BİR GAVURDAĞLI'NIN AMERİKAN MACERALARI - 7
(Devam...)
Bu az evvel gansgterlerin kaçarken ceplerinden düşürdükleri kartvizitti.Hemen bir çırpıda arabadan atlayıp o kartviziti aldım ve üzerini dikkatilce okumaya çalıştım.Bu kartvizit gerek Alfred için gerekse bizim çok önemliydi.En azından bu adamlar hakkında fikir sahibi olabilecektik.Kart vizitin üzerinde italik koyu harflerle "AMHER COMP. Newcity street number 13, Humpert Mall floor 3- Tulsa,OKLAHAMA" yazıyordu.Kartvizitin üzerinde herhangi bir isim falan yazmıyordu.Arka tarafını çevirdim arkasında da herhangi bir yazı yazmıyordu.Oldukça ilginç,ve gizemli bir durumdu.Ne bir telefon numarası,ne bir isim,ne bir rumuz vardı.Sadece altın sarısı bir kartvizitin üzerinde bir firma adresinden başka bir şey yoktu.Bu arada dalmış olmalıyım ki,Monika’nın öksürmesi ile kendime geldim.Kartviziti hemen ceketimin iç cebine koyarak arabaya koşturdum.Alfred’i unutmuştum bir an.O ölümle pençeleşiyorken ben kartvizitin ilginçliğine kafayı takmıştım.
Arabaya oturduğum gibi gaza yüklendim ve hızla pınarların bulunduğu mesire yerine doğru gitmeye başladım.Göz ucuyla Monika’ya baktım hala şokta gibiydi ve içini dinliyordu.Kimbilir aklından neler geçiyordu.Benimle tanıştığı güne mi lanet ediyor du,Alfred’in karşımıza çıktığı ana mı lanet ediyordu,bilemiyordum.Onu kendi haliyle baş başa bırakıp bir an önce suların bulunduğu mesire yerine doğru tam gaz yola devam ettim.Yaklaşık on dakika kadar sonra mesire yerine ulaştım.Arabayı hızla yolun biraz iç tarafında bulunan selvi söğütlerinin olduğu yere çektim.Burası az biraz yoldan daha yüksekçe bir yerdeydi.Yol kısmen buradan görülebiliyordu.Orada doğal akan çok tatlı sulu küçük nefis bir pınar vardı.Daha evvel Dallas’a geldiğim zamanlar sık sık buraya kafa dinlemeye gelirdim.Bildiğim yerlerdi,hoş yerlerdi buralar.Arabanın bagajını pınara denk gelecek şekilde iyice yanaştırdım.Arabadan atladığım gibi bagaja koşturdum.O saatte artık Alfred’i bagajdan çıkarmak için Monika’nın yardımına ihtiyaç duydum.Ona seslenmeden önce üzerimdeki ceketimi Alfred’i koyacağım yere serdim.Bagajdan fazla kanlanmamış olan bir iki parça daha elbiseyi daha rastgele,alelacele yere serdim.Alfred’i tek başıma bagajdan çıkaramayacağımı bildiğim için Monika’ya seslendim ;
-Monika bir dakika buraya gelirmisin,dedim.
Aslında baygın halde,kanlar içinde bagajda bulunan Alfred’i böyle gömesini asla istemezdim.Zaten hala şok halindeydi.Bir de bu korkunç manzarayı görürse bayılması işten bile değildi.Monika ilk seslenişimi duymamış olmalı ki sesimi yükselterek tekrar seslendim;
-Monika,sana söylüyorum güzelim,bir dakika yanıma gelir misin? bu defa beni duydu.
-Geliyorum Talip dedi,ve yanıma geldi.Daha bagaja eğilmemiş ti
-Bana yardım eder misin,Alfred’i bagajdan hemen çıkarmamız lazım,bir çok kurşun isabet etmiş gözüküyor.Her an ölebilecek halde ,dedim.Seslenmedi bile.Ben kafa tarafına geçmiş eğilmiştim,Monika nın da ayaklarından tutmasını söyledim.Tek başıma çıkarmam çok tehlikeli olabilirdi.Monika bagaja doğru eğilmişti ki,birden çığlık atarak;
-Aman Allahım buna ne olmuş böyle,diyerek olduğu yere yığılıverdi.Korktuğum başıma gelmişti.Monika boş bir çuval gibi düşüp bayılmıştı.
İçimden lanet okuyarak;
-Hay bin kunduzbir bir bu eksikti şimdi.Korktuğum başıma geldi işte,dedim.İki baygın insanın arasında kalakalmıştım.Biri can derdinden baygın,diğeri şok yüzünden baygındı.Önce bagajın önüne yığılan Monika’yı kenara çekmem gerekiyordu.
(Devamı gelecek..)
YORUMLAR
Başlığındna başlayarak sürükleyen bir çalışma. Güzel ilerleyen bir öykü. Paragraf boşluğu bırakırsanız gözlerimiz size minnettar kalacak sayın yazar:) O zaman çalışmanız daha şık duracak ve anlaşılır olacak.
Saygılar.