- 2197 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARDAHAN DESTANI - ARDAHAN ÖYKÜLERİ-270
GAZİ HALİT PAŞA, "Hücum!.." DİYEN DE
GÖLEBERT’İN ORDAN, BEN DE KATILDIM
KIĞİ YENER, SAĞ KANADIN BAŞINDA
YAVUZ KEMAL, SOLDAN DALIŞ BAŞLATTI
TOPÇU BATARYASI, DESTEK ATIŞTA
ZANARSIN Kİ, BAĞDAT BOMBALANIYOR
KARARGAHTAN "Ola,vurun!.." EMRİNİ
... BALABEY’İN OĞLU, ERDAL GETİRDİ
SİBOP İSMET, STRATEJİ SAPTADI
COŞKUN ATEŞ, ERMENİ’Yİ TAPTADI
ORTALIĞI KARA DUMAN KAPLADI
EFO’YU, KÖSTEKLİ SAAT KURTARDI
BİR EMEDEN, RUSLAR DAĞI AŞTILAR
ALTAYLAR’IN ETEĞİNE KAÇTILAR
EVO, GÜVO,LEZGİ,BİR DE FERMANİ
ÖMÜRBOYU CENK YEMİNİ İÇTİLER
DERVİŞGİL’E, KARS KÖPRÜSÜ CİVARI
YAVUZ KEMAL, DEĞİRMENİ ÇEVİRDİ
"BANA BİŞE YOK MU ?.." DEDİ, GAT YAVUZ
PAŞA ONA, ÇARŞIDAN YER AYIRDI
KUVAYİ MİLLİYE, METİN VARLI’YI
O GEÇE’YE, BEYLERBEYİ ATADI
USTA ASKER, MANEVRACI JALO’YA
KÖTEMELİK KOLAĞASI DENİLDİ
23 ŞUBAT’TA KURTULDU ŞEHİR
"SERHAT" ÜNVANIYLA, ONUR KAZANDI
KOR DURSUN’UN ADI, ESKİ MEYDAN’A
KOR CENGİZ’E, GAZİ ŞİLTİ VERİLDİ
_YUSUF ZİYA KAYA
Ankara - 1991
Yusuf Ziya Kaya, ironik: Ardahan’ı içkin şiirler yazar. Ben; Yusuf Ziya’nın Ardahan şiirlerini haz ederim. Severim.
Yukarıda ki dönem; dönemin delikanlılarını, Yusuf Ziya Bey’den şiirsel müzikle dinlerken. Efkar ve fikirler boğuntusuna daldım! Gah gücendim hayata; gah hüzünlendim billaha!
Neydi o günler?
Bu lafı Ardahana sebep söylemişler, de mi?
O Ardahandan şimdi eser yok!
O ARDAHANDAN ŞİMDİ ESER YOK!
Ardahan’ı hiç kimse kıymasa zaman süpürmüş uzaya!
Kimse kalmamış Eski Ardahan’dan!
Durer mi? O durer mi? Bu durer mi?
Mezarlarda ne çok adam durer!
Ölüm vaki olmuş; devran dönmüş!
Yaptırdığı evin kirasını yiyememiş! Oğluda yiyememiş.Torunu kireyi yiyer ve goruna rehmet okuyor bayramdan bayrama.
Çok ecizlenende gene goruna okuyor:
"- Dede! diyer. İki daire daha bırakamıyer miydin, seni gorunda kuk oturmuyasın? " diyer. Heyirli zürriyet odur ki arkadan bişey okutsun! İşter o tevür okusun, işter bu tevür, illam okusun!
ÖLÜMDEN SONRA
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü,
Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak..
Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bize arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aksimizden eser yok.
Cahit Sıtkı TARANCI
" - Müzik ruhun gıdası He mi ağabeg?
Adamın sohbetine limon sıkmamak oldu bununkisi ve sohbete özözüne eklendi.
- Ele da! Ferzende Efendi! Müzik stresi yumuşatermiş.
- Sabahtandur dinliyerim. Doydumsa neyim? Arap müziği, yok! Hint müziği, ne hoşmiş!"
Ses daima harikadır. Öğreticidir. Dünyada herkesin anlayacağı lisandır. Müziğe dair bir deyişte vardır. Herşey enerji parçacıklarıymış ve öyleyse ve de bu aksiyom’u peşinen varsayıyorsak: İkinci bap şuymuş: Enerji titreşimleri ses çıkarırmış. Müzik dediğimiz; bizim dediğimiz ile: Müzikmiş!
Sesler, enerjilerin çıkardığı titreşimlermiş. Titreşimler müzikmiş. Stresli ses. Stresli enerjiden geliyormuş. O zaman müzik resim gibi biçimlendirme maddelerini aynı maddi kaynaktan alarak yansıtmacılığını hem biçimle, hem;varolan durum ile birlikte yapıyormuş.
Müzik, resim ışıktan veya seslerden gelmeklikle kurgulanıyor. Kurgulanmaları onların maddi durum ve maddi araçlardan ayrık oldukları sanısına bizleri taşımamalı. Bir fantezi bir mesnetsiz oyalanma, oyun gibi anlamamalıyız sanatları.
" - Ferzende Ağabeg güzel sesin yanında bed ses de var! O ne tevür olacak?
- Şimdi bed ses olur mu?
- Dul karı sesi bed ses degül müdür?
Bu tıkandı. Yavaşça çıkmaya çabaladı:
- Dul karının bir o sesi mi ki var?
Ben gözünün içine eyce baktım.
- Dulkarının su çimme sesi de var ki; birinci nomarayı alur o ses Örövizyona getse!
Ben bunla başa çıkamayacağımı anladım:
- Pardon Ağabeg o sesi unutmuştum. Bene müsaade! Sene kurban!.."
Minimalizm ve minimalistler demişlere:
LESS İS MORE!
AZ ÖZDÜR!
"Bohça açan gelinde var; goruna sıçanda!"
More is Less: Çok azdır amma velakin! Ne fayda!
YALÇINER YILMAZ
23-03-2012
ARDAHAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.