- 2903 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
GEYİK MUHABBETİ
Önce bir fıkra anlatayım ki bu gün niçin böyle bir konu seçtiğim anlaşılsın.
Nöbetçi Subayı Müller nizamiye kapısında nöbet tutmakta olan er Hans’a yaklaşır ve aralarında şöyle bir muhabbet başlar:
-Evladım Hans söyle bakayım bana. Şimdi buraya bir düşman askeri yaklaşsa ne yaparsın?
-Vururum komutanım.
-Aferin evladım. Peki yüz tane düşman askeri gelse ne yaparsın?
-Vururum komutanım.
-Olur mu evladım ? Yüz tane düşman askerini nasıl vuracaksın?
-Peki ne yaparım komutanım?
-Derhal karargaha bildirirsin…Peki söyle bakalım buradan bir öküz geçmeye kalkarsa ne yaparsın?
-Vururum.
-Oğlum niçin vuruyorsun öküzü?
-Haaa anladım…Karargaha bildiririm.
-Salakkk…Karargahla ne işin var?
-Eeee ne yaparım peki?
-Boynuzlarından tuttuğun gibi dışarı atarsın….Peki söyle bakalım .Gece karanlığında ben gelsem sessizce ne yaparsın?
-Vururum komutanım.
-Salak herif…Ben senin komutanınım beni nasıl vurursun.
-Anladım komutanım…Karargaha bildiririm.
-Yahu ne halt etmeye karargaha bildiriyorsun?
-Haaaa anladım komutanım…Boynuzlarınızdan tuttuğum gibi dışarı atarım sizi.
Evet efendim. İnsanlara bir şeyler anlatmak, onlara bir takım bilgiler sunmak istiyorsanız ne anlatmak istediğinizi dolambaçlı yollardan değil açık açık söylemelisiniz.
Küçük yaşlarımızdan beri bir sürü hikaye okumuşuzdur. Eminim siz de okumuşsunuzdur o hikayeleri. Mesela ‘’Rapunzel’’
Babası tarafından sevgilisi ile görüşmesine yasak konmuştur. Yüksek bir kulede yaşamaktadır. Sevgilisi her gün gelir kulenin dibine ve Rapunzel’in uzattığı örgü örgü saçlara asılarak kuleye tırmanır.
İyi de bu Rapunzel o kadar salak mıdır? Bir Çarşaf sallayamaz mı aşağıya? O çarşaf sayesinde kendisi de oradan kaçarak ‘’Bakla oda-nohut sofa ‘’ bir evde hayatını devam ettiremez mi sevgilisiyle?
Ya Rapunzel’in sevgilisi olan sadist herife ne demeli? Hiç mi düşünmez o saçlara asıldığında kızcağızın ne kadar canı yandığını.
Ve merak eder dururum: Böyle bir kıssadan nasıl bir hisse alınır diye.
Oduncunun çocukları Hansel ve Gratel kardeşler: Ormanda yollarını kaybetmemek için yola ekmek kırıntısı döküyorlar…Be hey Allah’ın safları…Orman bu.Karıncası var, kurdu var , kuşu var. Bırakırlar mı o ekmek kırıntılarını?
Sonra Çizmeli Kedi var…Kedi hazretlerinin açlıktan midesi kazınıyor. Aylardır balığın kokusuna bile hasret. Bir kuru ekmek kırıntısı bulsa düğün bayram edecek ama ayaklarında körüklü çizmeler…Yani şimdi bizlere ‘’Ayranınız olmasa da içmeye, faytonla gidin çeşmeye’’ mi demek isteniyor? Bunu mu anlamalıyız bu masaldan?
Kırmızı başlıklı kız: Al sana bir garabet daha…Kurt efendi o kızı ormanda gördüğü ilk anda yemiyor…Neden?...Çünkü çok gırgır, şamata bir kurt…Kızı mideye indirmeden önce ‘’Biraz kafa bulayım ‘’ diye düşünüyor ve işe eğlence katmak için babaanneyi temize havale edip onun kılığına giriyor…Hımm aldım mesajı…’’Bir şeyler lüplemeden, büyük vurgular ve hortumlar yapmadan önce işin tadını çıkarın’’ demek isteniyor her halde.
Külkedisi…Nam-ı diğer Sindrella: Kız baloda ayakkabısının birini düşürüyor…Prens olacak andavallı elinde ayakkabı memleketi karış karış dolaşıp bu ayakkabının uyacağı ayağı arıyor. Koskoca memlekette ne hikmetse, ya da nasıl bir ayakkabıysa artık, o ayakkabı , Sindrella’nın ayağından başka hiçbir ayağa uymuyor. Hadi buna eyvallah diyelim. İyi de o ata dönüşen fareler, arabaya dönüşen kabak ve saire sihirli olan her şey aslına dönüyor da sihirli ayakkabılar niçin öylece kalıyor?
Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler: Cüce de olsa yedi tane bekar vatandaş…Yıllardır bir kadın yüzü görmemişler…Üstelik tamamen ıssız bir orman ve bu yedi adet cücenin evine dünyanın en güzel hatunu düşüyor ( Ayna yalan söyleyecek değil ya…Dünyanın en güzeli o )Yedi adet cüce el ele verseler işlem tamam…Eeee ne oluyor peki? Pamuk Prenses kutsal bakire olarak girdiği bu evden yine kutsal bakire olarak çıkıyor…Gel de inan şimdi.
En saçma olanı da Pinokyo…Gepetto Usta diye bir vatandaş odunu yontup ondan bir adam yapıyor… Olmaz efendim olmaaaazzz…Odun , odundur ondan adam da olmaz madam da. Hikaye başından sakat.
Türk hikayeleri öyle mi oysa?
Nasrettin Hoca dersini veriyor : ‘’Parayı veren düdüğü çalar ‘’diye…Haydi bir tane mantıksızlık bul da göreyim.
Deli Dumrul: Diyor ki ‘’Söz konusu kendi canı olunca anne ve babadan bile hayır yok. Helal süt emmiş bir kadının varsa işte ancak o senin için canını vermeye razı olur. ‘’ Yalan mı?
Keloğlan: ‘’ Yüzyıllardır kadınlara -saçı uzun aklı kısa- dediniz de benim şu kel kafamla neler yaptığımı görmediniz. Akıl ve fikrin saçta değil başta olduğunu anlayamadınız ‘’ demiyor mu bizlere?
Uzun sözün kıssası: Bir şeyler anlatmak istiyorsak doğru örnekler verelim.
Bu arada hemen belirteyim: Başka Türk hikayeleri bulup onlar içinden örneklerle ‘’Peki bu nasıl oluyor?’’ diye soracak olanı vururum…Bilemedin karargaha haber veririm…Daha olmadı… Neyse…
YORUMLAR
Benim torunuma okuduğum masallar hocamın öykü kahramanları olmuş..Çok güzel beğenerek okudum...Tebrikler...Esen kalın.
sami biberoğulları
Toruna okumaya devam elbette. Ama Keloğlanı, Nasrettin Hoca'yı, Dede kaorkut'u , Binbirgece masallarını da unutmadan tabii ki.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Dünya klasikleri tamam...Onları da okutalım çocuklarımıza...Ama önce bizden olanlarla başlayalım işe...Onları bir tanıtalım...Mesela Dede Korkut'u tanısın çocuklarımız.Keloğlanı bilsinler...Sonra Sindrella, Külkedisi, pinokyo filan değil mi?
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Bir zamanlar faca book sayfalarında gezinen çok komiğime giden bir şşir(!) vardı o geldi aklıma şimdi '' Ben sana hiç kıyar mıyım?...O kadar da hıyar mıyım? ''
Sana nasıl kıyarım. Konuş sen...Bakma bana...
Selam ve sevgilerimle.
batının her şeyi kandırmaca sahte hocam...
biz öyle safsatalarla büyümedik..
ninemizin dizinin dibinde yatarak gerçek hikayeler dinleyerek hayal dünyamızı genişlettik..
şahane bir yazı olmuş...
güldürdünüz beni..
sağolun..
hürmetlerimle..
sami biberoğulları
Ninelerinin dizine yatıp gerçek masallarımızı dinleme mutluluğuna ermiş olanlara ne mutlu...Şimdi sıra bizlerde...Bizler de bizim masallarımızı anlatalım.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Yazılanlar bir şaka elbette ki...İnsanlar bir yerde bir takım hatalar, yanlışlar ve kötülük görüp de susarsa asıl o zaman çıkıyor boynuzlar dışarıya. Dolayısıyla susmamalı bence.
Çocuklar masal okumalı, masallarla büyütülmeli elbette ki sorsun bir şeyleri...Mesela benim sorduğum soruları sorsun...Neden desin? Hayal güçlerini çalıştırsın...Masallar olmasa bunca şiir nasıl yazılırdı?.
İyi de bu yazı ne o zaman?...Dedik ya ''Geyik muhabbeti '' bu da öylesine bir yazıydı işte...
Üzerinde durulması gereken nokta: Masal tamam da biraz da bizden masallara yönlendirelim evlatlarımızı...Bu gün artık çocuklarımıza ''Gelin sie bir Nasrettin Hoca Fıkrası anlayatım '' dediğimde '' Offf yaaa yine mi o gıcık adam '' diyenler var. Bana dokunan bu işte.
Selam ve sevgilerimle.
O qué
Selam ve saygılarımla ...
Hocam; biz öyle batı masallarıyla büyümedik ebe dede masalıyla büyüdük.değnekle birşeylerin değiştiğini süpürgeye binip uçanı,kavalla fareleri avutanı büyüyünce gördük gösterildik.Tomisk te teksasta hep katil vahşi kızılderileri kafa derisi yüzerken gördük.
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Az mı dayak yedim babamdan o Teksas, Tommiksler yüzünden. Ama yinde de okurduk be Hocam...Şimdikilere baktığımda onu bile okumuyorlar...Yakında neredeyse işaret diliyle konuşmaya başlayacaklar. Kelime hazineleri giderek tükeniyor çünkü.
