- 836 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Lipoendra
İliryalı’yı öldüren Hyaena Nepas zafer kazanmış komutan edasıyla ayağını taşın üzerine koyup kılıcını havada birkaç kez çevirdikten sonra kumla kaplanan vadiye uzattı.
‘ Herkes uyuyor, bu görkemli tuvalin tek sahibi benim artık’’
Vandan Hyaena uyumakta olan Lipoendra’nın ellerini arkaya götürüp bağladı. İliryalı’nın kanı her tarafa sıçramıştı. Keskin kılıcın ucundaki kan Terzi’nin alnına düştüğünde gözlerini açıp nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Kırdaki evi yakılmış ne varsa talan edilmişti. Dudaklarından hırıltılı bir ses çıktı.
’İllyricos..’’
Vandan gürültülü bir kahkaha attıktan sonra aniden sertleşerek Terzi’nin saçlarından birkaç tutam kesip toprağın üzerine fırlattı.
‘İliryalı yok artık kadın, boşuna vahşi hayvanlar gibi bakma bana..’’
Vandan Sahradan gelen kum fırtınasının içinde Terzi’yi sürükleyerek kayboldu.
Lipoendra kapatıldığı odanın penceresinden arenada dövüşen adamları izliyordu. Keskin kılıçların hangisi güçlüyse karşıdaki avının kafasını tek darbede uçuruyordu. Kılıçlar göğüslerine girip çıkıyordu.
Arenada nara atan sırtlan postlu Vandan oyun savaşlarında kazanacağı ün ve paranın coşkusuyla önüne çıkan tüm savaşçıları teker teker deviriyordu.
Lipoendra gözlerini kapattı.
Gökyüzünde lacivert şimşeklerin altında İliryalı diz çökmüş Terzi’nin beline sarılmıştı.
“Kendini koru kadınım, iblislerin ve meleklerin birbirine karıştığı yerdesin. Kim melek kim iblis bilmeden ölme sakın. Kendini koru. Hep kaderi nakşettin gergefine ama şu anda gergefinle baş başa değilsin. Kendini koru. Geri dönmeye çalış. Duam hep seninle…’’
Verçenik dağlarında siyah atmaca kanatlarını açarak havada yakaladığı başka bir atmacanın gözlerini çıkarıp ağzına aldı. İlirya’da her şey toz dumandı. Lipoendra çaresizce odanın içinde elleri bağlı olarak dönüp duruyordu. Aniden odanın camı kırıldı ve siyah atmaca yüzündeki deriyi sıyırıp Terzi’nin yüzüne nakşederek ağzındaki iki kılıçla ellerindeki ipi kesti.
Kılıçları odanın ortasına bırakıp pencereden kayboldu...
Terzi yüzündeki atmaca kaskı ve eline aldığı iki kılıçla yavaşça ilerlemeye başladı. Başının üzerindeki siyah tüyler sallandıkça hızlanıyordu. Her hızlanışında attığı adımlar tablonun içinde uyuyan her şeyi yavaşça uyandırıyordu.
Gözleri bir atmacanın gözleriydi. Dar koridoru geçip arenaya avına doğru koşmaya başladı. Arenada kendinden geçip çığlık atan seyirciler, alkış tutanlar, bütün savaşçılar susarak arenaya fırlayan atmaca kafalı kadına bakmaya başladılar.
Lipoendra koştukça Verçenik Dağlarındaki fırtınaya dönüşüyordu. Adımları onu ateşe çeviriyordu.Göğsü bir yay gibi gerilip kılıcı oka dönüşmüştü.
Vandan’ın önünde durdu.
‘’ Savaşçı bir iblis’ dedi .’’Kimse benim alanıma girip nakşettiğim şeyleri bozamaz. Kocamı öldürüp yaşadığım tabloyu susturamaz. Nakşettiklerimin arasında sen yoksun. Bir kader olacaksa ancak bunu kasnağın içinde ipe dolananlar yapabilir…’’
Vandan şaşkın bakışları arasında arenada oturanları izledi. Terzi’ye dönüp.
‘’Nasıl geldin buraya kadın’’
‘’Yanlış tavlaya girdin iblis‘’
Terzi sol elindeki kılıcı yarım dairede çevirip Vandan’ın karnında derin çizik oluşturdu. Bir anda sendeleyen Vandan ani şaşkınlıktan sıyrılıp kılıcına davrandı.
‘’Kocan gibi seni de gömeceğim. Bunu sen istedin.’’
Arenada herkes bağırıyordu. Vandan için alkış tutuyorlardı.
Terzi iki kollarını yana açmış üzerine doğru gelen Vandan’a koşarken yüzündeki kaskı bir kez daha kontrol etti. Gökteki şimşekler hızlanmıştı. Lipoendra sağ elindeki kılıcı Vandan’ın alnına saplayıp sol elindekiyle kafasını kesip ayaklarına düşürdü.
Küçük kızıl bir ağacın yanında oturan İliryalı dizinde uyuyan Lipoendra ‘nın gözkapaklarını öptü.
‘’Uyan kadınım ‘’dedi.’’ Bu kadar kâbus gördüğün yeter…’’
lacivertiğnedenlik
YORUMLAR
mükemmeldi...tablonun içine girdim çıktım
arada çocuklar anne dedi duymamazlıktan geldim
usta kalemin İliryalısıyla (hep gördüm bu ismi sizinle ilintili olarak gelip okuyamadım bir türlü) tanıştım sonunda...sanırım başa döneceğim...teşekkürler...