Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Tu
Turan Yalçın

Öğle Tatili

Yorum

Öğle Tatili

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

628

Okunma

Öğle Tatili

ÖĞLE TATİLİ
Devlete olan hizmetleri 20 seneye yaklaşmış olan memur, saatine baktı. Öğle tatilinin başlamasına 20 dakika vardı. Çalıştığı devlet kurumu küçük bir kurum olup öğle yemeği vermiyordu. Çay bile yoktu da 10 kadar personel ortak bir elektrikli çay ocağı almışlar çatı orada yaparak içiyorlardı.
Güzel bir bahar günüydü. Evi iş yerine ne uzak ne yakındı bahar havasında biraz erken çıkarsa, okuldan çıkıp eve gelecek olan çocukları ve eşi ile güzel bir öğle yemeği yer evde, sonra da hafif büyümeye başlayan göbeğini eritmek için hızlı hızlı yeniden işine dönerdi.
Öğleye 20 dakika var aşağı inerek bir de arkadaşa hal hatır sorayım dedi. Sabah aldığı ilki gazetesini koltuğunun altına sıkıştırdı. Gazetelere her sabah iş yerinde tek başına çalıştığı odasında bir öz atar , sonra çekmeceye koyar, öğlen eve gidecekse öğlen, akşam gidecekse akşam eve götürerek, köşe yazarlarından sevdiklerini, röportajları okur ve düşünürdü üzerine.
İş yerinde fazla iş olmayınca kitap okur, arkadaşlarının manasız siyasi tartışmalarına aldırmaz, internette facebook ta boş konuşmalarına mana veremezdi. Okumak onun en sevdiği işti.
Tam aşağı kattaki arkadaşına inmiş muhabbet etmeye başlamıştı ki, aniden kurumun yazı işlerine bakan asabi arkadaşı çıktı geldi. Kurum hakkında şikayetleri anlatan bir yazıyı personele okutuyor, sonrada imzalatıyordu. Tam odaya girmişti ki, memurun elinde gazeteyi görünce çıkmaya hazırlandığını zannederek
-Ya ne yapıyorsunuz Saate baksana daha paydosa var, dedi.
Memur olgun insandı. Hafifçe:
- Henüz buradayız, daha çıkmadık , dedi.
Belli ki asabi arkadaşı bir şeye kızmış da hıncını ondan alacaktı. Bir şey söylemedi. Kendini tutamadı gülmeye başladı. Gülmesi yanındakilerin duyacağı kadar sesli olmaya başladı. Odada bulunan arkadaşları asabi arkadaşlarının huyunu bildiklerinden ses çıkarmadılar.
Kendine erken çıkıyorsun diye kızan arkadaşını düşündü. Günün yarısını çarşıda geçirir, kalan zamanını da internetten mafya kabadayı filmleri izleyerek geçirmeye bakardı. Kimseyi kıskanmadığını iddia eder ama davranışları bunu onaylamazdı.
Memur düşündü. Bütün bunlara rağmen kendisine neden geç çıktığını neden erken geldiğini hiç sormazdı . Başkasının işine karışmazdı. Onun kendi işine karışması karşısında durumu çok komik bulmuş ve kıs kıs gülmeye devam etmişti.
Odadan çıkarak danışmada oturdu biraz. Arkadaşları bir bir dışarı çıkmaya başlamışlardı ki, kendisine erken çıktığı iddiası ile kızan arkadaşı onlara bir şey diyemiyordu. Belli ki gücü sadece kendine yetmişti……Durumu fark edince gene gülmeye başladı.
“Öfke ile kalan zararla oturur” ata sözünü hatırladı. Onun öfkesini kimse takmamış kimse de sesini çıkararak ona asabi dışında “neye erken çıkıyorsun” dememişti. Öfke bu kadar gülünç duruma düşürürdü. Asabi memura sessiz sakin bir zamanında sorsan “Ben milliyetçi adamım ya kimsenin işine burnumu sokmam bana ne kimin ne zaman işten çıktığına işe girdiğine .. derdi
Girişte çıkışta arkadaşlarının erken çıkmasına karışan asabi arkadaş yasak olmasına rağmen sigara içer masasında, onu uyaranlara da “sana ne be” derdi. Onun hayat tarız böyleydi.
Adam arkadaşları çıktıktan sonra kendisi de dışarı çıktı.
Kış uzun sürmüştü. Çok kar yağmıştı bu sene. O yüzden hava güzelken doya doya havayı teneffüs ederek caddeden aşağı doğru yürüdü.
Yaşadığını hissetti. Arkadaşlarının boş boğazlığına ve densiz konuşmalarına rağmen hayatı seviyordu. Gerçi güzel sohbetler yapmak bilgiyi ve sevgiyi paylaşmak güzel şeydi. O da seviyordu zaten bilgi ve sevgiyi paylaşmayı seveni.
Güzellikleri paylaşmak dururken arkadaşlarının “ya neye erken çıktın, ya neye geç geldin” türü saçma şakalarını hiç sevmiyordu. Erken ya da geç önemli olan verimli olmak ve faydalı olmak değil miydi.
Güzel havada yürürken fark etti ki kendisinde memur zihniyeti yoktu. O mesaiden çok yaptığı işin faydasına ve gelişime bakıyordu ve verimli olunca başkalarına faydalı olunca mutlu oluyordu. Bunları düşününce “ Keşke memur olmasaydım daha verimli olurdum belki” diye düşündü. Ama bunu düşünmenin bir anlamı olmadığını fark edince gülümsedi..
Daha sonra şehrin altından geçen derenin yanında gelince burnuna mis gibi bir bahar havasının daha geldiğini hissetti. Bu derenin kenarında gezmeye ve dereyi seyretmeye doyamazdı. Derenin kenarında çay evlerinde sevdiği arkadaşları ile sohbet ederek çay içmek en sevdiği hobisiydi onun.
Evine geldi. Güzel şeyler düşününce hem kendini mutlu ediyordu. Hem de güzellikleri yaşıyordu.
Çocukları okuldan gelmişlerdi. Onlar ile güzel bir yemek yedi. Saatine baktı mesai başlamasına 15 dakika vardı.
- Hanım bizim asabi kendini Müdür zanneden arkadaşı kızdırmayalım, ben kalkayım, dedi.
Hanımı espri seven eşinin esprisini anladı tabii ki. Gülümsedi.
Her şeye rağmen , asabi aksi insanlara rağmen hayat güzeldi ve yaşanmaya değerdi. Kim ne derse desin güzellikleri görerek verimli ve mutlu yaşamaya devam edecekti…
TURAN YALÇIN-TOKAT

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Öğle tatili Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Öğle tatili yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Öğle Tatili yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
21.3.2012 23:49:10
malesef devlet memurlarının çoğu yan gelip yatarak akşamı ediyorlar..
üzücü ama gerçek..
selam ve sevgilerimle..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL