Kül kedisi 4
Seyithanim o geceyi nerdeyse uykusuz geçirmişti,kâbuslar içinde. Üzerine karabasan
lar çöküyor, o incecik beden, ağır bir kaya parçasına dönüşüyordu. Kapkaranlıktı her
yer,oda, dünya.Sanki koskoca dünya tepesine olanca gücüyle biniyor,kollarını kıpırda
tamıyordu. Kocasına yatana kadar içtiği sigaralar yetmemiş,yataktan kalmış,oflaya puf
laya sigarasını tüttürüyordu. Bir ara Seyithanim’e dürttü "Kız seyithanim,küllük nerde"
diye sordu. Seyithanim ağırlaşmış gövdesini kaldıramadı.Pelteleşmiş dilini ağzında zor çevirdi. "Şurdan,mutfaktan alıvir.Kızlar bulaşığı yıkayınca,orada bırakmışlardır.."
Memed’a söylendi "Uyandırdık hanımefendiyi."
Seyithanim üzerindeki ağırlığı atıp,uyumaya çalıştı. Gözleri diken gibi batıyor,tam uy
kuya dalacakken,vücudundaki zınlamayla sanki uykuyla savaşıyordu.Böyle uyur uyanık
ne kadar kaldı bilinmez,soğuk odanın içini inceden bir horlama kaplamıştı..
Memed’a mutfaktan küllüğü buldu,salona geçti. Soba salonda kuruluydu. Çoluk çocuk
burada yatıyordu. Çocuklara baktı.Büyük oğlan odanın birindeydi.Yatmadan önce oda
elektirikli sobayla ısıtılmıştı. Üç kız ve küçük oğlan burada yatıyorlardı. Ortanca kızlar
sedirde ayak uçları birbirine değecek biçimde yatıyordu. İki genç kız divanları paylaşmıştı.
Memed’a üzüntü içindeydi. Bu kadar çoluk çocuğa, n’olacaktı.Haftaya oğlan asker ola
cak. Kızın biri ulaşıklıydı. Az da olsa,onun da ihtiyaçları oluyordu. Küçük kız ilkokulda
okuyor. Küçük oğlan daha sabi,dünyadan bi haber."Allah’ım sen yardım et"dedi sigara
sından bir nefes çekerken. Bu çocukların rızkını ver. Şu bilâl ineğinin aklını başına
getir. Üç kuruş az para verecem diye yıllardır çalışan emekçisini işten çıkardı. N’apar
ne ederiz. Karı dırdırı,kızların acıyarak bakmaları,büyük oğlanın boynunun bükülmesi.
Şu diyosa gidip,boyun mu büksem; o kadar az ücrete ben de çalışırım mı desem. Çat
kışlar başlamadan. Sabah ola,hayrola! Uyumalıyım şimdi. Uyuyabilirsem tabii. Allah’ım
sen bu çoluk çocuğa yardım et. Hissettirmeden çıktı salondan Kapıyı yavaşça kapattı.
Kezban uyumamıştı .Babasını salona girdiğini duymuştu. Babasına acıdı. Zavallı adam
o kadar horanta başında,sigara içmesin de ne yapsındı.İyiki Kemal!le buluşmaya gitme
mişti. Yatakta olmadığını farkederdi mutlaka. Ya kemal,ne düşünüyordu şimdi?Kemal’i
düşününce üşüdü nedense.Yorganı başına çekti. Titremekten kurtulmak için büzüldü
ayaklarını birleştirip birbirinin üstüne koydu. Nerdeyse dişleri zangırdayacaktı. Derin
derin nefesler aldı. "Yarabbim bana n’olur yardım et! İnşaallah fazla kızmamıştır.
Kemal’in annesini düşününce içi ürperdi. Maşallahı vardı,annesinin dört misli büyüğü.
Gamsız kadın gamsız.Kocasını dövdüğünü söylerlerdi. Doğru muydu acaba?Yok canım!
O yapmak istese bile, Kemal ne güne duruyor. Yok, yok bana yapamaz. Gelin döven
cennet yüzü görmezmiş. Bu kadın da bunu bilirdi herhalde.Şimdi kalksam,usulca kapı
yı açsam.. babam duyar mı acaba? Adam daha şimdi çıktı ,hemen uyumamıştır canım.
Az daha bekleyip, çıksam.."
Kezban usulca yataktan kalktı. Sedirde yatan kardeşlerini uyandırmamaya çalışarak
pencereye abanıp, dışarıya baktı. Kemal’lerin evlerinin ışığı da yanmıyordu.Karanlıkta
bir karaltı mı vardı ne? Kemal olmasın.Kalbi çarpmaya başladı. Evet, oydu.Sokak lâmba
sının ışığı, bu karaltıyı belirginleştiriyordu. Evlerinin önünde tur attığı belliydi. Saat
kaç olmuştu acaba?Herhalde gece yarısını geçmiştir.Kezban kardeşlerini uyandırmama
ya çalışarak, üstlerinden çekildi. Yatağına yattı. Gitse bile biraz daha beklemeliydi.
