- 662 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SIĞINAGIMIZ!
Hayat sıkıntılarla, sevinç ve kederlerle dolu bir sınav, bir yaşam şeklidir. Hayatta yol alırken, bazen birilerinden, çevremizden uzak diyarlara, yurt dışına ya da dünyadan başka mekânlara gitmeyi tasavvur ederiz. Kendimizden, yakınlarımızdan, görevden kaçışı düşünürüz. Hayattan veya birilerinden kaçmak var mıdır? Varsa bu kime, nereye kaçıştır? Bizi sorumsuzluğa, karamsarlığa, yok oluşa götüren nedir? Bunun adı sahipsizlik değilse, maneviyatsızlık değilse, nedir?
Karamsarlığı kendine yaren edinen insanların dünyası karanlıktır… Kalbi kararmış, gönlü daralmış, kalbinde sevgiyi azaltmış insan, kendisine ve çevresine faydalı olamaz.
Hayat, ümitsiz ve sevgisiz yaşanacak, nefretle harcanacak kadar uzun değildir. Hayatımızın sonuna kadar birçok problemlerimiz, eksiklerimiz olacaktır. İnsanın zor anlarında dertlerini paylaşabilecek dosta, yarene ihtiyacı vardır. İnsanın en samimi dostu kalbindeki inancıdır, yaratanına olan bağlılığıdır. Kendimizi tüm kötü, karamsar düşüncelerden arındırır, kalbimizde güzel duygular beslediğimizde huzur ve mutluluklar gün yüzüne çıkacaktır.
“Hayatınız kötü yola girmişse unutmayın direksiyonda sizsiniz” Hayatlarını düzene koymak isteyenler, önce kendilerini terbiyeden geçirme gereğini anlamalıdırlar. Kimse problemlerin sorumluluğunu başkasına yükleyemez. Bütünün bir parçası olarak sorun da, çözüm de insanın kendisinde başlar.
Bazen hayatı çekilmez olarak görüyoruz. Belki yaratan bizi bir şeylerle imtihan etmek istiyor. Bu makam, mal, evlat, eş, iş ya da terkedilmişlik olabilir. Hayatta olmanın, sabretmenin, şükretmenin bir erdem olduğunu bilerek yaşamak hayatımıza birçok güzellikler katabilir. “Birçok sıkıntılara rağmen güzeldir yaşamak, güzelsin hayat” demek hayatımıza renk katarak umutlarımızı artırabilir. Yeter ki bizlerin bakışı ve anlayışı olumlu olsun. Bununla ilgili bir bakış ve yaklaşım örneğini hatırlatmak istiyorum.
Kadının biri sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç tel saç görmüş.
" Hım,.. “demiş, “Galiba bugün saçımı örgü yapacağım." Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş. Ertesi gün kalkmış, aynaya bakmış, kafasında iki tel saç kalmış." Hım. " demiş, “Bugün saçımı ikiye ayıracağım." Dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş. Bir ertesi gün yine kalkmış, aynaya bakmış, kafasında tek tel saç var. " Tamam, tamam. “ demiş. “ Artık bugün atkuyruğu yaparım." Öyle de yapmış ve çok çok güzel bir gün geçirmiş. Daha bir ertesi gün aynaya baktığında, kafasında bir tek tel bile kalmamış. " Vay! " diye bağırmış. " Bugün saç derdim yok. "
Bakış açısı çok şeydir. Güzellik inançtadır, bakıştadır, ruhtadır, ruhta ve inançta derinleşmededir…
Hayat herkes için bir sınanma, mücadele ve tecrübeler yığınıdır. Her bir canlı belli hikmetlerden dolayı eşit yaratılmamıştır. Başımıza gelenler de eşit değildir. Hayatta pes etmeden, sabırla mücadele etmeli paylaşılabilecek, sevilebilecek hoş taraftan bakılacak birçok güzelliklerin de var olduğunu bilerek samimice yaşamalıyız. Ümitsizler diyarında gezmeden, kimseyi kırmadan, bizleri başkalarından farklı kılan güzel taraflarımızı çoğaltarak hayatımıza anlam katmalıyız... Güveni samimiyeti, sevgiyi, umudu çoğaltarak hayatta mutlu yaşayabiliriz...
Hayattan kaçmak problemlerin çözümü olamaz. Yaşamdaki sıkıntılar adına kendimizi, insanlığımızı sorgulamalıyız. İletişimler kopmuş, değerler yozlaşmış, vicdanda kırıntılar kalmamışsa artık acı, keder, mutsuzluk kaçınılmazdır. Şayet ruhta güzellik ve derinleşme yoksa gönüller arası mesafeler uzayacak, insanlar arası ilişkiler azalacak, insanlar huzuru bulamayacaktır.
Yaşadığımız tüm sıkıntıların hayatımızın bir parçası olduğunu kabullenerek mücadele edersek problemleri azaltabiliriz. En güzel yaşanacak günler için, karamsarlığa düşmeden, yalancılığı başarı saymadan, yalnızlığa itilmeden, sevgisizliği yaşamadan sapkınlara dürüstlük, namus ve ahlak dersi vererek, tüm arınmışlık adına samimiliği sadeliği, sevgi ve hoş görüyü yaşayarak hayatımızı manalandırabiliriz.
Her şeyin en iyisini daha yaşamadığımız olarak görerek, hayatın güzel bir hediye olduğunu bilerek, hayatı bir ucundan yakalayarak bu gün benim günüm diyebilerek bir yerden başlayalım... Ümitsizler diyarında gezinmeden, hiç bir şeyden kaçmadan, umudu yok etmeden, güzelliğe hasretle vicdan ve inanç sığınağında yaşayalım ki mutlu olalım.
Küçük yüreklerde büyük sevgi, inanç ve umutlar taşımak nihayette bizi mutlu edecektir. Güneş her sabah yeniden doğuyor. Gün her şafakta birçok yeni umutlarla güzelleşiyor. Her şeye rağmen hayatın yeniden güzelliklerini paylaşmaya, sıkıntılara direnmeye değer yanları vardır.
Hayatın her anında sabır, şükür, direnme, mücadele etme, ümitler taşımak, tevekkül etmek bizleri mutlu ve başarılı kılacaktır. Hayattaki tüm güzellikler inançtan, eksiklik de bizden kaynaklanmaktadır. İnsanların tüm problemlerin çözümü için, asıl sığınağı inançta ve yaratana yöneliştedir. Ruhta ilerleme, inançta derinleşme sıkıntıların çözüm şifresidir…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.