- 606 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Toplum Ve Halk 13
13-]Tüm toplumlarda ve halk yaşamında; aile ve emek, ortak payda olmaktadır. Halk, kendi düşünce tüketimini ve düşünce üretimini bu parçalı yapısıyla kısmen kendi yapıyordu. Yaşamsal tüketimini de çeşitlendiriyordu. Üretim biçimi ile sınırlı olan toplum kültürlerine göre, halk; kendi gruplarını ve grup yaşamlarını mutlak yaşam tipi bu gibi bir sanıya kapılışla geliştirebilmektedirler. Bu eğilimleri kesikli ve sınırlıdır.
Toplum, bireye ürettirirken; halka da, üretimini ve hizmetini sunar. Halk bu üretim ve hizmet alışını tüketirken, yaşamlarını sürdürürken, kendilerini tensel, tinsel yönde serbestlikle geliştirir. Bu inançsal gelişmenin ve düşünsel gelişmenin, en boyutlanır yanı; sınırlık lığı kontrol olunamazcasına, kendileri ile sınırlı başıboş olmasıdır. Buradaki kültürler çatışması, folklor, dolaysı ile sanat, edebiyat, düşün bilim gibi, kimi ürünler çoğu kez, topluma transfer edilirler. Kimi kılgısal siyasalar ve uygulamalar da burada var edilir. Bu geçişmeler toplumun, halka; halkın toplumla yan yana oluşundan ötürü yansıyışıdır.
Örneğin, halkın da yaşamsa bir tutumu olan okuryazarlığın, halkın topluma yansımasıyla, toplumca kimi sorunların çözümünü de gerektirmektedir. Halk tarafından seçme, seçilir olma gibi toplum içine halkın yansıması vardır. Kısmen topluma yabancı olan halk, bu gibi durumlarıyla ve bu yabancılığı ile toplumun sorunsalı olmaktadır.
Halkın seçme yolu ile yetkili kılınışları ile seçilme formasyonu, bir münevverlik ön şartını da açıkça ve zımnen halka dayatır. Veya halktı kişilerin, birey olurla; kendi toplumlarının üretim ve hizmet ilişkileri içine katılır olacakları, apaçık bir durumdur. Bu gibi nedenlerle, halkın eğitimi; toplumsallaştırılır.
Buna rağmen yine halkın bir tutumu olan, ağaca çaput bağlama gibi yaşantı aştırma düşüncelerini toplum; kendi üretim ilişkileri içinde olmayışıyla olumsuzlarken; özel yaşamın içinde olmasını da, ne olumlar ne olumsuzlar. Bunu kişinin kendi düşünsel olgunluk tavrı olarak bilip belirler. Toplum halkın bu gibi durumlarını da kendi içine yansıtmaz.
Ne halk toplumdan uzak ve kopuktur, ne de toplum halktan uzak ve kopuktur. Reel kopuk bir durum, toplumla ters düşme gerilemesi getirir. Halk, son tahlilde toplumsal istihsallerin tüketilmesini, kendi yaşamları içinde yaşantı aştırarak, özel ve öznel yaşamlarını sürdürürler. Halkın üretim yapması, bu kulvarının içindeki yol alırlığı ile ve bu kulvar dışına taşımasından kaynaklı duygu çelişmeleri içindeki var oluştur. Halk, iki zemine değin, ilişkin üretimleri; kılgın tuttukça gelişirler. Bunları saltık aştırdıkça da, içinden çıkılmaz olan bezginliklere düşerler.
Halkın bir eğilimi de, eğlencenin genel olarak ortaya konup, tüketilmesidir. Halkın, böyle bir yaşam ve yaşantı sal olurla; kendi sektörünü üreten, bir hayat var ediş yönleri de vardır. Halk ta, bu şekli ile bir ihtiyaç sağlamaktadır. Halk tarafından bu kabil sağlamalar, halkın kendi boş zamanı olan, boşluklu ve tanecikli devinme alanlarını; eğlence kabili durumlarla doldurmasıdır. İnsanın, doğadaki amaçsız gibi olan oyun severliği, bir amaçlılığa ve eğlence çılgınlıklarına değin varabilmektedir. Böylece bu alanda da bir halk sektörü, oluşturmuştur.
