- 1112 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
ERAY DİYE ÖĞRENCİ GEÇTİ
Geçen gün fece booka baktım.Uzun zamandır haber alamadığım ve çok sevdiğim lise arkadaşım...Hemen ’nerelerdesin seni çok merak ettim’ diye yazdım. Arkadaşım da ’ev değiştirdiğini internetinin yeni bağlandığını’ söyledi. ’Bundan yazmayı sevmiyorum. Sesini duyayım.Seni çok özledim.’ Diye yazdı ve telefon etti.
Lisede bir grubumuz vardı.Bu gruptan hiç ayrılmadık.Bir kişi hariç.Beş kişi hala görüşüyoruz.Ben Erdek’e gittiğimde bir araya gelir, kaldığımız yerden sanki bir gün önce ayrılmışız gibi devam ederiz.
Jale içimizde en saf olanıydı.Telefon etti.Uzun bir konuşma geçti aramızda.Ben de bu yazı yazmayı düşündüğümden o yıllara gittik. Çok sevdiğim hocamı sordum vefat etmiş.Çok üzüldüm Allah rahmet eylesin.Diğer hocalarımla ilgili bilgi aldım.
En çok sevdiğim hocam vefat etmiş çok üzüldüm. Ben bütün öğretmenlerimi sevemedim. İlk okulda sınıf öğretmenim, lisedeyse iki veya üç öğretmenimi sevmişimdir.Zor seviyorum ama sevdim mi ölene kadar hiç unutmam. Her zaman yanlarında olurum.Ben sağlam bir dostumdur.
Yavuz Dişeker’di hocamın adı ve benim hiçbir dersime girmedi. Ben hocama pişeker derdim.Ben de kavuklu... Hocam Müdür yardımcısıydı.Tonton sevimli öğrencilerini çok seven bir insandı .Soyadı gibi şeker bir adamdı. Sevgimiz karşılıklıydı. Beni görünce halimi hatırımı sorardı.
Ben o zamanlar yine muzır, yaramaz, hareketli bir kızdım.Tam zıpır bir şeydim.Çay ocağına tenefüslerde yardım ediyordum. Hocalara çay servisi yapardım .Hocalara servis yaparken hep çay veya kahveyi tabaklarına dökerdim. Bir gün Yavuz Hocama çay götürüyordum.Odanın kapısına geldim.Bir baktım ki çay tabağı silmece çay dolmuş.Şekerler ıslanmış.Aldım şekerleri içine attım. Tabağı bardağa boşalttım. Odasına girdim.
-Eray şekerler nerede?
-Hocam unuttum içine atmış bulundum özür dilerim.
Hocam yüzüme baktı
-Kaç şeker attın kızım?
-İki şeker hocam.
-İyi de kızım biliyorsun ben tek şekerli içerim.
-Biliyorum hocam da onu unuttum özür dilerim.
Hoca yüzüme baktı anladı tabiî ki gülümsedi.
-Olsun kızım arkadaş hatırına çiğ tavuk yenir.Ben de çok şekerli çay içerim.
Ben utanarak odasından çıktım ama çok mutlu olmuştum. Ay canım hocam.
Ben lisedeyken çok başım ağrırdı.Her gün baş ağrısı çekerdim.Doktora gitmem.Doktora gitmeyi sevmezdim,hala daha doktora gitmeyi sevmiyorum.O zaman da doktora gitmek yerine baş ağrısını çekerdim. Annemle babam ’halan gibisin onunda başı çok ağrır ırsi ’derlerdi. Migrenim olduğunu yılar sonra öğrendim.Meğerse halamın da migreni varmış.Annele babam haklılarmış. Irsiymiş baş ağrım.
Okulda da baş ağrım tutardı.Biraz da okulu kırmak için izin almaya giderdim.Tabii ki Müdür Yardımcısı Yavuz Dişeker hocama.Kapısını çalar içeri girerdim.Beni görünce gülümser halimi hatırımı sorardı.
-Hocam başım çok ağrıyor bana izin verseniz ben eve gitsem...
-Olmaz kızım izin veremem.
Çekmecesinden bir kutu ilaç çıkarırdı.
-Al kızım bu ilacı iç.Bu çok iyi bir ilaç hemen baş ağrını geçirecek.
-Hocam siz bana izin verseniz ilaç içmesem
Bir yandan da avucuma ilacı tutuşturuyor.
-Hadi kızım sen iç bunu izin yok hadi dersine gir bakayım.
Ben başım önde amacıma ulaşamamış bir vaziyette derse giriyorum.Bir yandan da içimden hocaya söyleniyorum’’ne var izin versen, ben de gitsem’’diye.Ama ben usanmıyorum.’Durmak yok .Yola devam.’ Birkaç gün sonra yine okulda canım sıkıldı.Okulu kırıp gitmek istiyorum ama devamsızlık bayağı çok en iyisi izin almak.
