda terör estiriyordu. Sonunda Türk Hoca Hüseyin’in kudret macunu ile deva bulunca, sarayda ne kadar bakire cariye varsa hepsi ile halvet oluverdi, Osmanlý Padiþahý.
8 Aðustos 1648 günü, asýl tahtýn egemeni Rum Papaz’ýn kýzý Anastasya’nýn ve Rus Kýzý Nadya’nýn buyruðu ile kýzlar arasý hadým zenci (ne boksa) , yeniçeri aðasý ve Þeyhülislam Birinci Ýbrahim’in karþýsýna dikiliverdiler. Arkalarýnda av köpekleri gibi komut bekleyen “Aport” vaziyetinde bostancýlar duruyordu.
Bulgar devþirmesi, yeniçeri aðasýnýn ukala sesi, korku ile titreyen Ýbrahim’in iktidarýnýn artýk sona erdiðini teblið etmekteydi. “Hakkýnda fetva var. Seni tahttan indirmeye geldik. Kýsmet bu kadarmýþ.”
Ýbrahim bittiðini anladýðý saltanatýndan iþte böyle uzaklaþtýrýlýrken birkaç kelimeyle karþýsýna dikilenleri þaþýrttý ; “Hangi millet beni istemez? Siz, kimsiniz ulan? Seni, kýzlar aðasý eyleyen bunca nimeti sana ihsan eden ben deðil miyim? Ulan kodoþlar, devlet size mi kaldý? Daha altý yaþýndaki oðlumu nasýl padiþah eylersiniz? Annem, karým bu iþe ne derler? Onlar nerededir þimdi?”
Kýzlar aðasý bembeyaz diþleriyle sýrýtýp, cýrlak sesiyle cevap verdi. ”Fetva var Hünkarým. Büyük ve küçük sultanlar da böyle münasip görürler”
Ýbrahim beti benzi atmýþ, baðýrarak Þeyhülislam Arnavut Abdülrahim Hoca’ya dönerek “Sen nasýl böyle bir fetva verirsin? Seni ben Þeyhülislam eylemedim mi? Ah, sarýðý boynuna dolanasý koca deyyus.” Diye baðýrdý.
Þeyhülislam baþýný sallayarak, Allah adýný aðzýna almaktan utanmadan ,“Beni sen deðil, Cenab-ý Allah ,bu makama getirdi” diye cevap verince, Ýbrahim; “Bre deyyuslar ,sizi adam sayýp, karý diye Rum yosmalarýný, Rum dilberlerini alýp evlat peydahlarsan, bunlar sizinle bir olup, fitne, fesat kaynatýrlarsa, neye þaþmalý ki? Cenab-ý Mevla ,elbet gazaba gelip ,layýk olduðumuz cezayý verecekti” diyerek, Þeyhülislam Arnavut Hoca’nýn suratýna ,sýký bir Osmanlý tokadý patlattý. Þeyhülislam ,buna cevap bile vermedi. Ama, bostancýlara dönüp, “Fetva üzere ,alasýz devletluyu. Götürüp bir eyu ve de muhkem kapatasýz” diyerek ,baldýrý çýplaklarý, Ýbrahim’e ,saldýrtýp,,O’nu hýrpalayarak eller üzerinde salondan çýkartmalarýný, belirsiz bir gülümsemeyle izledi.
Ýbrahim’in ,yardým dilenen sesini ,ne annesi, ne de karýsý duymazdý.Cariyeler korkuyla ,kuytulara gizlenmiþ, bu feryatlarý dinliyor, baþlarýna ne geleceðini, bundan böyle ,kimin yataðýnda olacaklarýný düþünüyorlardý.
Þeyhülislam’ý ,avuçlarýna almýþ olan ,Rus kýzý Nadya ve Anastasya “Bu iþi bir an önce bitirmek gerekir” diyerek, altý yaþýndaki Birinci Ýbrahim’in ,Rus kýzý Nadya’dan olan oðlunu ,tahta çýkartýp eline, babasýnýn katl’ine hükmeden fermaný tutuþturmuþlardý.
Bugün ancak, anaokuluna kaydý yapýlabilecek olan ,altý yaþýndaki Dördüncü Mehmet, iki cariyeyle kapýsý çýkartýlýp ,duvar örülen penceresiz bir yerde tutulan babasýnýn ,ölüm fermanýný, Divan-ý Hümayün’de ,Arnavut Sadrazam’ýn hazýrlayýp izahýný yaptýðý ,bir ortamda mühür basarak onayladý.Türk soyuna yasak olan, iç oðlanlarý ile dolu Hümayun’da, daha dün, Birinci Ýbrahim’e yerlere bakarak yaklaþabilen devþirmeler, çocuðun bileðinden tutarak, mühürü bastýrýp ,bostancýlara ,örülü olan duvarý yýktýrtarak, yaðlý kement ile O’nu boðdurdular.
Genç Osman’ýn ,önce ýrzýna geçip ,sonra parçalayarak öldüren soysuzlar, yine bunlardý.Ýki kadýnýn ,kendilerine baba malý gibi sunduðu Ordu Komutanlarý, Kadýlar, Beylerbeyleri, Sancak Beyleri, Subaþýlar, Nazýrlar,Vezirler hep bunlardandý. Türk’ün ,Osmanlý’sýna bu yabancý kadýnlarla evlenerek, çocuklarýný yabancý bakýcý ve dönme hocalarla yetiþtirerek verdikleri zararý görmezden gelmek, sanýrým, Türk oðlu Türk’e çok ters gelir.
Birinci Ýbrahim’i, sekiz yýl sonra tahttan indirip ,etrafý duvarla örülü kapý altýndan, sadece yemek tepsisi geçecek büyüklükte yeri,açýk býrakarak, on bir gün daha yaþatan anasý ve karýsý, altý yaþýndaki Sabý’nýn ,baþýna sýkýca baðladýklarý, kendi elleriyle süsledikleri, sarýðýyla ikindi namazýnda ,oturtup devlet erkanýna, biat töreni düzenlediler. Biat sýrasýnda, kendisini yere atýp etek öpen koca sakallý adamlardan korkarak aðlamasý üzerine de, törenin kalanýný iptal ettiler.
Gerçekte hüküm süren , Büyükanne ,Anastasya ve Anne Nadya’ydý.Karþýlarýnda, Þeyhülislamlar, Sadrazamlar ve Paþalar konuþamýyor, el pençe divan, koca kavuklarý öne eðik ,kölelik günlerini anýmsayarak, bir baþka kölenin karþýsýnda ,sükut ediyorlardý.
Ne var ki, genç Nadya’nýn ,artýk Anastasya’ya tahammüllü kalmamaýþtý.2 Eylül 1650 gecesi, Dördüncü Mehmet, sekiz yaþýný doldururken ,Nadya’nýn buyruðu ile kýzlar aðasý ve bostancýlar bir tenhada Anastasya’yý ,yaðlý urgan ile boðarak öldürdüler.,Bir mikrop, diðer mikrop tarafýndan yok edilmiþti.
Oysa, bir süre önce, Avrupa’da baþlayan Rönesans, Ýslam Filozof ve bilim adamlarýnýn, düþünce ve eserlerini, tercüme yoluyla almaya devam ediyor, yeni ve modern bir dünya, kültür güçlenmesi, karlý dýþ ticaret, yeni mimariler, teknik ilerlemeler, arkeoloji ve sanat konularýnda büyük araþtýrmalar,keþifler, buluþlar yapýyordu.
Astroloji’de, dev adýmlar atýlýyor, modernleþme hamleleri, dini yorumlar, insan haklarý konularýnda ,iyileþtirmeler yapýlýyordu.Kilise baskýsý yok edilmiþ, bilimsel görüþ ve düþüncelerin hakimiyeti önem kazanmýþ, aydýn ve modern düþünen, bir insan kitlesi oluþturulmuþtur.
Esir saray yosmalarý, zenci kýzlar aðasý, köle sadrazamlar, satýlýk þeyhülislamlar, rüþvet ile daðýtýlan makamlar. Kadýna saygý ve hürmetin hiç olmadýðý bir ülkede , sultanlara yaranmak, mevkii edinmek uðruna ,iki büklüm, sakallarý göbeklerine deðen, yaþýndan utanmaz devþirme köleler grubu.
Entrikalar, zehirlemeler, boðmalar, yasaklar,hýrsýzlýklar ve bunlarý, ne o gün ne de bugün ,görmeyen, anlamayan, yorumlamayan ,kýsýtlý dar kafalar.
Dini taassup, yorumsuz inanç ve bilgisiz din adamlarý.Ölmesi için doðurulup, ne vatanýný, ne Türklüðünü bilmeyen, ne de yaþadýðýnýn farkýnda olmayan, hakiki,gerçek cahil býrakýlmýþ ,ÖZ TÜRKLER.
Ve helal size, yorum yapmaktan korkan, gerçekleri ,hikaye ve hurafelerle, yalanlarla örten, aydýn ama korkak kafalar.
E. Yaþar Ovalý 08.05.2012
YORUMLAR
Çok subjektif... Sayýn Yazarým hangi kaynaktan Sultan Genç Osmanýn ölümüyle ilgili detaylý bilgiye ulaþtýðýnýzý öðrenebilir miyim?
esma_sultani tarafýndan 12/24/2012 11:57:15 AM zamanýnda düzenlenmiþtir.
kukurikuu
Osmanlý Tarihi, isimli eser baþta olmak üzere pek çok tarih kitabýnda,
Genç Osman'la ilgili yazýlarý bulabilirsiniz. O , belkide en idealist Padiþahtý.
Saygýlarýmla.
