AYGIR

• 4 Şubat 2012 Cumartesi 11:16:09

Çok sinirliydi süvari Yüzbaşı’sı. Bir delilik yapıp, Karacabey Harasından, yeni gelen atlar arasındaki, 4 yaşlarında bir damızlık aygırı, binek olarak seçmişti. Çok iyi ata binen bu subay, deli atı yola getirebileceğini düşünüyordu.
Oysa, damızlık olarak ayrılmış bu hayvana, hiç eğer vurulmamış,yanına kimse sokulmamıştı. Kızıl donlu, muhteşem Aygır’ın, uzun yeleleri ve kuyruğu siyahtı. Ön ayakları ile arka ayağının biri beyaz renkteydi . Yine alnın da,uzun beyaz bir akması vardı. Görüntüsü çok güzel olan bu at, kendisine çok iyi davranan Yüzbaşıdan başkasını yanına yaklaştırmıyor,ama süvarisine de pek yumuşak davranmıyordu.
Yüzbaşı, günlerce atı eliyle beslemiş,onu kendisi tımar etmiş,eğerini o vurmuş,gemini o takmıştı. Veteriner, bu aygırın iğdiş edilmesini gerektiğini söylüyor,fakat Yüzbaşıya söz geçiremiyordu.
Aygırın, kısrak kişnemesine doğru, yön değiştirerek koşup gitmesi gibi, çok kötü bir huyu vardı. Her sabah yapılan, süvari geçişinde, Komutanı selamlamak üzere, en önde giden deli aygır,yan yan yürür,Yüzbaşı, geme ilave olarak, Aygırın azgına taktığı, kant armayı çekerek,geçidi zor tamamlardı. Geçiş sonrası , Yüzbaşının, dizginleri germekten elleri şişmiş, bacak araları, ağrıdan onu yürüyemez hale getirmiş olurdu. Ama o , bunu Aygıra olan sevgisinden ,kimseye belli etmek istemez, kendi kendine ,
’Bir halt ettik işte. Ama ben seni yola getireceğim, bak görürsün sen ’ diye söylenip dururdu.

Süvariler, dört nala kalktıklarında ise, Aygır mutlaka en öne geçmek , sonra da diğer atlarla, arayı açmak isterdi. Susurluk’ta esnaf, bu Yüzbaşının işe gitmesini ve dönüşünü dört gözle bekler olmuştu.

Arnavut taşları ile döşeli Susurluk Çarşısı, atın nal vuruşlarından çın çın öter,yan yan yürüyerek gösteri yapan Aygır,kenara çekilerek onu seyreden esnafı, başını aşağı yukarı sallayarak , adeta selamlardı.Süt satan ihtiyarın , arabasını çeken yaşlı kısrak,başı yerde ve cılız haliyle Aygırın gelişini duyunca dikilir, isterik kişnemeleri ile dikkatini çekmeye çalışırdı. Allah’tan ki Aygır ona pek kıymet vermez , yanından geçer giderdi.


Bir gün Süvarileri denetlemeye, Komutan gelmiş, Yüzbaşıya bir taktik durum vererek, onun bölüğünü göreve sevk etmişti.Yüzbaşı, emri alır almaz takımlarına bildirerek, kendisi de yola koyulmak istedi.Ama gelen Komutanın, süt beyaz kısrağı ,Aygırın dikkatini çekmiş,Aygır gitmek istemiyor,burun deliklerini açıp kapatarak, kısrağa doğru, vahşi kişne meler,homurtular çıkartıyordu.

Yüzbaşı, deliye dönmüştü.Komut dilemeyen bu ata kırbacı ile hafifçe vurdu.İçinden ‘’Veteriner haklı, bunu iğdiş ettirmekten başka çare yok’’diye geçiriyordu. Demek ki işte bu yüzden süvari birliklerinde Aygır bulundurmak istemiyorlardı, En arkada kalmıştı. Takımlar araziye yayılmışlar, neredeyse süvari hücumu başlayacaktı. Ama bölük komutanı ortada yoktu.

Yüzbaşı, zorlukla beyaz kısraktan kurtardığı ,Aygır ile ara bir yoldan, birliğinin başına geçmeye çalışıyor, kestirmeden önlerine çıkmak istiyordu. Tatbikat alanına giden patika yola, meyve bahçelerinin arasına sürdü Aygırını. Küçük bir dereye ve 10 metrelik tahta bir köprüye geldiler. Atı yavaşlattı.

