Şiirlerin Efendisi – 2
İKİ GÖZ
Aslında okurla buluşmaya can atan ve şairinin, ‘bir başka göz’le kendisini olgunlaştırmasını bekleyen ‘aceleci şiirler’; besleyici gıdasını paylaşıldığı ortamlardan alır. Bu şekilde şairinden kalan boşluğu, doğal olarak ‘bir başka göz’e sahip olan ‘okur’ doldurur. Bu anlamda zaten ‘okur’; aslında şiirler için algılayıcı bir ‘görür’ öğedir, bileşendir.
Şiirlerin gelişiminde bu açıdan bakıldığında çoğu kere gözlenen ‘prematüre kurgular’; tamamlayıcı organlarını, okurun, belki de eleştirmenin ek imgeleri / dizgeleri ve hattâ geri bildirimi içeren bir iletisi yoluyla görebilirler. Çünkü şiirin müsebibi olan şair, ‘bir başka göz’ün kendi içinde oluşası için gerekli zamanı kullanmamış; anlık bir sunum, anlık bir kitleye erişerek evrimini de bir hilkat gâribesi olarak tamamlamıştır.
Oysa şairlik; aynen liderlik, önderlik veya yönetmenlik gibi güçlü birikimlere dayalı olan ‘bir başka göz’e (yani ikinci bir göze) sahip olan kişilerin gerçekleştirdiği bir sanat işidir. Yani şiir, mecliste oluşturulmaz; tartışılarak olgunlaştırılmaz, yasalaşmaz! Her bir mebus, şiiri kendine çekemez; diğerlerinin beğenmesinden taviz verilemez; çok yönlü / kimlikli olması yadsınamaz; yani kimliği yok edilemez! Kimliksiz olup, ünlü ozanların tarzına yönelenler bile bunu karalayan şairine değil, bilinen şiir önderlerine atfedilirken; öznel yazılan şiirlerin, ağızdan ağza değişken olup, dilden dile aktarılırken anonim olması beklenemez mâniler gibi.
Paylaşıma açılan her şiir, kendisini gelişme sürecinde gören şairlerin, ‘bir başka göz’ü aradığı şiirdir. Şiir siteleri de bunun için vardır, yorum kutucuları da çırağın tek gıdasıdır gelişimini tamamlaması için. Yani paylaşım ortamı, nostalji yapılamayacak derecede ciddî bir okul niteliğindedir; evvelki basılı paylaşımlardaki medya maliyetinin çöpe atılamadığı gibi. Çünkü o zamanlarda yazan, cidî yazacaktır; bir şiir, dokuz ay on günlük doğacaktır; Buna karşılık genç kuşak, sıfır maliyetle sanal paylaşım ortamını kullanabilen bir dünyada yaşamaktadır; yani denemek, bedâvadır!
Hangi aşamada şair, ‘bir başka göz’ü aramalıdır? Gelişen bir ‘şair’ (şiir yazarı / denemecisi); şiirine yeterince zaman ayırıp, dizelerinin kurgusunu, esinlenebileceği başka bir olayı alt tema olarak kullanmayı, bu olguları imge seçimleriyle betimlemeyi saptadıktan, sesteş araştırmasını gerçekleştirdikten sonra ve artık bundan böyle şiire yeni bir şey katamayacağını anladığında ancak okur gözüne yönlenmeli, başka birinin bakışına doğru yol almalıdır. Çünkü daha yeni yeni tarzını geliştirmekte olduğundan, kendisine ulaşan geri bildirimler; mevcut tarzı yakıyor-yıkıyor olmayacak, hevesini örselemeyecektir. Şair, giderek nişan almayı öğrendiğinden dolayı da, daha etkili ifadelerin geçerli olduğu dünyayı, kendisine uyarladığı şiir dilini bilecek ve birikimini de bu dil yoluyla aktaracaktır.
Böylece şair, gücenmeyecek ancak pekişecek; kibirlenmeyecek ancak onurlanacaktır! Bir şairin alçakgönüllülüğü, şiirinin gelişmesi için kendisinde bulunması gereken elzem erdemlerden sadece biridir. Kişiliğin, sanatçı olmakla ilgisini kuramayanlarsa; zaten doğru birikimle, insanı/yaşamı tanıyamayanla eşdeğerdir! Çoğu tanınan / bilinen şairler, zaten kibre karşı aşılanmıştır; böbürlenerek dolaşmayı bilmemekte, böylesi bir kişiliği de hastalık saymaktadırlar.
Sonuçta şairin, içinde barındırdığı kişiliğinin totaliter / baskıcı yanlarından sıyrılarak, şiir tarzının gelişmesinde, ‘okur’u anlamasında, kendi şiir dilini geliştirmesinde, ‘karşıdakiler’in gösterdiği sanal rotayı izlemesi gerekiyor. ‘bir başka göz’ (‘iki göz’); şiirin imrendiği bir gereç (destek), şairin yüksündüğü bir engebedir (köstek), hiç açığa çıkaramadığı narsist eğilimlerinin kurbanıdır. Başkalarının terazisiyle tartılmak durumunda kalan bir ‘sanat misyoneri’; aradaki dengeyi kurabilecektir; sanat kefesini de ‘sanal gözler’le doldurabilen bir ‘şair’, gerçek şiirleri üretebilecektir. Daha da ileriye giderek, diyebiliriz ki; ‘bir başka göz’ün terazisinde değerlenen her şiir, bir ‘şair’ doğuracaktır!
Orhanti, 10 Mart 2012
YORUMLAR
bir dostumuzun yorumudur:
"
Altına imzamı atabileceğim ve şiir yazan herkesin okuması gereken bir yazı.
Orhan Bey'e bu yazısı için sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
İki mısra yazıp "ben şair oldum" diye kendini ortaya atanların çoğunlukta olduğu günümüz şiir camiasında şairlik merdivenini ağır ağır çıkmaya çalışan şiir yürekli kimselerin nasıl davranması gerektiğini de gözler önüne seriyor.
Tebrik ve takdirlerimle...
"
selamla.