- 1032 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
EMNİYET TEŞKİLATI VE POLİSİMİZ
Emniyet Teşkilatının 167.kuruluş yıldönümünü ve polis haftasını kutlarken birkaç konuya da değinmek gerekir. Bu güzide teşkilatımız saygınlığından hiçbir şey kaybetmeden bugünlere gelebilmiş olmanın gururunu yaşıyor. İnsan hak ve hürriyetlerine, anayasada belirlenen hukuk devletine işlerlik kazandırmada polisimize de sorumluluklar düşüyor.
Sosyal hukuk devleti içersinde emniyet teşkilatının yeri ve görevi ehemmiyet arz eder. Milletimizin ve insanımız bir parçası olan polislerimizi bizden farklı düşünemeyiz. Biz-siz-onlar bu ülkede hep birlikte varız. Her zaman da beraber olmaya devam edeceğiz...
Polis teşkilatımız, bizim insanlarımızdan oluştuğundan onların iyilikleri, güzellikleri de, sevapları günahları da bizlere aittir. Çünkü onlar milletimizin bağrından çıkmış bizim bir parçamızdır. Onun için bizim olan her şeye sahip çıkmalıyız.
Devletin yapısı içersinde polislerimizin uğraşı alanı insandır. Hem de her çeşit ve her tip insanla uğraşmak kolay iş değildir. Bu teşkilattakilerin de insan olarak tabii ki istek ve beklentileri olacaktır.
“İnsanların en hayırlısı eline, diline sahip olanlardır.(Hadis).Herkes işini severek meşru zeminde, mesleki sorumluluk içersinde yapmalı. O halde kişiye göre kanun, adama göre hitap ve davranış dönemi kapanmalıdır. Her zaman hak ve hukukun üstünlüğü prensibi hayata geçirilmelidir.
Her işte empati yapar, hoşgörülü olursak birçok problemin üstesinden geliriz. Her işin kendine göre özel yapısı ve sorumluğu olacağından yaptığımız işi farkında olmalıyız. Bu teşkilatta yapılacak hizmet ve faaliyetlere binaen Mevlana’nın şu sözlerini de unutulmamalıdır. “Büyük adam büyüklüğünü küçük adama davranışıyla gösterir.” “İşte paranı ver, gönlünü ver, canını ver, ama sırrını verme!/Elini aç, gözünü aç, kalbini aç, ama ağzını açma!/Davet et, hayret et, affet, tövbe et, ama ihanet etme!/Doğrul, devril, ama eğilme!
Her fert ya da kurum yüksek hedefler için çalıştığında kendi durumunda da, toplumda da kendiliğinden düzelmeler olacaktır. Akıl, vicdan, gönül ve bilim çerçevesinde olaylara yaklaştığımızda, maddiyatı ve maneviyatı dengeleyen anlayışa sahip olduğumuzda o toplumdaki güzelliği bir görün…
Her işte ve kurum çalışanında önce ehliyet, liyakat ve güvenirlilik aranmalıdır. Herkes birinin değil, görevinin adamı olmalıdır. Emniyet teşkilatımız taşıdığı misyon itibariyle gündelik siyaset, çıkar grupları, dışardan güdümlü gizli veya açık ’ sakıncalı cemiyet’lerden uzak durmalıdır. Nereye hizmet ettiğini, kim adına hizmet ettiğini iyi bilmelidir.
Halkımız içindeki önyargılardan polisimiz kurtarılmalıdır… Polisimiz insan olduğunu ve devleti temsil ettiğini asla unutulmamalıdır. Bazen mesleğinin önemini ve de sorumluluklarını unutup, yanlış yollara sapanlar, mesleki onurunu ayaklar altına almış olanlar karşımıza çıksa da bunlar bireysel davranışlar olup, Emniyet Teşkilatının tümüne mal edilemez… Toplumun güvenliğini ve asayişi korumakla görevli olan bu teşkilat, içinde uyum sağlayamayanları da sonunda ayıklamalıdır.
