- 1141 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KUTLU SEVDA YOLCULARI / KADİR DURAK
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
KUTLU SEVDA YOLCULARI
Kadir DURAK
Babamın babasının başı gövdesinden Ermeniler tarafından ayrılmış
Ninemin dayısı Arapgir Kolağası Fuat Bey bir gece geç saatte elinde fener ile evine giderken Arapgir Demirkapılar’da Ermeniler tarafından başına çuval geçirilip baltalarla parçalanmış ve parçaları çuvala konulmuş; bir süre önce Arapgir Kız Sağlık Meslek Lisesi şimdi Sağlık Ocağı olan tapantarlasına atılmış.
Bir neslin müdaviyim.
Sureleri 5 Yaşında, Yazı yazma ile birlikte öğrendim.
Ahlak ne idi bunu bana anam öğretti...
Çanakkale Mevkii Komutanı Cevat Paşa’nın üçüncü kuşaktan anamın anası tarafından torunuyum.
Ninem uzunevi bana anlatırken daha beş yaşındaydım.
Uzunev denilen yerde kendi anası Gül Hanım Ağa tarafından devlet erkanına toplantılar tertipleniyor, Milli Mücadele esnasında çetelerin nerelerde konuşlanacaklarının kararları alınıyormuş.
Tam hatırlamıyorum fakat; 1972 Yılı olabilir.
İlk okuduğum kitap Yeni Ufuklara Doğru, hemen ardından Tarık Mümtaz Göztepe’nin Şeyh Şamil kitabını okudum.
Sancı Romanı ile Ertuğrul Dursun Önkuzu’nun kim olduğunu öğrendim.
13 Yaşındaydık;
Kanımızdan iki ünite de Kızılay’a verdik.... Kanımızı verdik ki; Üç hilalle süslenmiş Türk-İslam Otağının temsilcisi; Bozkurtların Otağı olan partimiz seçimlere katılsın....
Böyle bir kutlu sevda ki..... Allah yolu için çekilen çileleri yan yana sıraladım.
Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi kitabı hayallerimi süsledi.
Şehit cenazelerinde dokuzlu mangalar, doksandokuzlu bölüklerde yürüdüm.
Şadırvan’dan, Hatay’dan, Karşıyaka’dan, Bornova’dan, Çankaya’dan, Buca’da, Kokak’tan, İnciraltın’dan, Çiğli’den, Aliağadan, Menemen’den, Manisa’dan, Balıkesir’den, Elaziğ’dan, Malatya’dan, Ankara’dan, Bursa’dan, İstanbul’dan, Eskişehir’den şehitleri gönderdik.
Bursa, Manisa, Kayseri, Yozgat yürüyüşlerinde yüreklerimiz şahlandı....
Türkçeyi konuşma ve yazma nedir öğrendik.
Kasım 1977 Tarihinde Ekici Över’de Başbuğumuzu gördük.
Şubat 1978 Tarihinde Buca C/5’teydik.
Kolumuzda bilekçeler varken; yüreğimiz hürriyet diyor, beynimiz Altaylar’da, zikrimiz TUna’da, fikrimiz üç kıtadaydı....
Anamızı karşımıza getirmişlerdi... Anam can anam canım anam... Kollarımı bilekçeli gördü nasıl dayansın... Yığıldı kaldı... Aradan........ 34 Sene 2 Ay 23 Gün geçmiş.. Nasıl unutulur....
Çile yudumladık, yüksünmedik.
Vurulduk....
Eğilmedik...
12 Eylülde kırıldık....
Eğilmedik....
Ev arkadaşımız iki canımız darağacına yürüdü...
Hücredeki arkadaşımız, kardaşımız dediklerimizden ikisini darağaçlarına, ikisini 12 Eylülün zalimlerine verdik....
Can verdik de yüreklerimizi işporta tezgâhına indirmedik...
Sokaklarda ıspanak fiyatına dünümüzü satışa çıkarmadık...
Kan tükürdük...
Az evvel şerbet içmiştik dedik....
Önce ninem... Derken dayımoğlu Mehmedimiz ve kırk gün sonra dayım... Ardından anam... Anam can anam, canım anam.. Ömrünce beni yüreğinde taşıdı da ben bir kere omuzuma alamadım... Sonra büyük ağabeyim gitti... Sonra sıra babamdaydı...
Sağım solum seyrelmişti...
Ailemden dokuz şehit.... İkisi Milli Mücadele döneminden...... Şahadetin dönemi olmuyor ki; Yedisi de ihanetin kol gezdiği moda olduğu dönem... Şehitlik hız kesmiyor....
Tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olanlar vardı etrafımda... Görmezlikten gelemezdim.. Evladının şahadetinin resmiyete alınmamasından yataklara düşüp felç olan vardı... Kirasını ödeyemeyen vardı... İaşesini temin edemeyen vardı...
Nasıl göremezsiniz?
Bunların partisi yoktu... Bunların nüfuzlu etrafı yoktu...
Sani biz bizeydik...
Birilerini haberdar ettim... Üç sandalye temin edildi... Alt bezi temin edildi... Bir kaç aylık iaşe.. Yedi aylık kira... Yerlerine ulaştırmak nasip oldu....
Şimdi kendi halimiz o canlardan farksız mı farklı mı ben de bilmiyorum?
Bir derin uykuya varmışım ki....
Bir uyandım.... Sol yanımda derin bir sızı var....
Hastaneye gitmedim ,,, Derin sızı... Dündendir dedim....
Dayanılmaz hal aldı....
Bismillah diyerek hastaneye vardım...
Tahliller, taliller, tahliller....
Sonuç.......... Hastalık derin dediler...
12 Eylül öncesinin marsistlerinin kızıl kurşunları durduramamıştı...
12 Eylülün kanlı vahşi pençeleri neşter vuramamıştı....
Bir tek ince ve derin sızı mı vuracaktı....
Hastane duvarları üzerime üzerime geliyordu....
Ben tedavi görmüyorum.........
Dedim ayrıldım....
Yere düşmemeliydim.... Düşmek... Çok ürkütücü bir terim....
Düşmek yerine ölmek çok daha sıcak bir kelam...
Dua ettim...
"Ya Rab bana sağlığı ver; senin uğruna, senin yoluna gidenlerin destanını yazayım."
Bir tahlile git dediler...
Güç bela gittim....
"Gözün aydın."
Dediler...
Nasıl gözüm aydın olsun?
İhanetin moda olduğu, hainlerin prim yaptığı, internette vatan kahramanlarının çığ gibi çoğaldıkça, sokaklarda da ona orantılı hainlerin çoğaldığı bir dönemde neye ve nasıl "Gözüm aydın." Olsun? Diye söylendim...
Ben onları, onlar beni duymadı...
Ne yaptın da bu oldu? Dediler...
"Ya Rab bana sağlığı ver; senin uğruna, senin yoluna gidenlerin destanını yazayım."
Demişim.... Kendimce konuştuğumu hatırlıyorum....
O gecenin şafağıydı...
Bir nur bana doğru yaklaştı... Yaklaştı... Yaklaştı... İşaret parmağını iki kaşımın tam ortasına dokundurdu...
"Ben sana ahlak üzere yürü." Dedim... Değil mi?
-Evet öğretmenim...
"Sen benim için ne yaptın?" Diye sordu...
Ezan sesine uyandım....
Aydın Demirkol......... Öğretmenim....
Birden;
"Ya Rab bana sağlığı ver; senin uğruna, senin yoluna gidenlerin destanını yazayım." Diyerek yaptığım dua aklıma geldi....
Nasıl uyursunuz? Nasıl gezersiniz? Nasıl yürürsünüz? Nasıl konuşursunuz? Nasıl yürürsünüz?
Emir büyük yerden...
Biz birileri gibi "Emir kuluyuz." Demedik...
Allah’ın kuluyuz, Allah yolunun yolcularının destanını yazmayı da Allah’a söz vermiştik....
Düşündüm... Düşündüm... Düşündüm...
Kendi kendime konuşmaya başladım...
Benim gibi düşünen var mıdır?
Elbet vardır...
Bu benim gibi düşünenleri nasıl bulurum....
Onlara da Allah bir işaret gönderecektir....
O halde;
"KUTLU SEVDA YOLCULARI." OLANLARIN DESTANLARI İÇİN BİSMİLLAH DİYEREK...
İLANLARI YAZIP DUYURMAK DA VAZİFEMİZDİ...
ÖYLE YAPTIM...
İLANLARI DUYURDUM...
YILMADIM... YORULMADIM.. KIRILMADIM.. DARILMADIM...
12 EYLÜL ÖNCESİNİN MARKSİST KIZIL KURŞUNLARI - 12 EYLÜLÜN KANLI ZALİM PENÇELERİ... SOL YANIMIZA İNEN DAYANILMAZ ACILAR DİNDİREMEDİ.. DURDURAMADI...........
BİR DESTAN İLANI............ NİYE YORSUN?
DAHA GÜÇ VERDİ....
VE;
SELAM OLSUN SİZE;
KUTLU SEVDA YOLUNDA YÜRÜYENLER....
SELAM OLSUN SİZE;
KUTLU SEVDA YOLCULARI
KADİR DURAK