- 481 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nemelazım
Birçok meselede olduğu gibi, bu endişe
edilecek düşüncesini süt kardeşi meşhur
âlim Yahya Efendi’ye açmaya karar verir.
Keşfine, kerametine inandığı Yahya
Efendi’ye el yazısıyla bir mektup gönderir:
“Sen ilâhî sırlara vâkıfsın. Kerem eyle de,
bizi aydınlat. Bir devlet hangi hâlde çöker?
Osmanoğulları’nın âkibeti nasıl olur? Bir
gün olur da izmihlâle uğrar mı?” diye
özetler endişesini.
Devrin kudretli sultanı Muhteşem
Süleyman’dan gelen bu mektubu okuyan
Yahya Efendi’nin cevabı ise gayet kısadır:
“Nemelâzım be Sultanım!”
Topkapı Sarayı’nda bu cevabı hayretle
okuyan Sultan, bu söze bir mânâ veremez,
endişesi daha da artar. Zîrâ Yahya Efendi
gibi bir zât, ciddi bir meseleye böylesine
basit bir cevap vermezdi, vermemeliydi…
Söylenmeye başlar:
“Acaba bilmediğimiz bir mânâ mı vardır bu
cevapta?"
Kalkar, Yahya Efendi’nin Beşiktaş’taki
dergâhına gider.
Bu sefer sitem dolu bir şekilde "Ağabey ne
olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme,
soruyu ciddiye al!" diyerek, sorusunu
tekrar sorar,
Yahya Efendi duraklar: “Sultanım, sizin
sorunuzu ciddiye almamak kabil mi? Ben
sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve
kanaatimi de açıkça arz etmiştim.”
“İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım.
Sadece "nemelâzım be sultanım!”
demişsiniz. Sanki ‘beni böyle işlere
karıştırma’ der gibi bir mânâ çıkarıyorum.”
Yahya Efendi bunun üzerine, ibret dolu şu
sözleri tarih gergefine nakşeder:
“Sultanım!
Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlıklar
ayyûka çıksa...
İşitenler de nemelâzım, deyip uzaklaşsalar,
sonra koyunları kurtlar değil de, çobanlar
yese, bilenler bunu söylemeyip sussa,
gizleseler, fakirlerin, muhtaçların,
yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere
çıksa da, bunu da taşlardan başkası
işitmese, işte o zaman devletin sonu
görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi
boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır.
Âsâyiş ve emniyete vesile olan, itaat hissi
gider, halkta hürmet duygusu yok olur.
Çöküş ve izmihlâl de böylece mukadder
hâle gelir…”
Söyleneni dinlerken ağlamaya başlayan
koca Sultan, başını sallayarak da bunları
tasdik eder. Söz bitince ikazlarının devamı
için tembihte bulunur süt kardeşine. Sonra
da memleketinde kendisini ikaz eden
böyle bir âlim olduğu için Allah’a
şükrederek oradan ayrılır…Ne mutlu o idarecilere ki nasihate her zaman açıktırlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.