Selam ve saygılarımla.
:)) Sami öğretmenim döktürmüşsünüz yine ve de harika olmuş. Yıllardır bu hikayedeki sakatlıklara bende güldüm hatta benim oğlum demiştiki anne neden sindirellanın ayakkabısının büyüsü bozulmadı diğerleri bozulduda.( sanırım Ayakkabıları Sandıktan Çıkartıyordu. Annesinden kalma) dedim ki o ayakkabı annesi için özel yapılmıştı ve sandıktaydı büyülü değildi canım tek gerçek o olduğu içinde gerçekler her zaman yüzeye çıkar ve gerçekle yolunu bulursun.:)))
Ha bu arada sakın vurmayın beni ve diyeceğim ki; bize saçı uzun aklı kısa derler.. evet bu söz doğrumu ne:...Hanımlar alınmayalım biz hoşgörü kaynağıyız..) en güzel örnekte kel oğlan baksanıza kafada saç yok ama akıl çokkkk.... saygılar değerli öğretmenim. Mualif değilim sadece yazınıza renk katmak istedim.. Saygımla.
sami biberoğulları
Eğer masallar gerçek olsaydı o zaman masal olmazdı zaten...Benim yazdıklarım sadece şaka...Keşke her çocuk masallarla büyüyebilse...Bakın mesela sizin oğlunuz size soru sormuş...Bu çok önemli işte...Bu gün çocuklar artık soru sormuyor anne babalarına...İnternette her şeyin cevabı var...Ama yanlış cevaplar da var orada..Ayrıca aldıkları onca radyasyoon da var...O bakımdan çocuklar mutlaka masal okumalı...Ama biraz daha bizden masallara yönlendirebilirsek daha güzel olur derim ben.
Yazıma yaptığınız katkı içn çok teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.
AL SANA HOCAMM,geyik masallarina geyik bir siir.Ne söyleseniz haklisiniz bir varmisdan bir yokmusa kadar.Cocuk kandiriyorlar ellam.Büyüyünce insanin akli basina geliyor ve düsünüyor;7 dene cüce bu devirde olsaydi ve GIRMIZI YAMI$AHLI MUHABiR CENTELi GIZ??? ay sey pardon özür dilerim hocam ,aklim hala girmizi yamisahlida:)) pambih prense diyorum hani o evden ne durumda cikardi.Güvenmiyecen anam masallara güvenmiyecen vede onlari essah sanmiyacan..yüreginize saglik hocam yine dökmüsünüz pazara iplikleri;))
KE$KE MASALLAR DiYARINDA YA$ASAYDIM
ke$ke masallar diyardinda ya$asaydim
bagzen pamuk prenses,bagzende uyuyan güzel olup
günlerce sessizce uyusaydim
ke$ke kulaklarimla sevdiklerimin benim icin agladiklarini duysaydim
ke$ke masallar diyarinda dolansaydim
bagzen kirmizi ba$likli kiz olup elime sepetimi alsaydim
bütün sevdiklerimin kapisina zalim kurdu yollasaydim
yüzle$mek icin kurdun migdesine yol alsaydim
ke$ke masallar diyardinki saraylarda uyusaydim
rapunzel olup sevdigimi saclarima dolasaydim
ayrilmasaydim anamin dizlerinin dibinden
rapunzel gibi saclarimi anama taratsaydim
ke$ke masallar diyarinda haydi olsaydim
vatanimda,memleketimde kalsaydim
dedeme babami $ikayet edip aglasaydim
ayrilmayip dizlerinin dibinde ölenedek yaninda kalsaydim
ke$ke masallar diyarinda kül kedisi olsaydim
hakettigim degeri ,beyazatli prensimin yaninda bulsaydim
kollarinda dans ederek ba$imi omuzlarina yaslasaydim
üvey baba gibi davranan babamin yoklugunu,prensimle doldursaydim
ke$ke masallar diyarinda pinokyo olsaydim
cok iyiyim dedigim yalanlari söyleyerek burnumu uzatsaydim
aglaya aglaya ben cok kötüyüm deyip burnumu düzeltseydim
hasret kaldigim baba sevgisini, pepitonun kollarinda bulsaydim
ke$ke masallar diyarinda ben ay$e olsaydim,sende cin ali
top oynasaydik hicbir$ey umrumuzda olmadan
ali sen ipi atla,bende önlük giyiyim
masallara kaldi artik i$im, anam ben bu ruhuma ne deyim
ke$ke masallar diyarindaki keloglan benim abim olsaydi
CIKININI alip yanima gelseydi
anamin babamin kokusunu üzerinde getirseydi
sarili sarilmaz özlemi hasreti bitirseydi
sami biberoğulları
İşin şakası bir yana çocuklar keşke masallarla büyüseler. O zaman kitap okumaktan böyle köşe bucak kaçmazlar. Benimki maksat geyik muhabbeti olsun türünden bir yazıydı. Yoksa çocuklar mutlaka masal okumalı ve dinlemeli derim ben.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Saygılar benden.