Eyüp Bey, yazýnýn içeriðini daha farklý bekliyordum. Aklýmdakilerle okuduklarým çok farklýydý. Bunlarý iyi kötü biliyordum ( Osmanlýnýn yabancý cariyelerin doðurduklarýyla yönetildiðini) ama Bu denli soysuzlaþmýþ olduðumuzu kesinlikle düþünmek istemedim. Aklýma Almanlarýn deli Hitleri geldi.Adam Aklýna koymuþtu kendisi alman kökenli yahudi olmasýna raðmen arý bir ýrk oluþturmayý ve bu amaçlada safkan Alman olanlarýn bir birisiyle evlenmelerine Müsade ediyor ve bu duruma çok dikkat ediyordu. Uzun yaþamadý yaþasaydý Koloni gibi Yerlerin sayýsý artardý herhalde.
Neden bu denli koyun olduðumuzu neden bu denli umursamaz ve hatta batý hayraný olduðumuzu þimdi daha çok anlýyorum.(mayamýz bozulmuþ)...:)))
Birde Yazmak; bilgi birikimin yaný sýra araþtýrmacý ruhuda ister. Sizde bunlarýn mevcutiyetini görmek çok güzel ve bu nedenle diyorum ki, elliniz ve yüreðiniz saðlýklý olsun Kýymetli yazarým. Teþekkürler.
kukurikuu
Aslýnda bildiðim bir konuyu , yanlýþ yapmamak adýna, Büyük Osmanlý Tarihi
Ord. Prof. Ý.Hakký Uzunçarþýlý 'nýn 3ncü cilt ,1nci Ýbrahim bölümüne
teyit ettirerek ,hazýrlayýp sunmuþtum. Konunun temasý ,iki kadýnýn
arasýnda kalan bir erkeðin , Padiþah bile olsa , nasýl idare edildiði ve
sonunda ,nasýl yok edildiði idi.
Artýk beni asla anlamayacaklarýna inandýðým, benimle zýt yorumlar taþýyan , özünde ,vatanperverliklerine saygý duyduðum insanlarý üzmemek, onlara kendimi tanýtamayacaðým, düþüncesinde sabitleþerek, bu tür yazýlar yazmamaya kesin karar verdim.
Zaten, hayatým boyunca ,Atatürk'ü anlatmaya, bizi getirdiði muassýr medeniyetler seviyesinin, yüceliðini anlatmaya çalýþtým da ,ne deðiþti sanki.
Ýnsanlar ,karþýsýndakine hakaret edebiliyor ve en ufak bir üzüntü duymuyorlarsa , ben neden hala kalemimle cambazlýk yapmaya calýþayým.
Yorumun için çok teþekkürler Kardeþim. Ýyi ki varsýn.
inci*
Yazarlar çok eleþtirilir, olumlu yada olumsuz ama çoðunluklada olumsuz eleþtirilirler. Olumsuzluklara papuç býrakacak birisi deðilsiniz siz ve inanýyorum ki kiþilere, tanýmyor olsanýzda, duyduðunuz saygýdandýr kýrgýnlýðýnýz. Lütfen olumsuzluklar sizi yýldýrmasýn unutmayýn ki sizi keyfle okuyan ve sevenler olacaktýr. zamanla siz dahi þaþýracaksýnýz taraftarlarýn çogunluðuna.:))))
Ben kendi adýma sizin yazýlarýnýzý okumaktan çok mutlu olduðumu söylemek istiyorum...
Saygýmla daima.
Eyüp Bey.
Çok ciddi ve önemli konularda yazmýþ olduðunuz yazýlarýnýza ben de beðenilerimle birlikte uzun uzun yormlar yazmýþýmdýr.
Bu yazýnýza ise bir yorum yazmayacaðým. Yorum yapmaktan korkan korkaklardan olduðum için deðil. Vaktim, zamaným çok önemli olduðu için.
Ýlle de bir yorum görmek istiyorsanýz Bir tanesi de bu gece yayýnlanacak olan Atatürk'le Hasbýhal Baþlýklý yazýlarýmý okuyunuz.
Selamlar.
kukurikuu
Yazýlarýnýzý her zaman büyük bir beðeni ile okur ve çoðu için, sizi hep kutlamýþ olurum.
Ortaya yazdýðým bir yazýdan alýnmýþ olduðunuz gibi , belki de, çok yanýldýðým bir sonuç çýkarttým. Aman Hocam ben, yanlýþ yazmamak , tarafýnýzdan tenkit edilmemek adýna dikkatli olmaya çalýþýrken , sizinle hiç alakasý olmayan bir kelime yüzünden sizi üzersem ,çok üzülürüm.
Hem siz, kýzmam, tartýþýrým gibi, bir teþvik de vererek, beni bu yazýmda yalnýz býrakmayacakmýþ gibi, bana ümid de vermiþtiniz. Eðer, sizi üzen bir husus varsa ,derhal bu yazýyý geri çekeceðim.
Yazacak olduðunuz yazýyý ise diðerleri gibi zevk duyarak okuyacaðýma eminim.
Saygý ve teþekkürlerimle.