- 1824 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sırça Tuzak (Düşüngülü Eleştiri)
S I R Ç A T U Z A K
(DÜŞÜNGÜLÜ ELEŞTİRİ)
‘Güven, çok kırılgan bir duygudur.
Bir gün, kendinin kırılacağını dahi
bilsen, sana duyulan güvene gözün
gibi bak…’ Kitaptan.
İşlek bir kalemi olan Nermin Bezmen, holding sahibi elit bir ailenin birbirlerine karşı oynadığı ‘Bizans Oyunu’nu ‘Sırça Tuzak’ romanında dile getirmiş.
Dedesi Ali Sermed Vardar’ın kendisine söylediği (yukarıda yazılı’ sözü yaşam felsefesi edinen, aşırı sayılacak kadar dürüst Berke ile her türlü ayak oyununu hiç düşünmeden uygulayan kuzeni Selçuk arasında geçen ve danışmanı şeytan olan kötülerin kazandığı iktidar mücadelesi anlatılıyor.
Ne yazık ki büyük işletmelerde de bu tür oyunlar var, zaman zaman kendimi romanın içinde buldum… Bir iş yemeğinde müdürümüz biraz da alkolün verdiği cesaretle, ‘Oruspuluk = Temiz siyaset yapmayan politikacılar = İşletme yöneticileri’ demişti.
‘Sırça Tuzak’ın sağlam bir kurgusu var. Yazar, öykülere zaman zaman fantastik bir iklim vermiş. Son kırk yılın en iyi roman yazarı sıralamasında ilk on üçe giren Latife Tekin’in diyaloglarda ‘Muinar’ı andıran benzerlikler var. Bence, Latife Tekin daha bu sıralamayı hak etmemişti. Geleceğin romanının fantastik bir kurgusu olacağını sanmıyorum.
Yazarın kahramanlar arasında yarattığı kutupluluk okuru da örgüye katıyor. Zaman kavramını iyi kullandığı için sürekli gerilimi yüksek tutabilmiş. Katmanlar arası sıkça gidiş gelişler yapması da heyecanın aynı düzeyde sürmesini sağlamış. Öykülere başlarken saat yazması ve mekân adı vermesi olaya daha da gerçekçilik katmış.
Bezmen, roman kahramanlarının betimlemesini yapmadan, ona dikkat çekici fiziksel alışkanlıklar yüklemiş. Diyaloglarda kullanılan sözcük simge gibi. Adından söz edilmeden kimin kimle konuştuğunun ipuçlarını ediniyorsunuz. Sıcak diyaloglarda bir üslup var, kurguya gizem de katıyor. Betimlemesiz güçlü kahramanlar yaratılabileceğini sanmıyorum.
Bezmen, okurunun eski sözcükleri bilip bilmediğini sınav eder gibi, onu dallı budaklı yollardan geçiriyor. Amerika’da tahsil yapmış, batı standartlarında hayat süren bir kültürü anlatıyor. İlk metin başlığı ‘…Ve Şeytan Zuhur Etti!’ (s.9) İşlek bir dil kullanmamış. Sanırım orta öğretimdeydim bir ağabeyim, ne kadar çok yabancı sözcük, o kadar yazın diline derinlik, anlamına gelen bir söz söylemişti. Ne kadar acı değil mi..!?
Üçüncü tekil şahısla yaptığı anlatımın üslubu, kırk elli yıl önce yaşanmış bir öykü izlenimi veriyor. Diğer taraftan kahramanların kullandığı elektronik cihaz ve düğünlerde kullanılan havai fişeklere bakıldığında iki binli yıllarda yaşanmış bir öykü gibi geliyor, anlatımla örtüşmüyor. Farklı iklimler yaratılmış.
Holdingin genç yöneticilerini kültürlerine göre konuşturmamış. İş kadını Anberin’i , ‘Bütün tahsilin leyli okulda’ ‘Mahzur? Selçuk’un varlığı topyekûn mahzur’ (s.252) Astaş’ın Yönetim Kurulu Başkanı genç Berke’yi, ‘çok mütehassıs ettiniz’ (s.355) ‘çok fevri karar’ (s.260) ‘hisseler bana tevarüs etmiş’ (s.330) Holdingin Yönetim kurulu Başkanı Selçuk’a, ‘beni idare heyetine almalıydı’ ‘mevzubahis olamaz. Bir de hepimizi piyasada rencide’ (s.359) Yine genç Tarık’a, ‘sayenizde huzurlu nekahet dönemi geçirdim’ diye konuşturmuş. Bezmen’in anlatıcı diliyle, rol verdiği kahramanın dili aynı..! ‘Sırça Tuzak’ romanının yüzde 35.4’ü (25.8)* diyaloglarla geçiyor. Sayfada ortalama 5.2 (5.2) kez paragraf yapılmış.
