HÜZÜN KAPIYI ÇALDI
Bir gece her zaman ki gibi sessiz ve karanlık geçerken,ben yine hüzünlerle boğuşuyordum.Her zaman böyle değilim beni herşey kolay kolay üzemez,o an öyle bir andı ki ruhumu ele geçiren sıkıntıdan kurtulmak için,balkona çıktım.Biraz hava almaktı niyetim,beni üzen olayı düşünüyordum ister istemez.Aslında aklıma getirerek ’üzülmeyeceğim işte’,demekti amacım.Neye üzüldüğümü söylesem kimi çok saçma bulur hak vermez,kimi de üzülmeme hak vererek arkamda dururdu kuşkusuz.Her neyse içeri girdim,artık iyiyim koltuğa oturdum.Aslında hayat o ana kadar bana karşı baya bir mutluymuş, bunu kapı çalınca anladım.Az sonra kapı’nın zili çaldı,gelen tanımadığım,üstü yarı çıplak,yüzü gözü kir içinde,kara küçük bir çocuktu.Kapıyı hüzün çaldı.Önce bir kapının deliğinden baktım,gece biraz geçti o yaştaki bir çocuğun dışarıda bulunması için.Aklımdan,türlü türlü senaryolar geçti.’Ben şimdi çocuk görünce kapıyı açacağım,kenarıda da saklanan iki adam üstüme saldıracak,yada kadın’, tarzı korkutucu düşünceler geçiyordum aklımdan.Heyecanlı ve meraklı ses tonuyla ’kim o ?’,dedim.Çocuk,’üşüyorum !’ diye bağırdı.Çok açık ve tatmin edici bir cevap değildi,aslına bakarsak hiç cevap değildi.Sadece kapıyı çalmasının nedeniydi,söylediği.Kapıyı korkarak açtım,o benden korkuyordu bende ondan.Birbirimize bakarken ikimizde çekiniyorduk ,çocuğun üstü çıplaktı,yüzü vücudu kap kara kir olmuştu.Gözleri kocaman ve masum bakışları vardı.Çok acı bir ses tonuyla ’çok üşüyorum kazak var mı?’,dedi.Yaz günü benden kazak istiyordu,o gece biraz serindi ama çocuk işte tişörtle,kazağı ayırt edememişti.Belkide kazak giyecek kadar üşüdüğünü hissetmişti,ne bileyim.Çocuğun gözünden masumiyet akıyordu,benim de gönlümden bir şeyler kopuyordu o an.Düşünün ansızın bir gece,üstü çıplak,yüzü gözü kir içinde,acı bir ses tonuyla,sevimli bir erkek çocuğu kapınızı çalıyor.İnsanlıktan nasibini alan herkes çok üzülür eminim.Kapıyı açıp baktığımda ilk alıma gelen ’Birinden mi kaçıyor acaba?’ ,oldu.Öyle değildi;ama sadece kazak istedi ve çok üşüyordu.Biraz beklemesini söyledim kapıyı kapattım,evde çocuk kıyafeti vardı,yeğenim yaz tatillerinde yanıma geldiği için kıyafetlerinden bazıları bende de bulunuyordu.Hemen yeğenim’in tişörtüyle,bir şortu’nu çocuğa götürdüm.
Tişörtü verdim giymeye çalışırken,şortu vermek istedim bana karşı çıkarak ’Gerek yok benim var,kazağım yok’,dedi.Şortu geri çevirdi ve ekledi ’Teşekkür ederim’, bu kelimesi beni çok şaşırtmış ve hoşuma gitmişti.Çocuk teşekkür etmesini biliyordu,yani biraz veya çok terbiye görmüştü,anladığım kadarıyla.Fazla üstelemedim;sonra hemen aklıma dolapta bulunan gofret geldi.Koşup,mutfaktan gofreti getirdim ve ona verdim.Tişörtten sonra bu seferde gofrete çok sevindi.Çünkü;gofreti görünce ona uzattığımda hafif bir gülümseme belirdi yüzünde.Ağzı biraz aralandı gülerken,sevinmişti anladım.O sevinince biraz içim rahatladı nedense,bende sevindim o an.Ve gitti,o giderken ben de balkonda arkasından baktım.’Bu çocuk bu yaşta bu saatte sokakta,nereye gidecek acaba,babasıda yokmuş?’,diye düşünürken çocuk çıktı.Giderken,devamlı tişörtüne bakıyor ve gülümsüyordu.Çünkü;verdiğim tişört çizgi film kahramını’nın yüzünü kapşon haline getirilmiş,bir çocuk tişörtüydü.Yani tişörtün kapşonu,maske gibi oluyordu.O giderken düşünmeye başladım,hayat böyle birşey kimi rahat’ta kimi darda.Kimi mutlu kimi mutsuz.Kimi iyi kimi kötü.Kimi arsız kimi kanaatkar.Kimi gaddar kimi merhametli.Siz hangisisiniz?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.