Vatandaş Polis işbirliği ve dayanışması bu teşkilatı güçlendirecektir. Hiçbir meslek grubu yoktur ki kutsal olmasın. Emek verilerek güvene değer görülen her iş takdir ile karşılanmalı, saygı duyulmalıdır…
Ortak düşünce oluşturamayan toplumlarda fedakârlık, saygı, sevgi nezaket kalmayacağı gibi, herkes yalnızca kendi çıkar ve zevkini düşünür, başkalarının da oyunlarına alet olur. Müslüman Türk toplumu olarak bizim yapımıza, şartlarımıza ve insanımıza uygun, öyle sistem ve kanunlar geliştirmeliyiz ki, insanımızla barışık yaşayarak, suç toplumu ve polis devleti olmadan sorumluluklarımızı bilerek, kanunlara uyarak, insan olduğumuzu unutmadan, birbirimizin hak ve hukukuna saygılı olarak yaşamalıyız.
Mutlu olmanın en garantili yolu bir başkasını mutlu etmektir. İnsanlar arasında ırk, din, renk, düşünce, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan, birbirini ötekileştirmeden sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirerek, insanlara insanca yaklaşmak hedefimiz olmalıdır. Bu milli bütünlüğümüzü, insanlık anlayış ve demokrasiye bakışımızı geliştirecektir.
Yaptığı hizmet ve çalışmalarla geniş kitlelere hitabeden emniyet teşkilatımız her geçen gün birçok yenilik ve değişimi yaşamaktadır. Meslek ahlakı, insan ilişkileri, toplumsal ve yasal kuralları çerçevesinde hareket eden Teşkilat mensupları, vatandaşla hiçbir sürtüşmeye girmeden sorunların üstesinden gelme azminde olmalıdır…
Polisimizin aile hayatı, yaşam standardı, psikolojisi daha iyi nasıl olabilir diye düşünülerek çözümler üretilmelidir. Bilhassa zor branş ve görevde olanların psikolojik destek almaları gerekeceği unutulmamalı, emsallerine göre eşit işe eşit ücret düşüncesi hayata geçirilmelidir. Polise gerekli alt yapı, imkânlar ve kadro sağlanmalı, ondan sonra da eğiterek görev beklenmelidir. Donanım, teknik, teknolojik olarak çağım gereğine göre eksiklikler giderilmelidir.
Emniyet teşkilatımızın yıldönümünde ve bu güzel haftasında ilgimiz, sevgimiz, bir tebessümümüz bile onların mutluluklarına mutluluk katacaktır... Hatta bu haftada şimdiye kadar hep onlar vatandaşa çiçek, şeker ikram ederken bu sefer de buna karşılık olarak kaynaşma, birliktelik adına bizler kurum, kuruluş, esnaf ve sivil toplum örgütleri olarak gerek müdürlüklere, gerekse karakollara giderek günlerini kutlayalım. Müdürlerden izin alarak görev başındakilere de bir çiçek, bir çikolata ikram ederek polis vatandaş kaynaşmasının örneklerini gösterelim. Karşılıklı sevgi, saygı ve kaynaşma ve hoşgörünün birçok güzelliklere vesile olacağına inanalım...
Halkımızla el ele, gönül gönüle, onların güven ve sevgisini kazanma gayretinde olan polis teşkilatımızın bu kuruluş yıldönümü ve haftasını kutluyorum. Bu münasebetle şehit olan veya vefat eden emniyet mensuplarımıza Allah’tan rahmet gazilere, hizmete devam edenlere de sağlık, mutluluk, sevgi ve şükranlarımızı sunarken, ülkemiz ve insanlarımız için yapacakları hizmette, çalışmalarda üstün başarılar diliyorum…
YORUMLAR
Polisimiz toplumumuzun bir ferdidir...Toplumumuzun genel anlayış seviyesini o da iyi bilmektedir. Ondan memnun olmayanlar, önce bu toplumun bir ferdi olarak kendilerine dürüstçe bakmalı ve özeleştirilerini yapmalıdırlar. Yani polisten daha saygılı ve özenli olması bekleniyorsa, özenli ve saygılı bir fert olmaya bakmalıdır öncelikle...
Kimsenin kimseyi dinlemediği, anlamaya çalışmadığı, hak vermediği, kimsenin arkadaşlığa, komşuluğa önem vermediği, kurallara uyana enayi gözüyle bakıldığı, sonradan görmeliğin, kabalığın, saldırganlığın kolayca kabul gördüğü bir toplumda, polisin gözündeki vatandaş prototipi pek de saygıdeğer olmayacaktır herhalde...Yani, hiçbir polis, toplum daha da yozlaşsın istemez...Milletinin saygınlığını isteyen polisimiz zeval görmesin...