Okur ne zaman fiyakalı güzel bir söz görse, tilki gibi gözleri ışıl ışıl eder. ‘Fazla minnet duymak yorar insanı sonra geri teper.’ (s.275) ‘Risk almazsan, alacağın zaman neler kazanacağını bilemezsin.’ (s.92) Yazarların yazmakla yükümlü olduğu hoş olmayan sözler: ‘Yüzünü asla şekillendiremediği erkekle karısını her şekilde seviştirerek iştahlanırdı.’ (s.10) Absürt ve argolu sözler: ‘Kimin gacosu olduğu hiç fark etmez’ (s.112) ‘Yediği en s.k.ci bamya.’ (s.190) Mahalli ağızlar kullanmasını sevmeyen Bezmen, Türkçemizin içinde yabancı gibi duran sözcükleri sayfada ortalama 47.5 (59.4) kez kullanmış. ‘elzem gördüğü’ (s.56) ‘yarattığı infialin’ (s.62) ‘Fazıla, tam bir koketti.’ (s.67) “Ben ‘fact’leri söylüyorum…” (s.78) ‘Sırça Tuzak’da ortalama yüzde 19.4 (25.7) kez yabancı sözcük kullanılmış.
Romanda çeşitli anlatım yöntemleri ve değişik üsluplar denemeyen Bezmen, nesnelin belleğe estetik yansıması olan imgeyi sayfada ortalama 3.6 (1.8) kez kullanmış. ‘sperminin karakterine en uygun rahmi bulacaksın, eminim… Kıskanç, hırslı ve arsız bir rahim…’ (s.15)
Gerçekçilik kavramına ters düşen fantastik kurgulamaya da yer veren Bezmen, okurun kendisini bulduğu ayrıntıları pek kullanmıyor. ‘İnan, şu an, Seher’ciğim burada da, onun sigarasını yakacağım gibi bir his doğdu içime… Tam sigarayı bırakmaya çalışıyordum. Bak şimdi… Gel de yakma bir tane.’ (s.208)
Az da olsa kitap içi aksesuarlara yer veren Bezmen, iç çatışmaları anlatan içmonoloğu her otuz (yüz seksen sekiz) sayfada bir kez yapmış. “ ‘Herkesin bir şeytanı olmalı.’ dedi kendi kendine.” (s.41) “ ‘Yemin olsun!’ dedi dişleri arasından, kendi duyabileceği bir sesle” (91)
Geriye dönüş tekniğiyle kahramanlarına anılarını yaşatan Bezmen, içinden geçenleri bellekçakımı ile sayfada ortalama her yirmi dört (atmış üç) sayfada bir kez dile getirmiş. “ ‘Bu aileden nasıl çıktı bu saygısız?’ diye içinden geçirdi.” (s.73) “ ‘Her halde görüşmenin sonuna geldik.’ diye düşündü” (s.77)
Romanlarındaki betimlemeleri aynı sözcüklerle yapmış gibi bir izlenim veren Bezmen, şeytanın kulağa fısıltısını ve diyaloğu iç konuşma olarak değerlendirmiş olacak ki romanda on dokuz kez kullanmış. Ülkemizde kendi kendine konuşana deli diyorlar. İnsanın şeytanla konuşması gerçekçi değil. “kulağının dibinde şeytanın alkışları patladı. ‘Bravo! diyordu iblis, ‘bravo maestro!’ ” (s.326)
Terim üretmeyen bir dil, düşündüklerini gerçekçi bir şekilde anlatamaz. ‘şimdi ağrı kesici vermiştim’ (s.300) ‘küçük alarm anahtarını aldı’ (s.30) Sayfada ortalama 3.6 (5.2) kez terim kullanmış.