Yine doğru bizim Yavuz Hocaya yine kapıyı çalıp içeri giriyorum
-Hocam benim başım ağrıyor hem de çok dayanamıyorum bana izin verseniz de ben eve gitsem.
Hoca yüzüme bakıyor bıyık altından gülüp gene çekmeceden ilaç kutusu çıkarıyor.
-Kızım bu ilaç yeni çıkmış çok güçlü ağrı kesici bundan bir tane iç bir şeyin kalmaz.
Yine avucuma hapı tutuşturup sınıfıma yolluyor.Acaba bizim hoca ek iş mi yapıyordu.İlaç mümessili miydi ?Acaba bu kadar ilacı nerden buluyordu? Bu izin isteme avuca ilaç tutuşturulup gönderilme bir kaç kez tekrarlandı.Ben bir kez olsun izin alamadım.Ama yılmak yok izin alacağım. Ben orta okulda izin vermiyorlar diye tebeşir tozu yutmuş ateşimi kırka çıkartmış öğrenciyim.Yavuz hocadan da izni alacağım sonunda İnada bindi iş.Aradan birkaç gün geçti ben yine baş ağrısı bahanesi izin isteme talebiyle yine Yavuz Hocanın odasının kapısındayım.İzin kağıdı yazan Yavuz Hoca. Ona mahkumum kapıyı çalıp içeriye giriyorum.Hoca kurt yutar mı?Kaçın kurrası.Baş ağrısı bahane.Okulu kırmak için geldiğimi biliyor.
-Gel Eray ne oldu kızım ?
-Şey hocam benim başım çok ağrıyor da.
Hoca yüzüme baktı artık sinirlenmişti ama kızmadı bağırmadı sadece
-Kızım senin adını ERAY koyacaklarına HAMURAY koysalarmış hep hastasın hamur gibisin.İzin yok ,ilaç yok doğru sınıfına.Bir daha izin için gelirsen arkadaş demem sevdiğim öğrenci demem seni bir temiz döverim.
Ben tabii ne yapacağımı bilmeden şaşkın bir şekilde odadan çıkıp doğru sınıfa.Bir daha da ’başım ağrıyor. Hocam bana izin’ diye Yavuz Hoca’nın odasına gitmedim.
Bir Pazertesi...Okulun ilk günü...Bayrak töreni var .Yavuz Hoca fellik fellik beni arıyor.Yanına gittim.Çay ocağına gidip ’Eray gelirse yanıma gönderin’ diye haber bıramış.Ben okula erken gelir çayın suyunu falan hazırlar kazanın altını yakardım.Çay ocağına gittiğimde ’Yavuz Hoca seni arıyor.Onu bulacakmışsın’ dediler.Ben de Yavuz Hoca’nın odasına gittim.Kapıyı çalıp odasına girdim.
-Hocam beni arıyormuşsunuz ne oldu?
-Neredesin sen kızım?
-Buralardayım hocam hayırdır.
-Çabuk bayrak törenine.Bayrağı sen taşıyacaksın.
-Olur hocam...
Bayrak töreninde iki tane erkek öğrenci ellerinde bayrakla gelecekler; bayrağı bana verecekler.Ben bayrak kucağımda, iki erkek öğrenci yanımda, bayrak direğinin yanına gideceğiz.Arkadaşlar bayrağı benden alacak ipe geçirecek ve direğe çekecek.İstiklal Marşı söylenmeye başlayacak.Biz de hazır olda durup İstiklal Marşını söyleyeceğiz. Anlatırken gayet kolay ve haftada iki kez tekrarlanıyor.Ama ben ilk kez bayrak törenine çıkacağım. Muzurum diye hocalar cesaret edemiyor bana öyle bir görev vermeye.Yavuz Hoca’daki büyük cesaret.Benim gibi öğrenciye güvenip bayrak çekme görevini veriyor.
Erkek arkadaşlar bayrağı getirdi bana verdiler.İki yanımda iki erkek ben ortada , bayrak direğinin önüne geldik ama ben kıkır kıkır gülüyorum.Çocuklar bana bakıyor sessizce
-Eray sus
Ben susacak gibi değilim.Kıkır kıkır gülüyorum.Bütün öğrenciler bana bakmaya başladı. Benim kıkırdamalar kahkahalara dönüştü.Bütün okul sesli gülmeye başladı.Benim sinirlerim bozuldu.Gözlerimden yaşlar gelene kadar kahkahalarla gülüyorum.Hocalar ters ters bakıyor bir kısmı benle gülüyor.Bütün okul bana bakıp güldüm. Bayrak elimden düştü.Arkadaşın biri bayrağı almaya eğildi.Çocuğun pantolonu ’carttt’ diye bir sesle yırtıldı.Bütün okul çoştu artık. Kimse duramıyor.Bayrak töreni sabote ettik resmen. Hocalar şaşkın. Onlar da başladılar gülmeye. Arkadaş arkasını tutarak kıpkırmızı suratla gitti.Yanıma başka bir öğrenci geldi.Bayrak direğe çekilecek başka yolu yok.Yavuz bey bana ters ters baktı...Bütün hocalar bakTI...Ama ben mümkün değil susamıyorum.