Sonuçta, toplumun üretimi bir anlamda halk için olurken, halk üretiminin tümü; toplum için değildir. Halkın direkt toplum için üretmeyen bir yanı da vardır. Örneğin; inançları, evini temiz tutması, evi için yemek yapıp pişirmesi, eğlenmesi (eğlenmenin hizmet olarak alınan yanı toplumsaldır); nefretleri, severlikleri, modern tutumları gibi yanları halkın, kişisel üretimleridirler.
Daha başlangıcın, araç-emek yoğun hüneri, toplumsal olana doğru uç vermişti. Toplumsa girişmeler, sosyal grup yaşamlarını, doğadaki diğer organikti üretim formları içinde olmayan bir biçime, aktardı. Bu yeni yapı toplumsal yaşam biçimiydi.
Oluşan toplum sal çatı; kendi yoğunlaşmasını, halk sal yaşam olacak belirmelerini de; iç içe yaşıyordu. Henüz daha gelişmeci periyodun başındaydı, Üretimin tüketilmesi ve sahiplenilmesi bireysel eşmemiş ve komününse tasarrufların paylaşımındaydı. Kişinin a sosyal yaşamları içinde zayıf bir iletişim ve zayıf bir davranışsal saygı hiyerarşisi vardır. Birbirine dil olarak, düşünce olaraktan, aktaramadığı, tutumları vardır. Ve yine a sosyal olanın kişisel yaşantılımdı yansıma anlayışlı, sanı sal inanmalarını, aktaramama gibi girişmeli olmayan durumları da vardı.
İşte insanlık; toplum sal olanı, yani insansal yaşamı ortaya çıkarırken; bu inanmalara dek anlayışlarını da, halk sal yaşayışla belirginleştirdiler. Yani bedenlerinin emek güçlerini, yeni toplumla; nesnel olanla şekillenmeğe başladılar.
İnsanlık, topluma dek üretimse ilişkilerini ivmelendirirken, insanın kullandığı eski kuşdili; sosyal birlik yapının, gelişmiş yapı dili olmuştu. Şimdi de bu dil toplumsa anlaşmanın dili yapmayla, iyice gelişmeğe başladı. Bu gelişme sayesinde, taşır oldukları inançsal sanı kanı duygularını da, toplumun işleyişiyle ilişkilenen, yeni bir yorum dillerine dönüşmekle; öznellik ve öznel anlatım, müthiş bir sıçrama yaptı.
Halk yaşamı, bu alanda; büyücülük, kehanet, gibi anlamalarıyla, ortaklaşa yaşamda, bir tinsel gelişme olarak, bir aitti eştirme formu olarak ve biçimsel olaraktan var bulundu. Sosyal birlikti aşamada, kâhin veya büyücülerin saygınlıktan öte bir maddi çıkarı yoktu. Çünkü gelişen yapı, tüketimi ve mülkiyeti özelleştirişle, seçici eşmemişti. Daha sonra dinler; bu öznellik alanı içinde, toplumsal yapıların aksama yapan yansıması doğrultusuyla, bu ökültist alanlar da, kendi devinme kuralıyla tomurcuklanacaklardı.
Sürecek
YORUMLAR
beyefendi toplumbilim dalına lgim olduğundan okudum yazınızı ama cümleleri biraz daha ampirik yazarsanzı daha okunaklı olur.
Bayram KAYA 1
İlginize teşekürler.
Yazım, ortaklaşa olurla, bilindiğini sandığım tarihi ve bilimsel verilere dek çıkarsamalar ve yeni düşüncelerin, ortaya konmasıdır.
Bu bağlamda halk ve toplumun tarihsel gelişimi içindeki seyredişine göre birikmiş inşalar üzerine olmamız, oldukça gözlemsel, akeolojik ve yazınsal destekleriyle analiz edilici öznel ve depo bilgilere değin ampirikliğini içermektedir.
Tekrar teşekürlerimle saygılar...