- 1374 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR YURTSEVER' İN ATEŞLİ ÇIĞLIĞI
İspanya o yıllarda eski imparatorluk gücünü tamamen yitirmişti. Ülke bitip tükenmez kargaşalıklar içindeydi. Grevler,ayrılıkçı hareketler, ve hükümet bunalımları sürüp gidiyordu.
1931 yılında yapılan belediye seçimlerinde büyük kentlerde en büyük oyu Cumhuriyetçiler kazanmıştı. Cumhuriyetçilerin büyük başarı gösterdiğini gören Kral 13. Alfonzo kurtuluşu yurt dışına kaçmakta buldu. Böylece İspanya’ da egemenlik kralcılardan solculara ve
Cumhuriyetçilere geçti.
1933 yılının Kasım ayında yapılan seçimleri kazanan sağcılar, bütün güçleriyle devrimci hareketi ezmeye giriştiler. Bu acılı dönem üç yıl sürdü. 18 Şubat 1936’ da yapılan seçimlerde geniş bir yelpaze oluşturmayı başaran komünistler, sosyalistler, anarşistler ve cumhuriyetçiler bu seçimi büyük bir farkla kazanarak ’ Frente Popular ’ yani Halk Cephesi’ ni kurdular.
Sol cephe hükümetine İlk tepki ordudan geldi. Temmuz ayında İspanya’ daki askeri garnizonlar ayaklandılar. Ayaklanmanın başı faşist muhalefetin sağ kalan lideri olan Sansura idi. Sansura bir uçak kazasında ölünce yerine general Franco geçti.
Franco cumhuriyetçi hükümete savaş açtığında emrindeki falanjistlerin sayısı üç yüz bini geçiyordu. Kısa süre sonra bunlara başka garnizonlarda katılmakta gecikmediler.
Buna karşın cumhuriyetçi hükümeti ise hava ve polis kuvvetleri ve halk destekliyordu. General Rojo’ nun komutasındaki cumhuriyet ordusunun bel kemiğini halk cephesi ne bağlı işçiler oluşturuyordu.
Cumhuriyetçiler tüm dünyaya bir çağrıda bulundular ve ilerici demokrat güçlerden destek istediler. Bu çağrıya yanıt kısa zamanda geldi. Bir çok ülkede ’ Uluslararası Tugaylar ’ oluşturuldu ve cumhuriyetçilerin safında çarpışmak üzere İspanya’ ya gönderildi. Uluslararası Tugaylar, Guadolojoro ve Granada savaşlarında cumhuriyetçilerle birlikte omuz omuza savaştılar. Bu tugayların sayısı 40 bin kişiyi buluyordu. Bir müddet sonra, 1938 Eylülünde Uluslararası Ademi Müdahale Komitesinin politikası yüzünden İspanya’ dan çekilmek zorunda kaldı.
İspanya’ daki sağcı güçleri Almanya ve İtalya gibi faşist yönetimler destekliyordu. Bu ülkelerin askeri desteği karşısında cumhuriyetçiler sivil gönüllülerin desteği ancak simgesel bir nitelik taşımaktan öteye gitmiyordu.Böyle olmasına rağmen cumhuriyetçiler ve sivil gönüllüler tam 32 ay yiğitçe direnmeyi başardılar. Franco, Hitler ve Mussolini güçleri cumhuriyetçiler karşısında belirgin bir üstünlük sağlayamadılar.
1937 yılında Guernico kenti ve sivil halkı Alman uçaklarınca bombalandı. Koca kent yerle bir edildi, binlerce insan öldü. Bu vahşet dünya kamuoyunda büyük yankılar uyandırdı. Ama savaşı durduramadı. İspanya iç savaşı acı, kan ve gözyaşıyla sürmeye devam etti.
Faşist Franco birlikleri güçlü saldırılarla kısa bir süre sonunda Akdeniz kıyılarına ulaştı. 1939 Ocak ayında cumhuriyetçi güçlerin Barcelona ve çevresindeki son cepheleri de düştü. 1939 Mart’ ında Franco Madrit’ e girdi. Ertesi gün bütün İspanya faşistlerce işgal edildi.
İspanya iç savaşı faşizmin zaferi ve demokrasi cephesinin yenilgisiyle sona erdi.
Binlece cumhuriyetçi faşistler tarafından kurşuna dizildi. Kurşuna dizilenler arasında her yaştan insan vardı. İspanya iç savaşından geriye kan, barut, gözyaşı ve faşist Franco tarafından kurşuna dizilen beş devrimci yurtseverden birinin kurşuna dizilmeden önceki ateşli çığlığı olan şu dizeler kaldı.
Öldüğümde şafak vaktinde yarın
Gelip ağlamayın başında mezarımın
Olmayacağım altında toprağın
Ben özgürlük rüzgarıyım
Eseceğim üstünde İspanya’ nın.