Rasim'i dinlerken-3 Ermenistan Sınırı
Mehmet bunun üzerine Ermenistan’a gitmeye karar veriyor. Bir iki gün sonra bir at bulup Ermenistan sınırını geçer ve öbür tarafta tarif edilen Ermeni subayı aramaya başlar. Bir merada tesadüfen Kürt bir çobanla karşılaşır ve Ermeni subayla nişanlısının hikayesini anlatmaya başlar. Çoban bahse konu subayı tanıdığını hatta onun yanında çalıştığını Ermeni subayın nişanlısını nikahina aldığını söyler. Mehmet bunun üzerine ondan yardım ister ve beraber Ermeni subayın çiftliğine giderler. Çoban Mehmeti yattığı ranzanın altında saklar. Bir iki gün böyle gider. Mehmet çobanın nişanlısına onu almaya geldiğini onu görmek istediğini söylemesini ister. Çoban nişanlısına haber verir nişanlısı Mehmed’in yanına gelir konuşup sözleşirler. Nişanlısı iyi bir bulup ilk fırsatta kaçacaklarını söyler. Ancak nişanlısının alıştığı bu zengin hayattan vazgeçmeye niyeti yoktur. Bu zengin ve güçlü subayı bırakıp, hiç bir varlığı olmayan mehmeti tercih etmeyi düşünmüyordu. Sinsi bir plan hazırlayıp Mehmet’ten kurtulmayı düşünüyordu. Ertesi gün nişanlısı Mehmet’e kaçmak için hazır olduğunu söyler ve beraber bir at almaya ahıra giderler ancak Ermeni subay içerde Mehmet’i bekliyordur. Nişanlısıyla bir olup ellerini bağladıktan sonra evin büyükçe salonuna götürürler. Burada Mehmet’i çarmıha bağlayıp ellerini çarmıha çivilerler. Bir süre kamçılayıp iyice işkence ettikten sonra subayla nişanlısı soyunup gözünün önünde ilişkiye girerler. Mehmet’e en ağır gelende budur. Ermeni subay onu öldürmeyi ertesi güne bırakmak üzere çarmıhta bırakır. Mehmet hayatından ümidi kesmiş bir şekilde acı içinde çarmıhta bekliyordur. Bir ara dalmışken ayak sesleriyle irkilir. Başını kaldırıp baktığında güzelleri güzeli esmer bir kız ona doğru geliyordur. Kız etrafa iyice baktıktan sonra Mehmet’e bir bardak su verir ve onu niye bu hale soktuklarını sorar. Mehmet hikayesini anlatır... Kız aynı durumun kendi başınada geldiğini söyler. Subayın kızı olduğunu, babasının Mehmet’in nişanlısını kaçırdıktan sonra annesini öldürüp bir çuvala koyduktan sonra bataklığa attığını, yıllardır intikam almak için fırsat kolladığını söyler. Bunun üzerine kız Mehmet’e babasıyla üvey annesini öldürüp beraber kaçmayı teklif eder ve anlaşırlar. Ertesi günün sabahı subayla karısı Mehmet’e biraz daha işkence yaptıktan sonra öldürmek için salona inerler. Mehmet olduğu yerde duruyordur. Ancak onları kötü bir tuzak bekliyordur. Subayın kızı onlar masaya oturduktan sonra elinde bir silahla karşılarına çıkar ve ikisinede bir iki el sıktıktan sonra ellerini ayaklarını bağlar Mehmet’i çözer ve bunlara iyice eziyet ettikten sonra ikisininde belini kırıp katladıktan sonra çuvala koyup bataklığa atarlar. Daha sonra Ermeni subayın kızı bir at hazırlayıp Mehmet ile beraber köylerine dönerler. Kız müslüman olup Mehmet ile evlenir.işte Rasim’in babasının kahvede gördüğü elleri delik adamın hikayesi budur...
Not: gerçek hikayedir. Hikaye veya öykü konusunda tecrübem olmadığından anlatımı ve hatalarımı hoşgörün. Bana anlatılan bu benzersiz hikayeyi yazmadan geçemedim...
YORUMLAR
Sevgili LODOS, ne maceraydı ama... anlayamadığım, bir insanın belini kırıp ikiye nasıl katlarsın...yahu zaten öykü dediğin yaşanmış ya da yaşanması mümkün olabilen şeylerin anlatılması değil midir? nasıl kırarlarsa kırsInlar, bize ne? Senaryo yazarları, yazdıkları senaryoya ait anekdotları belirlerken, önce, olayı GENİŞ ZAMAN KİPİ kullanarak özetler. İşte oğlan yukardan gelir. Kız aşağıdan çıkar.Buluşurlar... gibi. SENİN YAZIN BİRAZ SENARYO ÖZETİ GİBİ OLMUŞ. Yoksa, öykünün anekdottu ilginç ve değişik, Dİ'Lİ GEÇMİŞ ZAMAN İLE, EYLEM TASVİRLERİNE de YER VERİLEREK ANLATSAYDIN GÜZEL BİR ÖYKÜ ORTAYA ÇIKARDI. EMEĞİNE SAGIYLA...SELAMLAR.
Lodoš
Biraz gerçekdışı görünüyor. Ama mümkünsüz de değil. Her ne ise; kurgu ya da gerçek, hikayeyi beğendim.
Öykülemeniz bence güzel. Yazdıkça çok daha güzelleşecektir. Bir de paragraf bıraksaydınız çok daha okunaklı olacaktı.
Kutluyorum. Saygılar.