Babası uyumuyor olabilirdi. Dış kapıyı açarken gıcırdayabilirdi. Tüh! Akşamdan kapıyı
yağlasaydı keşke.Gitmek istemiyordu ki.Dur! Biraz daha el ayak çekilsin hele.Dışardan
köpek havlamaları duyuluyordu .Çaydan gelen kurbağa vıraklamaları azalmıştı havalar
soğuyalı. Hatta bazen hiö duyulmuyordu. Tek tük araçlar geçiyordu Kemal’lerin evleri
nin önündeki caddeden. Bir gören olur muydu acaba? Karşı divanda yatan Fatma hafifçe öksürdü.Yoksa o da uyumuyor muydu? Uyumasa kımıldanırdı .Babası uyumuş muydu acaba? Allah göstermesin bir yakalanırsa, babası yapmadğı bırakmazdı. Canına
okurdu valla.
Kezban biraz daha beklemeyi uygun buldu. Ayağa kalkmaya çalıştığında gözleri kapan
mak üzreydi. Bu kadar geç saate kalmazdı uyumadan. Bugün bütün sıkıntılar üst üste
gelmişti. Bu gece onun için bir dönüm noktası gibiydi. Üstüne hırkasını aldı Baş
örtüsünü el yordamı bularak, başını örttü. Ayakları bir ileri,bir geri gidiyordu .Yaptığı
kendisine hiçte doğal gelmiyordu.Şöyle filmlerdeki gibi buluşsalar, güzel ağaçlık yerler
de. Yavaş yavaş birbirlerine doğru koşsalar; arkada duyulan fon müziği Ferdi Tayfur’un
du. Akşam güneşi..
Ayakkabılarını giydi. Yavaşça kapıyı açtı. Anahtarı almadığını farketti. Kapıyı birisi
açmayacaktıki ona. Ayakkabılıkta gezdirdi ellerini, ışığı yakmadığı için güçlükle buldu.
Anahtarın bağını sütyenini askısına geçirdi Usulca kapıyı örttü.İşte dışardaydı.Evlerin
pencerelerine göz gezdirdi hemen. Bu sokakta herkes erkenciydi. Eğer sevdikleri bir
dizi varsa, biraz bakar, yatarlardı. Pencerelerde ışık yoktu.İlerde, caddenin gerisinde
Kemal’in görüntüsünün elinde parlayan sigaranın sarı gezintisini gördü.Kalbinin sesini
durdurmalıydı.. Olmuyordu..Kemal onu farketmişti. Ona doğru yürüdü..
Devam edecek.. 5 1 2012 Nazik Gülünay
YORUMLAR
Ben bunu akçırmışım bu aralar işler üst üste geldi ondan sanırım. Yoksa takipçinizim biliyorsunuz. Bütün anlattığınız bir kış akşamından bir saat. Ama babanın gamını, kızın heyecanını satırlarınızda çok güzel hissetirmişsiniz. Tekrara düşmeden, okuyucuyu sıkmadan kahramanların zihnindeki gelgitleri çok hoş anlatmışsınız. Elinize sağlık.
glenay
Bir hafta kadar internete giremem.Yorumlara mesaj yazayım diya kısa bir süre girebildim,
selâm ve saygılarımla..
Değerli Arkadaşım.
Daha önceki yazılarınızda da görmüştüm ama bu sefer iyice dikketimi çekti. Özellikle "Şurdan,mutfaktan alıvir.'' Cümlesi tam olarak Fethiye şivesi. En azından Ege. Sanırım o taraflardansınız.
Öyküye gelince: Oldukça güzel ve kendini okutan bir öykü. Tamamen hayatın içinden oluşu, sanki çok tanıdığımız insanlar anlatılıyormuş gibi gelişi öyküye ayrı bir tad katmış. Yalnız sayfa düzeninde bir sorun var sanırım. Normalde bu tür bilgisayar ile yazılan yazılarda hece bolmesi olmaz ama sizin yazınızda var. Bilgisayardan kaynaklandığını sanıyorum.
Özetle: Bu gece çok güzel bir yazı okudum. Ellerinize sağlık.
Selam ve saygılarımla.
glenay
canım yazmak istemiyor. yazılarım bozuk çıkıyor.
Şiveye gelince, o zaman da söylemiştim. Ben Ankara Çubuk'luyum. Buranın
konuşması da böyle. tam olmasa da kimi yerlere serpiştiriyorum. Daha canlı
olsun diye..
Yorumunuza çok teşekkürler, selâm ve saygılarımla..