meselci'ye Mektuplar 13
Nihayet güneşin sıcağına maruz kaldım meselci. İki gündür güneşin keyfini iliklerime kadar hissediyorum. Bu sene bir daha kışla, yahut kar taneleriyle karşılaşmak istemiyorum. Ne olur bu mevzuda beni yargılama. Zevkim bu, ne yapacaksın meselci bey?..
Ve sanırım yavaştan bahara merhaba diyeceğiz. Bu güzel olacak benim için. Ne bileyim içim açılacak, karamsarlıktan kurtulacağım. Göğün maviliğinde dans edeceğim. Göğün temizliğine dalacağım küçük çocuklar gibi. Serçe kuşların sesleriyle mest olacağım. Börtü böcekle dertleşeceğim. Farklı bir iklim kucağına atılacağım. Mutlu olacağım baya, yetmez mi?..
Bir an önce bahar gelsin arzusundayım şiddetle...
Neden mi?
Nedeni basit: Baharı ve baharın rengi yeşili seviyorum. Maviyi her zaman seviyorum. Çünkü şiir rengimdir, ahengemdir mavi. Maviyle arkadaşlığım kadimdir. Mavinin üzerimdeki payı büyüktür, bunu hiç silemem ruhumda. Maviyle haşır neşirliğim meşhurdur. Deniz tutkunluğum buradan geliyor. Esmerlik üzerinde doğduğum toprağın kimliği... Anlayacağın renklerim sayılmayacak kadar fazla...
Renklerle aram iyidir. Hepsinin ayrı bir anlamı, farklı bir kumaşı söz konusu. Hiçbiri çirkin değildir gözümde. Renklerle manalar yakalarım. Renklerle kendimi daha çok ifade ederim. Renklerle alıp veremediğim olay yok. Hangisi selam verse bana, hatırı başımın üzerinde yeri hazırdır daima...
Renkler, her nesnenin dış kısmıdır. Adres belirtmede, aşkı tarif etmede, topları seçmede, elbiseleri giymede ve daha birçok alanda renklerden faydalanırız. Renklerin gücü, inkar edilemez bir gerçektir meselci...
Senin rengin şiir olsun/kalsın...
....................................
Mehmet Selim ÇİÇEK
5 Mart 2012,,,16.26,,,MARDİN