Birden, köprünün üzerinde beyaz elbiseli,beyaz sakallı,nur yüzlü yaşlı bir adamla karsılaştı. Hiç kıpırdamayan, bu ihtiyara geldiğinde, atı zor durdurmuştu.
‘’Yahu Dede köprüyü müsaade et de geçeyim .Neden ortada duruyorsun? Az kaldı çarpacaktım sana.’’
‘’Evladım, canım cigara çekti de,bana bir cigara verir misin?’’
Yüzbaşı , çok sinirli ve iki eliyle, atı zor zapt etmekteydi. Bu durumda küçük bir yalan söyledi.
‘’Ben sigara içmiyorum.Dede , yolda durma bak, atı zor zapt ediyorum’’dedi İhtiyar, kenara çekildi ve Aygır, bir ok gibi yeniden fırladı ama 20 metre gitmeden ,birden şaha kalkarak durdu .Yüzbaşı ,yere düşmemek için, verdiği mücadeleyi zor kazanmıştı.

Atı sakinleştirdiğin de, birden yanı başında o ihtiyarı gördü . İhtiyarın elinde , Yüzbaşının tabakası ve çakmağı vardı.’’Bunları düşürdün evladım’’dedi, ak sakallı ihtiyar.
Yüzbaşı çok mahcup olmuştu .Özür diliyor. ’’Kusura bakma Dede,bu at çok deli.onu zapt edemiyorum. Bir de, elimi bırakıp, sana sigara vermeye kalksam , neredeyse üzerinden atacak beni. Bu yüzden, yalan söyledim. Affet beni.’’ diye mahcup olarak konuşuyordu..

İhtiyar,’Üzülme oğlum,bundan böyle bu at, seni üzmeyecek. Sen ,iyi bir insansın. Bana yalan söylemesen, atı zapt edemeyecek tin. Allah yerine göre yapılan,mecburiyetten olan bütün günahları affeder .Bak süvarilerin, bu taraftalar.Hadi uğurlar olsun ’dedi.

Yaşlı adam , atın gözlerini,burnunu,yüzünü okşamakta, ellerini aygırın uzun yelelerinde gezdirmekte idi. Yanına yaklaşanı ısırmaya çalışan Aygır, kuzu gibi olmuştu. Yüzbaşı, şaşkın , ürkek ,elleri titreyerek ,tabakadan bir sigara alıp yaktı.
Gördüklerine , yaşadıklarına inanamıyordu. Aygırı, uslu bir beygir olmuş gibi hissetmekteydi. Yerinde duramayan Aygırın, kıpırdamadan durmasına hayret ediyordu.

Atını mahmuzlayıp oradan uzaklaşırken, arkasına dönüp baktı , ama ihtiyardan eser yoktu.Şaşkınlığı daha da artarak birliğine yetişebildi ve son anda komutanın seyir yerine yaklaşırken önüne geçtiği süvarilerin başında, gür sesiyle komutunu verebildi.
‘’Kılınç çeeeek, İleriiiiiiii , Bismillaaaah Hücuuuummmmm’’
Süvariler, hücum borusu eşiğinde, en önde Yüzbaşı olduğu halde ,yalın kılınç hedefe girdiler. Düşmanı temsilen kazıkların üstüne yerleştirilmiş karpuzları, keskin kılıçlarıyla doğrayarak hedefi ele geçirdiler.

Komutan, çok memnun kalmıştı.Teşekkür etmek için, yanına çağırdığı ,sabah Komutanın altındaki beyaz kısrağa kafayı takan, Yüzbaşının Aygırı, Kısrak’ ına dönüp bakmıyordu bile.Alay Komutanı,
Yine bu Aygır, başımıza iş açacak. Hayri yüzbaşı da hiç laf dinlemiyor.Onunla bu konuyu konuşmam gerek ’ diye içinden geçiriyordu.Ama hayret, Aygır sanki iğdiş edilmiş , bir beygir olmuştu.

Yüzbaşının yüzünde,mutlu bir gülümseme, iki elini birden serbest bıraktığı Aygırın üzerinde, göz göze geldiği veterinere, Aygırı göstererek, gülüp duruyordu.Bak nasıl yola getirdim dercesine.
Başını iki yana sallayan Veteriner in , ’la havle ’ desturu, Yüzbaşıyı hiç şaşırtmışa benzemiyordu.

e.yaşar ovalı 4.10.2011