- 633 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RUHUMUZUN PENCERESİ OLAN KALBİMİZ
Kalbinin sükunet içinde ve mutmain olmasını mı istiyorsun,şayet böyle bir şey istiyorsan,kalbinin içinden geçenleri ve kalbinin neyin içinden geçtiğini çok iyi bilmelisin. Kalbinin hangi renklerle boyandığını ve hangi renklerin içinde bir renk olduğunu bilmelisin,belki bunun çok karışık ve çetrefilli bir şey olduğunu söyleyebilir ve düşünebilirsin,ben de sana derim ki “kalbinin haritasını tanımak ve kalbin hangi harita içinde yer aldığını bilmek” geniş ve derinlikli olmayı, okumayı,düşünmeyi ve sorgulamayı,taassuplardan uzak olmayı,sakin ve sabırlı olmayı gerektirir. Bilmelisin ki herşey adım adım gerçekleşir,zamanla olgunlaşır,hiçbir şey birdenbire ve aniden gerçekleşmez ve olgunlaşmaz. Şair “Tez kızaran gülden sakın” demiş. Hakiki olan şeyler gerekli zaman diliminde gerçekleşirler,Eğer gerekli olan zaman diliminden önce veya sonra gerçekleşiyorsa onun suni ve taklit olduğu bilelim.
Kalbimizin hangi evin penceresi olduğunu anlamaya çalışalım...Kalple ilgili klasik ve gelenekte yer olan bir takım yorumları,tanımları yanımıza alalım ve yola koyulalım,amacımız “şimdide” kendimizi anlamaya çalışmak,geçmiş “kendi şimdisinde” kendisini anlamaya çalıştı...Biz geçmişin kalbine şimdinin kalbi gibi bakamayız,bunu yaptığımızda bir hafıza kaybına uğrarız,çünkü yaşadığımız zamanı,mekanı ve şartları bırakıp ,geçmişe kolayca gömülüp cevap bulamayız,Şimdi içinde yaşayan bizim için geçmiş geçtiği için ve yaşamadığımız için kolaydır,basittir. Biz şimdiyi,yaşadığımız zamanın kavramları ve ihtiyaçları ile anlamak,yaşamak zorundayız.
Kalbimizin bir merkez olmaktan ziyade hakkın ve hakikatın bir penceresi olduğunu bilelim...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.