- 934 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yıkamayacağımız tek duvar kendi duvarımız.
Kabul etmem lazım kimse yola başarısızlık düşüncesiyle çıkmaz. Başlangıç çizgisinde adımlar hep güçlü ve emin atılır…
Ama nereye kadar?
En baştaki kadar güçlü müyüzdür ortalarda?
Yorgunluğumuz ve direncimizi değerlendirdiğimizde hangisinin karakteri daha ağır basar?
Ama nereye kadar?
Bir boks maçı hayal edin… beynimizi ring alanı kabul edersek inanç ve inançsızlığımızı da bu ringe alacak olursak gerçeklik duygusuna bir adım daha yaklaşmış oluruz. Ortalardaki inançsızlıkla eş orantıda başarıya ramak kala kaybediyoruz.
Kabul etmeli ki kişinin en büyük düşmanı kendisidir. Kendi iç sesimiz başarısızlığı kabul ettiği zaman dış etkenler ne kadar kaldırmaya çalışsa çalışsın yenik düşmüşüzdür.
Etken biziz… kendimizi edilgen hale getiren yine biziz. Ne kadar umutlu olduğumuzla ilgilidir karanlığı aşma konusundaki başarımız.
Haklılığımı dile getiren en önemli kanıtın kendim olduğumu düşünüyorum.
Yaşadığım her duygunun bana kattığı ve benden aldıklarını düşündüğümde en sıkı kanıt kendimle yüzleştiğim an oluyor.
Yıkamayacağımız tek duvar kendi duvarımız.
Bu duvarı korkularımızla besledikçe ileriye dönük başarı planları çizmek plansız bir biçimsizlikte ilerlemekten ve hayal ötesi ütopya yaratmaktan başka bir şey olamaz
Sevgiler
Yasemin YILMAZ
26.04.2012
YORUMLAR
Yasemin hanım,motivasyon seminerlerinde paylaşılacak güzellikte bir yazı olmuş.Şu üstünde yaşadığımız toprakta her birey kendi duvarlarının hapsinden kendisini kurtaramıyor,bu da önce kendinin sonra da ülkemizin gelişmesine engel oluyor.
Bunun sebebi belki de sizin gibilerden çok ezici etkenler olabilir.Motive eden liderler,öğretmenler,iş adamları vb. çoğalır diye ümit etmek mi gerekir işte o ayrı bir umut olarak bilinen lakin bilinmeyene itilen ilginç denklem...
İnanmak kendine inanmak, bunu başarabilmek için uğraşmak...
İnandığını paylaşan yüreğinizden kopan bu fikirler inşallah yepyeni toplum olma yolunda etrafımızı aydınlatır diye temenni ediyorum...Kelimeleriniz anlamını yitirmesin:)
Yasemin YILMAZ
Uğur Bey,
Toplum çürüyebilir fakat çürüyen çoğunluğa rağmen hala yenilgiye uğramamış bir kesim var.
Hala inanan gerçekten inanan bir kesim.
Hepimiz görüyoruz… kulaklarımız, gözlerimiz şahit.
Savaş artık bireysel platforma taşındı.
Savaş artık savaş giysileriyle, çelik miğferlerle yapılmıyor. Dilimize ve kalbimize öylesi bir çelik miğfer geçirdiler ki ne çamur ne balçık bu kadar çürük olabilir. Bunu maharetlilik saymak ve kişisel gelişime dahil etmekte acınası.
Bizler kalemimizi hala yüreğimizin mürekkebiyle besliyoruz hala.
Hala o mürekkebe leke dokunmadı ki dokunmasın inşallah.