- 1012 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ÖĞRETMENİN GÜNCESİ ' NDEN
NERDE O ESKİ KARLAR
Bilinçsiz ve çılgınca tüketim sonucu suyunu ısıttığımız dünyada, yağmura ve kara hasret kaldığımız şu günlerde eski bir anımı sizinle paylaşmak istedim.
Kar. Bembeyaz bir örtü gibi yeryüzünü kaplayan, gelinlik giydiren doğaya. Beyaza boyayan, tertemiz pırıl pırıl kar... Kimbilir ne kadar güzel yağar, seyretmesi ne mükemmel olur derken...
Hayatımın ilk kar yağışını 17 yaşımda Ordu’nun şirin köyü Düğünlük’te izledim. Köy öğretmeniyim. Ta Adana’dan gelmişim. Bu yaşıma kadar gördüğüm ikinci il Ordu. Karı da ilk defa göreceğim.
Hiç görmedim diyorum ya. Çocuktum. Bir kış günü, evdeyiz. Kar yağıyor diyerek dışarı çıktık. Beyaz birşeyler yağdı gökten, toz bulutu gibi. Yere düşünce puslu bir görüntü oluştu , o kadar. Kar denirse buna...
Ha... Bir de yıllar önce yağmış olmalı ki Adana’nın türkülerine geçmiş bu kar:
“Adana’ya kar yağmış
Kar altında gül kalmış” diye.
Kar ile tanışmam köy öğretmenliğimin ilk yılında oldu.
O güne kadar karı sadece sınıftaki mevsim şeridinde ve yılbaşı kartlarında görmüştüm.
Okuldan geldim, pencereden bakıyorum. O da ne? Kar yağıyor! Sevinçle, heyecanla, hayranlıkla bakıyorum. Sabırsızlıkla tutmasını bekliyorum. O yılbaşı kartlarında gördüğüm büyüleyici manzaraların oluşmasını; mevsim şeridindeki kar oyunlarının oynanmasını bekliyorum, bekliyorum...
Köylüler şaşkın halimle biraz da dalga geçer gibi , “bakarsan , tutmaz kar”diyorlar.
Sabah gözlerime inanamıyorum. Aman Allahım! Her yer bembeyaz, diz boyu kar. Ne müthiş bir manzara. Hiç böylesini görmemiştim. Bir yerde yaşamak için mutlaka oraya kar yağmalı diye düşünüyorum. Deniz için de aynı şeyi söylerim. Bir memleketin denizi ve karı varsa oradaki insanların keyfi beyde yoktur derim. (Kutupları bilemem.)
Burada da deniz var, kar var. Değmeyin keyfime. Dışarı çıkıyorum. Buradaki insanlar için sıradan birşey ama benim için çok önemli, çok özel adımlar: Karda yürüyorum... Sanki uzayda yürüyorum... Müthiş bir şey bu. Buz kalıbı gibi değil. Pamuk gibi değil. Bambaşka bir duygu. İnanılmaz. Uzanıyorum sırt üstü , boylu boyunca. Vücudumun kalıbı çıkıyor karın üstünde. Kartopu oynuyoruz, kardanadam yapıyoruz. Kızak yok ama el ele tutuşup kayıyoruz saatlerce... Kar sevincini ilk kez yaşıyorum .Öyle mutluyum ki...
Eve giriyorum, ocağın (kuzine) başında ellerimi ısıtmaya çalışıyorum. Üzerimdekiler sırılsıklam. Ellerim ısındıkça sızlıyor, ısındıkça sızlıyor. Dayanılır gibi değil.
...Ankara’dayım, yıllardır. Kar, buz, soğuk istemediğin kadar. Kızım küçük daha. Okula yeni başlamış. “Yoğun kar yağışı nedeniyle okullar tatil.” Kardanadam yapmak istiyoruz. Bahçeye çıkıp birlikte yapıyoruz. Fena olmuyor. Kafasına bere, boynuna atkı; gözleri zeytinden, burnu ise (havucumuz bitmiş) küçük bir odun parçasından. Kızım çok seviniyor. Ama içime sinmiyor. Havuçtan olmalı burnu. Benim gördüğüm bütün kardanadam resimlerinde burun havuçtan. Soğuktan kızarmış gibi...
Karda yürümek de güzel. Sıkıca giyiniyoruz kızımla, doğru manava. Zaten birkaç parça birşeyler alacaktım.
Havuç istiyorum. Manav iyi bir satıcı. Çok kibar. Her sebzeyi verirken en iyisini seçiyor. Havuç için soruyor: “Çorbalık mı kızartmalık mı olsun?” diye. (Ben aradaki farkı bilemem tabii.) Biraz eziliyorum, büzülüyorum ama yalan da söyleyemiyorum: “Kardanadam yapmıştık da...” diyorum. “Burnuna...” “Kem-küm...”
Anladı, hiç gülmedi. Gayet ciddi: “Yarım kilo versem olur mu?” dedi. En güzellerini seçip verdi.
Hatırladıkça gülümserim bu anıma.
Yıllar sonra yine böyle bir kardanadam yapmıştık evimizin balkonuna. Komşunun muzip küçük kızı burnunu ve gözlerini yemişti de...
Fazilet Ünsal ELİAÇIK
Şehir/Aralık 2008
YORUMLAR
Tebrikler çok hoş bir anıydı...İçten ve samimi satırları okurken o anları yaşadım...Tabi ki her mevsimin kendine göre güzelliği vardır ama malesef soğuk memleketin insanı,kar anısını böyle hoş anlatamaz :-( çünkü kar yağdığında çektiği sıkıntıları çok iyi bilirler :-)))
Ellerinize ve yüreğinize sağlık...Selam ve sevgiler
Çok temiz,kar gibi dildi...Beğendim çok.
Engüzel söz;..Bakarsan kar tutmaz !
Anadolu bilgeliği;
Üç sözcükte sevda
Bu kadar güzel özetlenebilir...
Demek ki, bakışlar o kadar sıcak
O kadar eritici,
Dere tepe su altında kalacak
Akıp gidecek ovalara
Kardan su,sudan çiçek,
Çiçekten böcek
Böcekten arı
Arı çiçekten alır balı
Anadolu;karlarca sevdalı...
Bu şiirse sizin güzelliğinizden çıktı...
O kadar olacak
Siz güneylisiniz
Kar altında dağlar
Yüreğiniz sımsıcak...
TEŞEKKÜRLER KOCAMAN BOLKAR TEPESİ KADAR !
Şaban Aktaş tarafından 4/27/2008 10:30:10 AM zamanında düzenlenmiştir.
Değerli meslektaşım, güzel bir anınızla aramıza hoş geldiniz safalar getirdiniz. Beni mesleğin ilk yıllarına götürdünüz. Benim de ilk görev yerim Ordu'nun merkeze bağlı Gökömer Köyü idi. Hatıralarım canlandı. Öykülerimin olduğu sayfama bakarsanız Ordu da geçirdiğim günler size de nostalji olur.
Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum efendim. Kaleminiz daim Rabbim yâr ve yardımcınız olsun.
egitimci38 tarafından 1/21/2008 8:30:15 PM zamanında düzenlenmiştir.