Okurun merakını gıdıklamasını bilen Bezmen, bellekte kuşku uyandıran soruları sayfada ortalama 1.3 (1.8) kez kullanmış. ‘Neredeyse casus gibi mi demek istiyorsun? Berke’yi suçlu çıkarmak için bu arzu nereden doğdu Selçuk? Neler var kafanda?’ (s.100)
Roman kurgusuna gizem de katan Bezmen, felsefenin bile veremeyeceği kadar anlamı olan atasözünü yarım (0) kez kullanmış. ‘Dinsizin Hakkından…’ (s.235)
Romanını edebiyat katına yükseltmek için çıtayı ‘Sır’a göre biraz yükselten Bezmen, hayatın orta yerinden geçen toplumun davranış biçimini yansıtan, çağrışım gücü yüksek sözvarlığımız deyimleri sayfada ortalama 1.1 (0.6) kez kullanmış. Düşük bir oran. ‘ağızlarına bir parmak bal çalıp’ (s.66) ‘Güvendiği dağlara kar yağmıştı.’ (s.342) Soru deyimleri: ‘Karından ayrıldığında kim topladı paçanı?’ (s.216) ‘birinin kuyusunu mu kazacak artık?’ (s.334) Batıdan dilimize giren deyimler: ‘Beni hem gaza getirdin’ (s.239) ‘kuzen harika blöf yapıyor.’ (s.254)
Kullanıldığı yere çok katmanlılık verip, zenginlik katan alıntıyı romanında hiç kullanmayan Bezmen, ikilemeleri sayfada ortalama 0.3 (0.4) kez kullanmış, oldukça düşük bir oran. ‘yüreğini şahrem şahrem doğruyordu.’ (s.224) ‘zaman avaz avaz çığlıklar atma’ (s.360)
Romana derinlik veren mecaz ve imgeyi kadın yazarlara oranla daha az kullanan Bezmen, dilde olamadığı gibi benzetmede de yenilikçi olamamış. Sayfada ortalama 1.5 (1.1) kez benzetme yapmış. ‘Hem de tablo gibi…’ (s.281) ‘Rüyada gibiyim’ (s.313) Uzun anlatı cümleleri kurmayı seven Bezmen, eğretilemeyi sayfada ortalama 0.2 (1) kez kullanmış. ‘Nasıl benim şişko fasulyem?’ (s.141) ‘Yatağını özledim muhteşem erkek.’ (s.230)
Kutupluluk ilkesini kullanmakta ustalık gösteren Bezmen, bezemenin olmazsa olmazı sıfatı sayfada ortalama 4.6 (4.1) kez kullanmış. ‘Yaşlı adam, siyah küçük kadife bir kutuyu’ (s.182) ‘sehpadaki gümüş kutu olan bir sigara alıp’ (s.358)
Albenili güzel söz yazmak için emek veren Bezmen, kullanıldığı yere estetiklik veren, şiirin vazgeçilmezi pekiştirmeyi sayfada ortalama 0.5 (1) kez kullanmış. ‘kimin kimi kayırıp kimin kime bel bağladığını, kimin kimi kullandığını’ (s.81)
Rastlantılara dayalı bir kurgulama yapan Bezmen, yananlamlı cümlelerle de imgeyi yakalıyor. ‘Eğlenceliydi kadın, eski fındık kurtlarındandı.’ (s.36) ‘aileyi birbirine kırdırarak…’ (s.336) Sayfada ortalama 2 (1.8) kez mecaz yapmış.
‘Sır’ ve ‘Sırça Tuzak’ romanlarının sonlarını devamı varmış gibi bitiren Bezmen, günümüz yazarlarının sıkça kullandığı montaj tekniğini her yüz seksen altı (yüz yetmiş altı) sayfada bir kez kullanmış.
Rol verdiği kahramanların fiziksel betimlemesini yapmayan Bezmen, az da olsa yazının temeline mizah koymuş. “ ‘Hayrola?’ dedi, ‘Yollar yetmedi, sulara mı daldın?’ ” (s.304) Her elli üç (yetmiş beş) sayfada bir kez mizah yapmış.
Büyük işletmelerin yönetiminde yaşanılanlar, kanatan bir oyundur!.. Nermin Bezmen, ‘Sırça Tuzak’da holdinglerde dönen ayak oyunlarını içerden biriymiş gibi gerçekçi yansıtıyor. Edebiyat sofrası doyurucu olmasa da, sözcüğü iyi alımlayan okuru olay örgüsüne katan sürükleyici bir roman. * * Sırça Tuzak / Nermin Bezmen / Remzi Kitabevi / 372 s. / / / Şair ve yazarlar neden intihar ederler?.. Zayıf karakterli sanatkârlar, neden büyük eser ve güçlü kahramanlar yaratırlar!?..
* Parantez içindeki bilgiler Nermin Bezmen’in ‘Sır’ romanının değerleridir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.