Milli Güvenlik Hocamız vardı Binbaşı.Karşımda durdu.Çok sert bir hocaydı.O dersimize girince ’nasılınız çocuklar ’ diye bir bağırdığı zaman camlar sallanırdı.Biz yanımızdan geçerken rüzgarından üşürdük.Öyle bir hocaydı.Bana sert sert baktı. Ben biraz korkup sustum.
-Kızım televizyonda Anıtkabir de askerler bayrak töreninde gülüyorlar mı?
Bağırarak söylüyor tabiî ki bende
-Cıkkkk sadece CIKKK
Başka bir şey diyecek halim yok ki gülmemeye çalışıyorum. Ağzım kapalı.Bütün okul zoraki susuyor.Hoca bana arkasını dönüp tam gitmeye yeltenirken.Ben arkadasında patlıyorum.Bu sefer kahkahalarla gülüyorum.Bütün okul kahkahalarla gülüyor.Hocalar bağırıyor ’susun’ diye ama kimsenin susacağı yok.Müdür hırsından olduğu yerde tepiniyor.Beni iki hoca kollarımdan tutarak karga tulumba oradan uzaklaştırıyorlar.Bütün okul ve ben -bahçenin diğer ucuna atılmış vaziyette- ama mutlu, gülmeye devam ediyoruz.İstiklal Marşı başlıyor ve bütün okul gülmekten söyleyemiyorlar. Sadece İstiklal Marşı o gün banttan okunuyor.Hiçbir öğrencinin sesi duyulmuyor.
Yavuz bey beni sonra odasına çağırttırdı.’Allah seni bildiği gibi yapsın sana bir şey diyemiyorum.Sen benim başımın belası mısın kızım.Beni öldüreceksin.Allah sana senin gibi yerinde duramayan ,yaramaz, fırlama ,zıpır evlatlar versin’dedi.Bense omuz silkip ’versinnn’ demiştim.Allahtan çocuklarım benim kadar yaramaz , fırlama, zıpır eli ayağı durmayan çocuk değiller.Ben akıllanmadan biraz da kaşınıyorum.
-Hocam Cuma günü yine ben Bayrak törenine çıkayım mı?
Hoca kafama bir ilaç kutusu çıkarıp fırlattı.Ben kapıyı açıp kaçarken arkamdan bağırıyordu hâla:
DEFOLLL
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
17.1.2012
YORUMLAR
Bence ..çok çok güzel bir anı,anılarımız bizim için hayatımızın içinde en güzel hatıra olsa gerek.Tebrik ediyorum.saygılarımla
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
İki satırda olsa insan birileri ile paylaşınca mutlu oluyor. Takdir ediyorum paylaşımlarınızı, çok içten ve hayatın içinden.
Sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Yazınızı dün okuyamamıştım. Sayfanıza girdiğimde yazıyı düzeltiyorum, yazıyordu.Güzel bir anıydı.
İnsan o yaşlarda her şeye gülüyor.Benimde kardeşimle birlikte böyle bir gülmek kırizi anım var.
Tebrikler, gülümseyerek okudum..
selâm ve sevgilerimle..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
glenay
Sizn iyazılarınızı şahsen, okumak güzeldi.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Ben bu yazıyı okumamışmıydım burası neresi, ben nerdeyim,yaptığım yorum nerde,
kafayımı yedim ne oldu bana tutmayın beni :)))
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Serhat BİNGÖL
Çok şaşırdım ve üzüldüm sorun ne bilmiyorum ancak şiir den ve yazı dan vaz gecmeyin lütfen,,,
Sizinle tanışmamız yeni sizi çok tanımıyorum tabiki ancak tanıdığım
kadarıyla sorunlarla baş edebileceğinize inanıyorum çünkü siz samimi
pozitif bir kardeşimsiniz sizi üzen şey neyse onu aşabilecek düşünce
yapısına sahip siniz bu konuda ben size güveniyorum
şiire ve yazıya devam anlaştık tamam.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Öğrencilik çocukluk anıları hiç unutulmuyor..
Çok zevk alarak okudum..
Tebrikler..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Merhaba Eraycım. Ben rüyamı gördüm. Yoksa erenleremi karıştım. Abdala malum olurmuş ya:))) Bu yazını okudum ve yorum yaptım diye hatırlıyorum. Yanılıyormuyum?
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Sevgilerimle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Öğrencilik yıllarıma gittim sayenizde ...
Akıcı ve sade bir dille yazılmış yazınızı kutluyorum gönülden.
Gün eksilmesin pencerenizden.
Saygılar, sevgiler.